Dönem sonu işlemleri (1)

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI recep.biyik@tr.pwc.com

Gerçek kişiler için şubat başı itibariyle vergide beyan dönemi başladı. Geliri sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan oluşan mükellefler bu ayın 27’sine kadar beyannamelerini vermiş olacaklar. Diğer gelirler için gelir vergisi beyannameleri martta, kurumlar vergisi beyannameleri ise nisanda veriliyor olacak. Beyan döneminin sonuna kadar bu köşede ağırlıklı olarak dönem sonu işlemlerine ve beyanname düzenlenmesine ilişkin konuları bulacaksınız.

Bugün, ticari faaliyetle uğraşanlar ve kurumlarda dönem sonu itibariyle yapılacak işlemlerle ilgili kısa hatırlatmalar yapmak istiyorum. Hepsi bilinen konular ama hatırlamakta ve son bir kere daha bazı konuları gözden geçirmekte yarar var.

Defterlerin yazdırılması

Fiziki ortamda defter tutanlar için, kayıtların yasal süresinde yapılmamasının ve defterlerin yazdırılmamasının önemli sonuçları olabiliyor. Başta usulsüzlük cezası ve katma değer vergisi indiriminin reddi riskleriyle karşılaşmamak için, defterlerin tamamlanarak yazdırılması ihmal edilmemelidir.

Kapanış tasdiklerinin yaptırılması

Vergi mevzuatında ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin yaptırılmasına ilişkin bir düzenleme yoktur.

Ancak, Türk Ticaret Kanunu’na göre, yevmiye defterinin kapanış onayının izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar notere yaptırılmaması halinde, idari para cezası yanında defterlerin delil niteliğiyle ilgili ciddi risklerle karşılaşılması olasıdır. Henüz çok zaman var ama zamanında kapanış tasdiklerinin yaptırılması unutulmamalıdır.

Çalışanlara yapılacak temettü ödemeleri

Çalışanlara ödenen temettü ikramiyeleri vergi mevzuatında ücret olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla bu ödemeler ticari kazancın tespitinde ücret gideri olarak dikkate alınıyor. Personele bir önceki yılın kurum kazancı üzerinden ödenecek temettü ikramiyelerinin, çalışanlara o yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresinin sonuna kadar ödenmesi halinde, ilgili olduğu yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabiliyor. Buna göre, 2016 yılı kazancından çalışanlarına kâr payı, prim veya ikramiye ödeyecek kurumların, söz konusu tutarları 2016 yılı kazancından indirebilmeleri için bu ödemeleri 25 Nisan 2017 tarihine kadar personelin hesabına yatırmaları gerekiyor.

Yurt dışı kazançların Türkiye’ye transferi

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesiyle, bazı koşullarla; yurt dışı iştirak kazançları ve yurt dışı şube kazançları kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.

İstisna koşullarından birisi, söz konusu kazançların, beyanname verme süresi içinde Türkiye’ye transfer edilmiş olmasıdır. Buna göre, 2016 yılında yurt dışı iştarik kazancı veya yurt dışı şube kazancı elde eden kurumların, istisnadan yararlanabilmesi için, diğer koşullar yanında, elde ettikleri kazancı, 25 Nisan 2017 tarihine kadar Türkiye’ye transfer etmiş olmaları gerekiyor. Getirilen tutarın Türkiye’de nasıl değerlendirildiğinin veya Türkiye’de tutulma süresinin istisna uygulamasında bir önemi yok. Getirilen tutar tekrar yurt dışına transfer edilebilir.

Taşınmaz ve iştirak satış kazancının fon hesabına alınması

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, en az iki yıl elde tutulan taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın %75’i, belirlenen koşullar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesnadır. İstisnadan yararlanabilmek için, diğer koşullar yanında, satıştan elde edilen kazancın istisna kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması ve satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar fon hesabında tutulması gerekiyor.

Buna göre, 2016 yılında taşınmaz veya iştirak hissesi satıp istisnadan yararlanacak olanların; satıştan doğan kazancı 2016 hesap dönemi genel sonuç hesaplarına yansıtmaları, kazancın % 75’ini 25 Nisan 2017 tarihine kadar fon hesabına almaları ve kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırına yazarak istisnadan yararlanmaları gerekiyor. Zaman var ama ihmal etmemekte de yarar var.

Yurt dışı inşaat ve onarma işlerinden sağlanan kazançların konsolide edilmesi

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar, başka bir koşul aranmaksızın kurumlar vergisinden istisnadır.

İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan bu işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yoktur. Kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi istisnadan yararlanmak için yeterlidir.

Aslında yurt dışından elde edilen kazancın istisnadan bağımsız olarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi yasal bir zorunluluk. Bu zorunluluğu yerine getirenler için sorun yok. Henüz bu muhasebe işlemini yapmamış olanların ise bunun için zamanları var.

(Devam edecek)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar