“Hayatı yeterince ciddiye aldık artık kahkaha atma vakti”

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Gallup araştırmasına göre mutsuzluğun dünya ekonomisine maliyeti 450-500 milyar dolar, Türkiye ekonomisine ise 50-60 milyar TL. Son dönemde tüm dünyada mutlu olmanın ‘tarifini’ veren, 'mutluluk senin içinde' diyen kitapların ve etkinliklerin sayısında ciddi oranda artış olması bir rastlantı değil. Çünkü hepimiz gülmeyi unuttuk. Küresel anlamda yaşanan felaketler, çatışmalar, ölümler karşısında gülmekten suçluluk duyar hale geldik.

Oysa 100’ün üzerinde ülkede uygulanan Kahkaha Yogası’nın mucidi Dr. Madan Kataria, “Hayatı yeterince ciddiye aldık, artık kahkahayı ciddiye alma vakti geldi” diyor.

Selda Susal Saatçi, Kahkaha Yogasını Türkiye’de uygulayan bir Kahkaha Lideri.

Yaşadığı iş temposu nedeniyle, bağışıklık sistemi tamamen çöken ve 20 yıllık kurumsal hayatına son verip, sevdiği işi yapmak için girişimci olmaya karar veren Selda Susal Saatçi, “Beynimiz ilginç bir organ. Gerçek kahkaha ile sahte kahkahayı birbirinden ayırt edemiyor. Günde 10-15 dakika arasında sahte kahkaha atsanız bile gerçek kahkaha attığınızda gördüğünüz bedensel ve ruhsal faydaları görmeye devam edersiniz” diyor.

Ruhsal ve bedensel faydaları bilimsel olarak kanıtlanmış olan Kahkaha Yogası bir Tıp Doktoru olan Dr. Madan Kataria tarafından 1995 yılında geliştirilmiş. Yoga nefes tekniğini kullanan ve eşsiz bir egzersizler bütünü olan Kahkaha Yogası’nın temeli nedensiz (şaka, espri, komedi olmaksızın) gülmeye dayanıyor.

KahKahkaha Lideri ise gülmeyi, fiziksel bir egzersiz olarak başlatılan ve grubu yöneten, bu işin eğitimini almış kişi anlamına geliyor.

Kahkaha Yogası’nın sağladığı faydalar çok fazla. Saatçi’nin anlattıklarını özetlemek gerekirse;

*“Fiziksel bir egzersiz olarak başlatılan gülme, genellikle 45-60 saniye içerisinde gerçek kahkahaya dönüşüyor. Her gün yapılan 10-15 dakikalık Kahkaha Yogası beynin daha fazla mutluluk hormonu salgılanmasını sağlıyor.

*Hastalıkların yaklaşık yüzde 70’inin strese bağlı olduğu düşünülecek olursa, Kahkaha Yogası stres ile mücadele anlamında önemli bir katkı sağlıyor, bağışıklık sistemini güçlendirerek, sağlıklı bir yaşam için baz oluşturuyor.

*10 dakikalık bir kahkaha yogası, 30 dakikalık kürek çekmeye eşdeğer.

*Kan basıncını düşürüyor, kan dolaşımını artırıyor. Bedenin ve beynin net oksijen alımını önemli ölçüde artırıyor. Odaklanma kapasitesi ve süresi artıyor.

*Kişilerin etkinlik ve iş performanslarında önemli iyileşmeler sağlıyor.

Rusya’da FIFA Kahkaha Yogası yaptı

Kahkaha Yogası’nın kullanıldığı çok farklı alanlar da var. Şöyle anlatıyor Saatçi: “Bu yıl Rusya’da düzenlenen FIFA Dünya Kupası’ndan önce; FIFA, Rus Demiryolları ve Moskova Metro’su gibi kurumlar Kahkaha Yogası ile çalışanlarına yabancı ziyaretçilere karşı daha kibar, daha yardımsever ve daha güler yüzlü olmayı öğrettiler. Gülmek en iyi ilaçtır anlayışından hareketle, Filipinler’de yaralı askerlerin tedavileri Kahkaha Yogası ile destekleniyor.”

Yaşam, temposunu sürekli yükselttiğimiz bir koşu bandı

“Günümüz dünyasında stres, depresyon ve mutsuzluğun yükselişte” diyen Saatçi’ye göre, gerçekten mutlu olmak için içsel değerlerimize odaklanmamız gerekiyor: “Başarılı olmaya odaklı yaşam tarzı aslında insanları giderek daha fazla dışsal amaçlara yönlendiriyor. Yaşam ‘geçici mutlulukları’ sürekli kılabilmek için temposunu kendi ellerimizle sürekli olarak yükselttiğimiz bir koşu bandı haline geliyor. Oysa mutluluğumuzun yüzde 40’ı içsel değerlerimize ve amaçlarımıza bağlı. Mutluluğun tek bir formülü olmasa da bunları 3 başlık altında toparlayabiliriz: Birincisi; bireysel gelişimimiz, yeni şeyler öğrenmek, sınırlarımızı zorlamak, keyif aldığımız şeyleri tekrar etmek; ikincisi etrafımızdaki insanlarla iyi ilişkiler geliştirmek, onlara güvenmek; üçüncüsü ise başkalarına yardım etme isteğimiz ve kendimizden daha büyük bir şey için çalışmak, bizim kadar şanslı olmayanlara destek olmak, onların hayatında fark yaratmak. Mutluluğun kalan kısmı ise genetik.”

Sosyal sofra paylaşım platformu

Selda Susal Saatçi’nin bir girişimi daha var: Sosyal sofra paylaşmı YeatUp.
“YeatUp, kendi evlerinde sofralar kurup, pişirdikleri yemekleri başkaları ile paylaşmayı sevenlerle, yerel hayatın bilinmeyenlerini keşfetmek isteyen yabancıları ve maceraperest yemek tutkunlarını buluşturan online bir pazaryeri” diyen Saatçi, YeatUp’ı “ev yemekleri ile donatılmış sofralar etrafında yeni insanlar, yeni kültürler tanıyabileceğiniz bir platform” olarak tanımlıyor ve ekliyor: “Biz aynı zamanda sosyal bir amaç için çalışıyoruz. YeatUp üzerinden sunulan her bir yemek için Temel İhtiyaç Derneği’ne bir bağış yapıyor ve böylelikle kısıtlı imkanlara sahip insanların gıdaya erişimine katkı sağlıyoruz.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar