Cumhurbaşkanlığı sistemi

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Nisan ayındaki referandumda halk uygun görürse Cumhurbaşkanlığı sistemine geçecek. Bu bir rejim değişikliği değil; Türkiye’nin siyaset ve ekonomisinin verimliliğini artırabilecek bir sistem değişikliği. Tabi, bir sistemin daha potansiyel olarak daha verimli olanla değişmesi tek başına başarıyı garanti etmiyor. Sistemi yürütecek olan insan kalitesi başarının asıl belirleyicisi olacak.

Türkiye Barolar Birliği Anayasa’da yapılan değişiklikleri madde madde çıkartarak kullanım kolaylığı yüksek olan bir web sayfası hazırlamış. Buradan, toplam madde değişiklikliklerini kelime sayısı olarak ölçersek oldukça az sayıda değişiklik yapıldığı görülüyor.

Anayasa’daki temel değişiklik yürütmenin başına başbakan yerine Cumhurbaşkanı’nın getirilmesi olarak özetlenebilir. Cumhurbaşkanı, bugün belediye başkanlığında olduğu gibi halk tarafından seçilecek ve icraatleriyle doğrudan sorumlu olacak. Üst düzey kamu görevlilerini o atayacak.

Siyaset bilimi ve iktisat alanında sık kullanılan ‘asil-vekil’ kuramı çerçevesinde bakalım. Bu değişiklik, asil (halk) ile vekil (burada yürütmeden sorumlu olan hükümet) arasındaki mesafeyi kısaltır. Vekilin daha sorumlu çalışmasını sağlar. Asilin de vekilin başarısını daha iyi denetlemesinin yolunu açar.Bu yönleriyle önerilen yeni sistem ABD’deki başkanlık sistemine oldukça benziyor. Kalkınma sürecini tamamlama ihtiyacında olan bir ülkede bu değişikliğin olumlu sonuçlar doğurması beklenir.

Benim açımdan ikinci önemli değişiklik, TBMM’nin, temel görevi olan yasa yapımına odaklanması. Bu ülkemizde yasamanın gücü ve verimliğini artırıcı bir değişiklik. Burada, benim önemli bulduğum ve daha önce de bu köşede gerekliliğini vurguladığım bir husus, bakanların parlemento dışından seçilmesi.

Mevcut parlementer sistemimizde yürütmenin en önemli yetkilileri olan bakanlar yasa yapıcı olarak seçilen milletvekilleri arasından seçiliyor. Yürütme ve yasama yapması gereken yetkililerin aynı havuzdan seçilmesi, güçler ayrımı prensibine tamiri güç bir hasarı beraberinde getiriyor. Bu açıdan yeni anayasa tasarısı oldukça olumlu bir içeriğe sahip.
Mevcut Anayasa’daki kanun hükmünde kararnamelerin yerine yeni öneride Cumhurbaşkanı kararnamesi getiriliyor. Bu yasal boşlukların hızlı doldurulması açısından faydalı. Cumhurbaşkanlığı kararnamaleri kanun-altı metinler olarak tanımlanıyor. Yani, kanunla çeliştiği yerlerde kararname hükümleri geçersiz oluyor.

Yeni Anayasa Tasarısı TBMM’nin Cumhurbaşkanı üzerindeki denetim gücünü de artırıyor. Değiştirilen 105 maddede, 600 milletvekilinin beşte üçünün gizli oyuyla Cumhurbaşkanı hakkında suç işlediği yönünde soruşturma açabilmesi sağlanıyor. Sonuçta üye tamsayısının üçte ikisinin (yüzde 67) oyuyla Cumhurbaşkanı yüce divana sevkedilebiliyor. Mevcut anayasada ise sadece vatana ihanet suçlamasında Cumhurbaşkanı üye sayısının dörtte üçünün (yüzde 75) oyuyla suçlandırılabiliyor. Adalet sistemi açısından önemli bir kurul olan Hakim ve Savcılar Kurulu (eski HSYK) öneride 13 üye ve başkandan oluşuyor. Bunların şartları sağlayan 5 tanesi Cumhurbaşkanı, 7 tanesi ise TBMM tarafından seçilmesi öneriliyor. Mevcut sistemde 22 üyenin 4’ü Cumhurbaşkanı atarafından atanıyordu. Başkanlık sisteminin olduğu ABD’de üst mahkeme üyelerinin tamamı Cumhurbaşkanı tarafından öneriliyor; adaylar senatoda senatörler tarafından onaylandıktan sonra Cumhurbaşkanı tarafından atanıyorlar. Yani önerilen sistem ABD’ye göre Cumhurbaşkanı’nın gücünün törpülemiş.

Yeni sistemin getirdiği ana değişiklikler benim açımdan bunlar. Yeni sistem eğer iyi yürütürlürse Türkiye’ye fayda getirir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018