Esas üretim maliyeti ‘yetki kıskançlığı’dır…

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Yaklaşık 30 yıldır ekonomi gazetecisiyim... 

İşim gereği bugüne kadar pek çok şirkete ilişkin haber yaptım. 

İstanbul’da, Anadolu’da, yurdun dört bir yanında… 

Başarı ya da başarısızlık öykülerini dinledim. 

Birçok aile şirketinin patronuyla sohbet etme imkanım oldu. 

Zaman zaman da ikinci ve üçüncü kuşakla… 

Bu yazıda, söz ettiğim 30 yıllık süreçte hemen her düzeyde sık sık karşılaştığım, kısa süre önce TKYD’nin bir etkinliğinde yeniden gündeme gelmesi vesilesiyle sizinle paylaşmak istediğim bir konuya değinmek istiyorum…
            ***
Andrew Carnegie…

Amerikalı efsane iş adamı…

19’uncu yüzyılın önemli sanayicilerinden…

Çelik imparatoru…

Demir-çelik endüstrisinin ABD’de gelişmesinde önemli bir rol oynadı…

1901’de J.P Morgan ve Charles Schwab ile birlikte döneminin en büyük endüstri yatırımı U.S Steel’i kurdu...

Döneminde, John D. Rockefeller’den sonra dünyanın en zengin insanıydı…

Carnegie, aynı zamanda bir hayırsever…

Ama öyle böyle değil…

2500’den fazla kütüphane yaptırmış…

Carnegie Mellon Üniversitesi’nin de kurucusu…

Başka üniversiteler de açmış… 

Ülkesinin kültürel gelişimi için milyon milyon dolarlar harcamış…
            ***
Neyse, çok uzatmayalım…

Çünkü, “Hoppala, Anadolu’dan, aile şirketlerinden filan bahsederken, birden bire nerden çıktı bu Carnegie” diye sorduğunuzu işitir gibiyim… 

Hemen söyleyeyim…

Geçenlerde, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) ile Etik ve İtibar Derneği (TEİD) işbirliğinde düzenlenen Anadolu Seminerleri çerçevesinde Mersin’deydik…

TKYD Genel Sekreteri Güray Karacar’ın moderatörlüğündeki panelimizde “Yarın Kimler Ayakta Kalacak” sorusuna yanıt ararken, Mersinli genç bir kadın girişimci söz aldı…

Dedi ki, “Aile şirketlerine kurumsal yönetim ilkelerini uygulamayı tavsiye ediyorsunuz. ‘Gerektiğinde işin başına profesyonel yönetici getirmekten çekinmeyin. Yetki kıskançlığı yapmayın’ diyorsunuz. Ama bizim şirketimiz henüz çok genç ve küçük. Biz ne zaman aile bireyleri dışında profesyonelleri iş başına getirmeliyiz?” 
            ***
Girişimcimizin haklı sorusunu daha dinlerken aklıma Carnegie’nin sözü geldi…

Aslına bakarsanız, Andrew Carnegie’nin yılların deneyiminden ve parlak bir aklın imbiğinden geçmiş olduğunu hemen belli eden pek çok sözü var… 

Örneğin bunlardan biri, “Bir kuruluşun sahip olduğu yeri doldurulamaz tek sermaye insanların bilgi ve yeteneğidir” diyor…

Bir başkası; “Kendilerini motive etmesini, heyecanlandırmasını bilmeyen insanlar, öteki yetenekleri ne kadar üstün olursa olsun, sıradan işler yapmakla yetinirler” sözü…

Ama Carnegie’nin o an aklıma gelen sözü farklıydı…

Zihnimde o an öne çıkan sözü, İskoçya’dan Amerika’ya borç para alarak göçen bir ailenin çocuğu olarak atıldığı hayatta servetine servet katan bu multimilyonerin mezar taşına yazılmasını istediği sözdü…

Şöyle yazılmasını vasiyet etmiş efsane iş adamı:

“Burada kendisinden daha akıllı insanları çalıştıran birisi yatıyor…”
            ***
İster büyük olsun ister küçük, şirketleri başarıya taşıyan pek çok unsur var…

Dolayısıyla, bugün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şirketlerin ezici çoğunluğunu oluşturan aile şirketlerini de öyle…

Bir şirketi geleceğe taşırken, kurucu baba ya da annelerin savuşturması gereken pek çok tehdit, uzak durması gereken pek çok tuzak var:

Kurucu babanın gücü paylaşma korkusu, geleneksel aile yapıları, otokratik yönetim tarzı, kuşak çatışmaları, aynı kuşaktan aile bireyleri arasındaki görüş ayrılıkları, kardeşler arasındaki iktidar ve yetki tartışmaları, çocuklar arasında adil davranılmaması…

Sayın sayabildiğiniz kadar
Elti kavgaları, iktidarın çekiciliği, ‘uzaktan kumanda’ merakı…
            ***
Listeyi epey uzatmak mümkün…

Aile şirketlerine yönelik tehdit çok…

Öte yandan, bir o kadar da tehditlerle mücadele etmenize yardımcı olacak, kalıcılığınızı sağlayacak yollar da var…

Bu yolların adı da, kurumsal yönetim ilkeleri… 

Merak etmeyin, ben bu kısa yazıda kurumsal yönetim ilkelerini size bir bir anlatacak değilim… 

Zaten, bunu TKYD var gücüyle, Türkiye’nin dört bir yanında yapıyor…

Benim derdim sadece, bu ilkelerle bağlantılı ama iş insanlarımızın çokça kulak arkası ettiği bir konuya değinmek…

Carnegie’ye atıf yapmanın nedeni de o…
            ***
İşletmeciliğin baş gurusu Peter Drucker, “Aile işletmelerinde anahtar sözcük ‘aile’ değil ‘işletme’ olmalı” diyor…

Kurumsallaşma her şeyden önce bir sistem ve ilke sorunu…

Ne boyutta olursa olsun, gelişmek isteyen aile şirketlerine, hem yıllardır kendilerini yakından gözlemleyen bir ekonomi gazetecisi, hem de kendisi de bir aile şirketi olan bir basın kuruluşunda çalışan üst düzey bir yönetici olarak, iki önerim şu: 

Bir, yeteneğe önem verin!

İki, ölçünüz ‘performans’ olsun…

Yönetim, icra ve denetim görevlerini birbirinden ayırdınız mı?

O zaman, bırakın yetki kıskançlığını…

Bırakın kıpırdayan her yapraktan haberdar olma merakını…

Bırakın mikro yönetim tutkusunu…

Siz ayrıntılarla uğraşmak yerine, fırsatlara ve risklere odaklanın…

Kalıcı olmayı hedefleyen, dolayısıyla kurumsallaşma yönünde mesafe alan şirketlerde, profesyonel emek bir maliyet unsuru olarak değil,  temel bir üretim faktörü, bir büyüme ve yaratıcılık kaynağı olarak görülmeli…

Mali gücünüz el verdiğince, alın yetenekli insanları işe, yaratıcı fikirlerinden yararlanın ve gerekiyorsa icranın en tepesini zamanında onlara devretmekten çekinmeyin…

Aynen Carnegie’nin yaptığı gibi…

Ya da bugünün dev şirketlerinin de yaptığı gibi…

Bırakın sizden yetenekli insanlar sizin için çalışsınlar! 
            ***
Diyeceklerim şimdilik bu kadar… 

Fırsat olursa, aile şirketleriyle ilgili farklı konulardaki gözlemlerimi de paylaşmak isterim…

Son olarak, şunu paylaşarak bitireyim:

Hani size Carnegie’nin mezar taşına yazılmasını vasiyet ettiği sözden bahsettim ya… 

‘Kendisinden daha akıllı, daha yetenekli’ olarak görüp işe aldığı çalışanları mezar taşına o sözü yazmadılar!

Bilginize…
            ***
Bu yazı 3 ayda bir yayımlanan TKYD’nin Kurumsal Yönetim dergisinin Yaz 2015 sayısında yer aldı. TKYD 2003 yılında aile şirketleri ile ilgili özel bir içerikle başlattığı seminerlerin 40’ıncısını Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ve değerli başkanı Şerafettin Aşut’un ev sahipliğinde Mersin’de gerçekleştirdi. Dileyenler, Kurumsal Yönetim dergisinin elektronik versiyonuna TKYD’nin sitesinden ulaşıp, seminere konuşmacı olarak katılan Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Doç. Dr. Recep Bildik, Etik ve İtibar Derneği (TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öncer, İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş Yatırımcı İlişkileri Müdürü Ozan Altan’ın konuyla ilgili değerlendirmelerine göz atabilir… 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar