2017 yılında büyüme ve ihracat

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Yeni TÜİK rakamlarına göre GSYH geçen senenin son çeyreğinde yüzde 3,51’lik bir büyüme kaydetti. Darbe girişiminin olduğu üçüncü çeyrekteki yüzde 1,25’lik daralmanın ardından son rakamlar makro anlanmada bir geri dönüşe işaret ediyor. Son çeyrek rakamıyla birlikte 2016 yılında büyüme yüzde 2.88 olarak gerçekleşmiş oldu. Bir önceki yıldaki yeni rakamlara göre yüzde 6.06’lık büyümeden sonra bu rakam önemli bir yavaşlamaya işaret ediyor. Ancak, bir darbe girişimi ve bir hükümet değişikliği yaşanan, kur hareketliliği ve not indirimlerinin gerçekleştiği bir yılda bu rakam pek de fena sayılmaz.

Bununla birlikte büyümeyle ilgili iki noktaya dikkat çekmek gerekiyor. Birincisi yüzde 3’ün altında bile olsa büyümenin toplumun tüm kesimlerine yansıyıp yansımadığı ikincisi ise büyümenin kaynakları.

Birinci soruyla ilgili olarak sanayi üretim rakamlarına bakalım. Sanayi üretiminde son yıllarda genel bir yavaşlama görülür hale gelmişti. 2016 yılında yavaşlama daha da belirgin hale geldi. Toplam sanayi üretimi içinde özellikle dayanıklı tüketim malları üretimi darbe girişiminden sonra, 2016 yılı ikinci yarısında önceki yıla göre önemli düşüşler gösterdi; halk tüketimi içinde en çok bu harcamalarını kesti. Daralan tüketim büyümeyi negative hale getirdi. Bu arada, beyaz eşya satışlarını esnafın gelirlerinin bir göstergesi olarak alırsak bu kesimin geçen sene ikinci yarısında ne derece sıkıştığı hakkında da bir fikrimiz olur.

Nitekim, bu sene şubat ayında beyaz eşya satışlarını artırmaya yönelik vergi indirimi politikası doğrudan bu sorunu çözmek için alındı. Kapasite kullanım oranlarının seyri, kararların Şubat ayından itibaren bir miktar canlanmayı beraberinde getirdiğini gösteriyor. Ancak ister perakende satışlar ister kredilerdeki büyüme yönünden bakın tüketimdeki canlanma pek yeterli gözükmüyor. Otomobil satışlarındaki dalgalanma ve tüketici, güven endeksi gibi diğer göstergeler de iç talebin büyümeyi yeterince yükseltebileceğine henüz işaret etmiyor.

2016 yılında son çeyrekte ve ortalamada yıl boyuncaki büyümeyi üç faktörle açıklayabiliriz: (i) her şeye rağmen büyüyen tüketim harcamaları, (ii) güçlü kamu harcamaları, ve (iii) inşaat sektörü. Buna karşılık dış talep hem ihracattaki durağanlık hem de ithalat açısından büyümeye negatif etki etti.

2017 yılında büyümenin kaynakları sorusu daha önemli hale geliyor. Gerekli canlanma iç talepten karşılanamayacaksa dış talebin yapabileceği katkıya bakılmalı.

İlk iki ayda enerji dışı ihracat yüzde 6.7 artarken enerji dışı ithalattaki artış yüzde 2.3’te kaldı. Her ikisinde de 2016 yılının aynı dönemindeki gerileme olumlu baz etkisi oluşturdu. Buna karşılık enerji fiyatlarındaki artışla birlikte enerji ithalatı faturası hızlı yükseldi (yüzde 40 oranında). TİM verilerine göre mart ayında ihracattaki artış yüzde 19’u buldu. Türkiye son kur hareketliliğinden çok zarar gördü; ancak kurların olumlu bir yansımasını ihracat fiyatlarında artan rekabet gücüyle yaşayabiliriz. Eğer ihracat bu senenin kalan aylarında hızlı bir artış gösterirse ithalatta da aramalları dışındaki bir yavaşlamayla (yine kurun etkisiyle) 2017 yılında dış talep büyümeye önceki yıllara göre daha olumlu yansıyabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018