Avrupa ekonomi basını neler konuşuyor?

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Avrupa Ekonomi Basını Federasyonu…
27 ülkeden yayıncıları bir araya getiriyor…
Aralarında gazetemiz DÜNYA’nın da bulunduğu Financial Times’tan Handelsblatt’a Avrupa’nın seçkin 53 ekonomi yayını üyesi…
Kısa adı EBP…
Geçen hafta genel kurulu yapıldı…
Milano’da…
 ***
Genel kurulların her maddesi önemlidir ama…
EBP’de bir gündem maddesini iple çekerim…
Üyeler arası bilgi paylaşımı…
Bu bölümde, herkes ülkesindeki duruma ilişkin bilgi verir. Özellikle medya piyasasında neler olup bittiğine ilişkin…
Tabii, ülke ekonomisinin durumu da konuşulur. İşlevsel bir gelenek…
Düşünsenize, işin tam içindeki insanlardan, tam da sektöründe işinize yarayacak bilgileri hiçbir şeyle kıyaslanamayacak bir hızla topluyorsunuz…
Yaklaşık bir saat içerisinde Avrupa’nın, dahası Avrupa medyasının hal-i pür melali önünüzde…
 ***
Fakat bu kez, EBP Genel Sekreteri Slobodan Sibincic gündemin bu maddesine geldiğimizi söyleyince üyelerden bir vaveyladır koptu…
Ah’lamalar, of’lamalar gırla…
-Piyasa mı kaldı ki, ne konuşacağız? -Niye kötü şeylerden konuşmak zorundayız ki? -Bu bölümü geçsek olmaz mı? EBP Başkanı Gabriele Capolino baktı ki, kimsenin konuşmaya niyeti yok, “Norveç’ten başlayalım” dedi, “Belki biraz moralimiz düzelir…”
 ***
Finansavisen, EBP’nin Norveçli üyesi…
Direktörü Gretha Nicolaysen…
“Gerçekten de” dedi, “Biz Avrupa Birliği’nin dışındayız…
Kriz bizi pek etkilemedi…
Norveç ekonomisi, petrol endüstrisinin de yardımıyla daha iyi gidiyor…
Ama tabii ki dışında kalamadık…
Komşumuz İsveç’ten gelen işsiz 80 bin kişi şimdi Oslo’da çalışıyor…
Ve piyasa şu sıralarda yeniden aşağıya gidiyor…”
 ***
The Wall Street Journal Europe…
Aslında biliyorsunuz WSJ bir Amerikan finans gazetesi…
Finans gazetesi ama bizde o kadar satan gazete yok…
Dile kolay, 2 milyon satıyor…
WSJ 1983’ten beri de Avrupa edisyonunu çıkarıyor…
Tepe yöneticilerinden Andrea Müller, “Yazılı basın alanında büyük bir mücadele var” dedi,
“Satışlar ciddi şekilde azaldı…
Ama online tarafta ise gelişmeler cesaret verici…
Orada çift haneli büyüme yaşıyoruz!”
 ***
Handelsblatt…
Almanya’nın bir numaralı ekonomi gazetesi…
150 bin civarında satışı var…
O da WSJ Europe gibi bir yönetim değişikliğinin eşiğinde…
Yeni CEO’nun atanması bekleniyor…
Toplantıya katılan Marianne Dölz gazetenin üç genel müdüründen biri…
“Alman ekonomisi görece daha iyi. Reklamlar da fena gitmiyor” dedi Mairanne, “Ama ekonomi gazetelerinin durumu felaket…
Satışlarda ortalama yüzde 20 düşüş var…”
Marianne’nin aktardığına göre, Alman medyasında reklamlarda da büyük bir yer değiştirme yaşanıyor…
“Özellikle uluslararası reklamverenler elektronik medyaya yöneldi” diyor Dölz, “Biz de Handelsblatt’ın yeni iPad uygulamasını iki ay önce hayata geçirdik. Artık bedavaya servis vermiyoruz...”
 ***
“Bizde durum biraz Almanya’ya benziyor” dedi Dr. Christian Rainer, biraz muzip bir gülümsemeyle, “Ama her şeyin biraz daha küçüğünü düşünün…
Ve bu sene daha da küçülüyor!” Rainer Avusturyalı…
Avrupa’nın büyük medya gruplarından Gruner+Jahr AG’nin yayınladığı Profil dergisinin genel yayın yönetmeni…
“Biz de hem onlineda, hem iPad’da ücretli sisteme geçeceğiz” dedi, “Başka çare kalmadı, parayı veren okuyacak. Çünkü ortada bir şeyler dönüyor ama o dönenin para olmadığını biliyorum…”
 ***
Hannu Leinonen…
Dr. Reiner gibi o da EBP toplantılarının müdavimlerinden…
Genel Yayın Yönetmeni olduğu Kauppalehti, 5 milyonluk Finlandiya’da 70 bin satış yapıyor. Satışlarının yüzde 90’dan fazlası abone…
“İşler bu yıl ciddi şekilde değişti” dedi Hannu, “Aslında ben bugün burada olmamalıydım…
Bir türlü İtalya’ya uyum sağlayamayan Nokia marka cep telefonumdan biraz önce Nokia’nın Finlandiya’da 3 bin kişiyi işten çıkaracağını öğrendim.  İşten çıkarılacaklar dünya çapında 10 bini bulacak…
Bir durgunluğun tam ortasındayız…
Piyasa koşulları çok ama çok çetin…
Birçok şirket ‘kırmızı’ya geçti…
Fin ekonomi yönetimi, bu yıl için hala yüzde 1.5’luk bir büyümede ısrar ediyor…
Ancak işin kötüsü şu ki, ben dahil pek çok kişi buna inanmıyoruz…”
 ***
Fransa, İsviçre, İsveç, Belçika gibi ülkelerden katılan üyeler de benzer şeyler ifade ettiler…
Kimisinde sıkıntı had safhada…
Kimisi 2008 krizine göre biraz toparlanmış…
Ama kimse durumundan memnun değil…
Özellikle yazılı basında rakamlar ekside…
Tahmin edeceğiniz gibi en kötü durumda da Yunanistan…
Alexandra Vovolini…
Kerkyra Publishing’in patronu…
“Reklam pazarı yüzde 90 küçüldü” diyor, Aslına bakarsanız biz artık yokuz! Yunanistan’da şirketler bilançolarına bile bakmaya korkuyor!”
 ***
Alexandra, tecrübeli bir yayıncı…
EBP İcra Kurulu’nda…
Hemen herkes tanıyor…
Konuşması bitmeden, neredeyse herkes bir ağızdan sordu: “Ne olacak seçimlerin sonucu?”
Avrupalı yayıncılar Yunan seçimlerini kritik görüyor…
Bir anlamda Euro’nun ve dolayısıyla Avrupa’nın geleceği söz konusu…
“İnanın, bilmiyorum…” diye yanıtladı Alexandra, “Bir Syriza, bir Yeni Demokrasi öne geçiyor…
Son ankette Yeni Demokrasi öndeydi…”
-Peki Syriza kazanırsa ne olur? “Piyasanın morali iyice bozulur. Ama şunu söylemek lazım; Yeni Demokrasi kazansa da, kimse stresin son bulacağını düşünmüyor…
Filmde sadece İkinci Bölüm’e geçmiş oluruz, o kadar…”
 ***
Alexandra, Yunanistan’da olup bitenleri Star Wars filmlerine benzetiyor…
Pazar günü yapılan seçimleri bir ‘son’ olarak görmüyor…
Zamanda bir ileri bir geri gidip gelen daha çok ‘episod’lar seyredeceğimiz kanısında…
Peki ya İtalya? Acaba İtalyan gazeteciler, İspanya’dan sonra topun ağzında İtalya’nın olduğunu düşünüyor mu?
EBP Başkanı Gabriele Capolino, İtalya’nın önde gelen finans gazetesi Milano Finanza’nın Genel Müdürü…
“İtalya zengindir” diyor, “Vatandaşın 3 trilyon euroluk serveti var. Ama işin içine piyasa aktörlerinin beklentileri girince neler olabileceğini herhalde en iyi biz ekonomi gazetecileri biliriz…”
 ***
Gabriele şikayetçi…
“Piyasa her şey hemen olsun istiyor.
Düzenlemeler hemen yapılsın…
Maaşlar hemen indirilsin…
Kemer sıkma programları hemen açıklansın…
Oysa, siyasetçilerle piyasa arasında zaman açısından adeta bir uçurum var…
Bu da para kazanmak için spekülasyona sarılanlara bir fırsat yaratıyor...
“Peki” diyoruz, “İtalya’nın da birşeyler yapması gerekmiyor mu? “Önerimiz, bugün manşetimizde” diye cevap veriyor Senyor Capolino; “Hazine’nin elindeki varlıkları bir an önce satması
gerekiyor…
-Kime?
-Parayı kim verirse…
Milano’nun ortasında askeri okul var. Bir başka şehirde bir kışla…
Oysa orası bir otel, bir kongre merkezi olarak değerlendirilebilir…
Borçlarımız ortada… Monti, bu konuda adım atarsa İtalya’nın  üzerindeki baskılar çok azalır…”
 ***
Baktım, İtalyan Başbakanı Mario Monti’nin Avrupalı gazeteciler arasında prestiji yüksek…
İtalyanlar biraz yaşlı oluşundan dem vurur gibi olunca, Fransız, Avusturyalı üyeler “Monti’yi siz istemiyorsanız, biz Avrupa Komisyonu’nun başına istiyoruz. Barroso çok zayıf…” dediler…
Monti, son dönemde İtalya’nın içinde bulunduğu mali borç krizinden, “başkasından yardım almadan tek başına kurtulacağı”  mesajları veriyor…
Ve hemen ardından da, Merkel’in “İtalya bu krizin üstesinden gelecek” sözüne atıfta bulunarak ekliyor: “İtalya bu krizin üstesinden gelecek ama Şansölye Merkel istediği için değil.”
 ***
Avrupalılar, özellikle de Almanya’nın başını çektiği Kuzey ile Güney Avrupa arasında ciddi bir gerginlik var…
Adeta birbirlerine diş biliyorlar…
Almanya, özellikle Yunanistan karşısında tutumunu iyice sertleştirmiş…
Ödeme planına uymaması durumunda desteğini çekeceğini açıkça söylüyor…
Bu tutumu, kendileri de çok iyi durumda olmamasına rağmen, yardım paketine katkıda bulunmak durumunda olan Estonya, Litvanya gibi ülkelerden destek buluyor.
 ***
Ülkelerin fikir ve pozisyon farklılığı özel sektöre de yansımış…
Güney Avrupalı yayıncılar hararetle, “Yunanistan’a ikinci bir şans daha verilmesi”nden yana…
İtalyan Class Editori’nin üst düzey yöneticilerinden biri, “ABD, Kaliforniya’ya bizim Yunanistan’a vermek durumunda kaldığımız desteğin 6 katını veriyor. Siz hiç ABD’de bunun tartışma konusu
yapıldığını duydunuz mu? Oysa Kaliforniya’nın bütçe açığı yüzde 50’ye dayandı. Devlet okulları bile iflasın eşiğinde…
Peki madem ki biz, hem siyasi hem ekonomik bir birliğiz, Yunanistan’ı neden bu kadar çok konuşuyoruz, konuştukça da uçurumun kenarına itiyoruz?” diyor.
 ***
Rik de Nolf…
Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Belçika merkezli Roularta Media Group, Fransa’da L’Expansion dergisini de yayınlıyor…
EBP’nin eski başkanlarından…
Sordum; “Avrupa’nın bu gidişatında Euro nasıl ayakta kalır?”
“Bilmiyorum” dedi euro milyarderi yayıncı, “Belki de ayakta kalmazsa sorun da çözülmüş olur! Belki sorunun kendisi zaten Euro’dur…”
Ama arkasından hemen ekledi: “Tabii, euro hayatiyetini  sürdüremezse, AB’nin ne kadar süreceği de şüpheli…
Bu da neredeyse 70 yıldır bir savaş, hatta ciddi bir çatışma bile yaşamayan Avrupa açısından dengenin bozulması demek. İşin o tarafını iyi düşünmeliyiz…”
 ***
Dr. Pierre Gerckens…
O da eski başkanlardan…
Alman Handelsblatt gazetesinin de efsane yöneticilerinden biri…
EBP’nin 50. kuruluş yılı nedeniyle aramızdaydı…
Noktayı da o koydu: “Avrupa’nın euro’yu yaşatmaktan başka şansı yok…
Göreceksiniz yaşatacak da…
Ama ikna edici bir hikayeye ihtiyacımız var…
 ***
Peki, ya Türkiye? EBP toplantısında Türkiye için neler söylendi, ben neler dedim? Avrupa’nın önde gelen yayıncılarının tepkileri ne oldu? Kıbrıs için ne gibi “öneriler” gündeme geldi? İsterseniz, başka önemli konularla birlikte bu soruların yanıtlarını da haftaya sizinle paylaşayım…

Teşekkür
Cuma günü Milano’da EBP toplantısında iken, babamı kaybettiğimiz haberi geldi. Hızla döndüm, Cumartesi günü öğle namazından sonra toprağa verdik. Bu zor süreçte başta çalıştığım gazetem
DÜNYA olmak üzere basından ve iş dünyasından pek çok dost cenazesine geldi, başsağlığı diledi, dualar etti, telefonla, e-posta’yla, mesajla ve ilanlar vererek taziyelerini iletti. Destek veren, acımızı paylaşan herkese çok teşekkür ediyorum…
Onların da rahmetli olmuş bütün büyükleri ve sevdikleri nur içinde yatsın.

 

hakan_foto.jpg

 

AVRUPA’DA YILIN YÖNETİCİSİ MR. FERRARİ

Avrupa Ekonomi Basını Federasyonu’nun (EBP) geleneksel “Avrupa’da Yılın Yöneticisi” ödülü bu yıl “Mr.Ferrari” olarak anılan, İtalya’nın efsane otomobili Ferrari’nin Yönetim Kurulu Başkanı Luca di Montezemolo’ya verildi. Montezemolo, Avrupa’da işlerin kötü gitmeye başlamasıyla birlikte ihracata ağırlık verdiklerini, geçen yıl Çin’e olan satışları yüzde 50 artırdıklarını kaydetti. Uzakdoğu satışlarında olağanüstü artışların yanı sıra, tüm Ferrari satışlarında yüzde 50 payla ABD bir numara olmayı sürdürüyor.
Fotoğraftakiler (Soldan sağa) EBP Genel Sekreteri Slobodan Sibincic, Ferrari Başkanı Luca di Montezemolo, EBP Başkanı Gabriele Capolino, EBP’nin eski başkanlarından Pierre Gerckens ve Rik de Nolf.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar