Beklentilerdeki bozulma süreklilik kazanmış

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Bir süredir ekonomide beklentilerin bozulmasını yakından takip ediyorum. Beklenti bozulmasının önemli sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası Mart 2013 ile 14 Mart 2014 tarihleri arasındaki dönemde beklentilerin seyri hakkında aylık verileri açıkladı. Bu bilgilerden büyüme, enfl asyon, cari işlemler dengesi gibi gelişmelere ve döviz kuru ve faiz gibi finansal fiyatlara ilişkin beklentilerdeki eğilimleri izlemek mümkün. İki nokta dikkati çekiyor. Birincisi beklentilerde ciddi bozulmalar olması. Beklentilerin bozulduğunu zaten biliyorduk. İkincisi, beklentilerdeki bozulmanın sürekli hale gelmiş olması. Bunun yeterince farkında değildik. 

Sürekli bozulma eğilimi en belirgin biçimde büyüme beklentilerinde var. Aktörlerin cari yıl büyüme beklentileri 2013 yılının Mart ve Nisan aylarında yüzde 4.2 olarak belirlenmiş. Mayıs 2013 tarihinden itibaren büyüme beklentisinde gerileme başlamış. Aralık ayında 2013 yılı sonu büyüme beklentisi yüzde 3.7 düzeyine kadar inmiş. 

2014 yılında büyüme beklentilerindeki bozulma devam etmiş. 2014 yılı sonu için büyüme beklentisi Mart 2013 tarihinde yüzde 4.7, Nisan ayında yüzde 4.8 olmuş. Yani o tarihte aktörler bir yıl sonrası için büyüme beklentilerinde iyimserlermiş. İyimserlik Mayıs 2013 tarihinden sonra azalmış. Haziran 2013 de yüzde 4.5 e gerileyen 2014 büyüme beklentisi Aralık 2013 de yüzde 3.9 düzeyine inmiş. Yılsonu büyüme beklentisi yeni yılda da gerilemeye devam etmiş ve Mart 2014 tarihinde yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 2.6 olarak hesaplanmış. 

Aktörlerin yavaşlayan ekonomide dış açığın gerileyeceği yönünde bir beklenti oluşturdukları anlaşılıyor. 2013 yılı Mart – Aralık tarihleri arasında cari yılsonuna ilişkin cari açık beklentilerinde fazla bir oynama yok. 59-60 milyar dolar düzeyinde salınmış 2013 sonu cari açık beklentisi. Ancak, aynı dönemde 2014 yılı sonuna ilişkin açık beklentisi sınırlı ölçüde daha yüksek ve yılsonuna doğru gerilemeye başlıyor. Aktörlerin 2013 için görece düşük bekledikleri cari açığın 2014 yılında daha yüksek olmasını bekledikleri anlaşılıyor. Bu eğilimin Kasım 2013 den itibaren değiştiği görülüyor. Bu tarihten sonra yıl sonu cari açık beklentileri geriliyor ve Mart 2014 tarihinde 51.9 milyar dolara iniyor. 

Beklentilerdeki bozulmanın süreklilik kazandığı görüntüsünün en belirgin olduğu değişken döviz kuru. Mart 2013 tarihinde cari yıl sonu dolar kuru beklentisi 1.8046 olmuş. İlginç olan o tarihte 2014 yılı sonuna ilişkin dolar kuru beklentisinin 1.8339 olması. Mart 2013 tarihinde aktörlerin peş peşe iki yılsonu itibariyle döviz kurunda çok ciddi ölçekte bir değişme beklemedikleri anlaşılıyor. Döviz kuru beklentisindeki esas bozulma Mayıs-Haziran 2013 tarihinde başlıyor. Haziran 2013 de yıl sonu kur beklentisi 1.8782 ye yükseliyor ve Eylül ayında ikinin üstüne çıkan kur beklentisi yılı 2.0199 ile bitiriyor. Yıl sonuna ilişkin döviz kuru beklentisinin 2014 Ocak ayında adeta bir zıplama yaparak 2.2366 ya çıktığı, Mart 2014 tarihinde yıl sonu kur beklentisinin 2.2565 olduğu gözleniyor. Benzer bir eğilim tüketici fiyatlarına dönük beklentilerde de görülüyor. Mart 2013 tarihinde cari yılsonu TÜFE beklentisi yüzde 6.58. Bu sayı Temmuz 2013 de yüzde 7.20 ye yükseliyor. Cari yılsonu enfl asyon beklentisi 2013Aralık ayında yüzde 7.35 olarak hesaplanmış. Aynın döviz kurunda olduğu gibi enfl asyon beklentilerindeki bozulma da yeni yılda zıplıyor. 2014 yılsonu enflasyonu beklentisi Mart ayında 7.98 düzeyine çıkıyor. TÜFE enfl asyonu beklentisi bu tarihten sonra 12 ve 24 aylık dönemler için de yükseliyor. 

Faiz beklentilerindeki bozulma da Mayıs 2013 sonrasında süreklilik kazanmış. Mayıs 2013 de yüzde 5.01 düzeyinde olan TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti beklentisi Temmuz ayında yüzde 5.81, Aralık ayında yüzde 6.74 olmuş. Bu sayı Mart 2014 itibariyle yüzde 10.23 olarak hesaplanmış. BİST repo pazarında gecelik faize ilişkin beklentinin de Mayıs 2013 deki yüzde 4.58 düzeyinden Temmuz ayında yüzde 6.08, Aralık ayında yüzde 7.17’e yükseldiği görülüyor. Mart 2014 itibariyle gecelik faiz beklentisi daha da yükselerek yüzde 11.00 düzeyine çıkmış. Aynı dönemde tahvil faizlerinde de sürekli yükselme eğilimi var. Görüldüğü gibi ekonominin temel makro değişkenleri ve fiyatlarına ilişkin beklentilerin hepsinde 2013 yılı ortasından bu yana sürekli bozulma var. Bunun nedenleri hakkında fazlasıyla yazılıp, konuşuldu. Biraz da sonuçları üzerinde kafa yormaya başlasak iyi olur diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018