Anayasal Devrimler kuşağına yeniden bakmak

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

 

1908'in tek başına kalmış bir olay olmadığını, ortada bir burjuva devrimleri ve/veya anayasal devrimler kuşağı olduğunu unutmamalıyız: 1905 Rusya; 1906 İran; 1910 Meksika; 1911 Çin. Anayasal devrimlerin Aydınlanma ile iç içe olduğunu, bizzat "Anayasa" teriminin bir Erken Aydınlanma ürünü olduğunu da unutmamalıyız. Böylece 1908 mecrasını Aydınlanma, aydın, intelligentsia kategorilerinin altını çizmeden kat etmenin mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Anayasal bir devrime yeni anlamlar ve yorumlar yüklemek ve eskiden beri taşıdığı bazı manaların unutulmasını önermek, özellikle konuya şimdiki zamandan bakmayı bir ölçüde kaçınılmaz kılan koşullardan dolayı, doğal sayılmalı.

Erken Aydınlanma Politik Aydınlanma'dır veya Radikal Aydınlanma'dır. Erken Aydınlanma'nın bağışlanamaz ve unutulamaz radikalizminden alınmak istenen post post-modern rövanş erken post-modernizmin intikamına göre daha az sürpriz etkisi taşıyabilir. Ama daha az köşeli veya daha az saldırgan olmasını beklemek için neden göremiyorum. Bunu da kabul edemeyiz. Bu amaçla Radikal Aydınlanma'yı veya Aydınlanma'nın Radikalizmini öne çıkarmalıyız. Bunu yaparken bir ek olarak İskoç aydınlanmasının etik karakterini ve moral aydın değerlerinin zamandan bağımsız niteliğini vurgulamalıyız. Adam Ferguson, Bernard Mandeville, Adam Smith ve, asri zamanlara da teğet geçmek gerekiyorsa, son olarak Aydınlanma değerlerinin "burjuva" değerler" olduğunu savunan Deirdre McCloskey'i yapıtaşları arasına alıp bunu yapabiliriz. Bu, sağcılar ve/veya gerçek liberaller için mihenk taşı mahiyetinde.

Bunu neden yapalım? Şu nedenle: Bu ülkede 30 yıldan beri akla hayale sığmaz vülgerlikte yanlış bir liberalizm rüzgarı estirildi ve giderek sığlaşan bir kamuoyunda bu rüzgar kolayca yaygınlaştırılabildi. Oysa, hiç olmazsa Adam Smith'i okumaya zahmet etseydik belki liberalizm hak ettiği düzlemde gündeme gelebilirdi. Pratikte bunlar 1908'e Erken Aydınlanma'yı merkeze koyarak bakmak ve The Theory of Moral Sentiments tarzında, İskoç aydınlanmasının ve ekonomi-politiğin etik-felsefi niteliğini vurgulayan ve Aydınlanma değerlerinin sokakta anlaşılan anlamda "burjuva değerler" olmadığını, olamayacağını savunan bir duruşu tanımlamak anlamına geliyor.    

Öte yandan, bir Anayasal devrimler kuşağına mukayeseli bakış olmadan yaklaşamayız. Aynı şekilde 1908 öncesi dünyanın ekonomi politiğini 2008 krizi öncesiyle kıyaslamak da kaçınamayacağımız verimli bir perspektif sunuyor. İdeolojik tutkallarını bularak ayakta kalan imparatorluklar -Çin ve İran- yüzyılın başındaki devrimler kuşağının sonuçlarına daha özel bir yaklaşımın ipuçlarını sağlayabilir. Sovyetler Birliği uzun süre tutkalını bulmuş bir imparatorluk gibi göründüyse de, sonuçta tutkalın tutmadığı anlaşıldı ve 21. yüzyılın başlangıcını üst belirleyen de hala bu sonuçtur.

Başka? Aydınlanma sadece prosedüre ilişkin değildir: özseldir. Dışsal semboller de önemlidir ve iki fonksiyonu -bazen birbirine karşıt biçimde- ifa edebilirler. Biçim-görüntü, bazı inançların içselleştirilemezliğini, inanılamazlığını, sığlığını ve sadece zahiri olandan ibaret halde var olabildiklerini sinyalleyebilir. Ama tam tersine içerik, öz ve biçim-görüntü arasında sağlam bir bağ da olabilir. Aydınlanma, tartışılması dahi düşünülemeyecek temel ve sıradan bireysel özgürlüklerden ibaret değildir ve Türk Aydınlanması, olduğu kadarıyla, sadece modern ve monden bir hayat yaşayabilme özgürlüğünü -önemli ama basit bir özgürlük- savunmaktan ibaret değildir; amacı da bu olmamıştır.

Modernizmden bu kadar nefret edilmesinin nedeni bütün bir varoluş, düşünüş, dünyayı sembolleştirme kipine itiraz etmesinde ve bu itirazı son derece güçlü bir kavram-alet-analitik avadanlıkla birleştirerek gerçekleştirebilmiş olmasındadır. Tabii ki Aydınlanma'nın vücut bulduğu özgül proje ve tasarımların bir kısmını zamanla terk edebiliriz: doğaldır. Ama Aydınlanma'nın kendisini ve radikal varlığını unutmayı, yok saymayı ve vazgeçmeyi tahayyül bile edemeyiz. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019