Hikaye genelde değişiyor

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Ekonomideki  değişmeleri iki bağlamda anlamak ve değerlendirmek  mümkün. Birisi bütünüyle piyasa oynaklıkları açısından kurulacak bir kurgu  çerçevesinde  değerlendirme yapmaktır. İkincisi ise piyasalarda gözlenen kısa ya da çok kısa vadeli oynaklıkların ötesine bakıp kurguyu ona göre yapmaktır. Ekonomide genel eğilimleri değiştiren iri dalgalı bir oynaşma baş gösterdiyse bunu  günlük fiyat oynamaları ile açıklamakta ısrar etmek anlamsız olur.  

Günlük piyasa hareketleri üzerine oturtulan açıklamalar çoğu kez tekrar eden senaryo kalıpları çerçevesinde yapılır. Oynaşma daha temelli eğilim değişmelerinden kaynaklanıyorsa standart senaryo kalıbı bunu anlamak ve anlatmakta yetersiz kalır. Daha farklı bir senaryo, çoğu kez de yeni bir hikaye gerekir. 

Yazarken ya da konuşurken bu farklılık basit gibi görünür. Bu yanıltıcıdır.  Çoğu kez meselenin kısa dönemli  piyasa oynaklığının ötesine geçtiğini hemen algılayamayız, ya da algılamak istemeyiz.  Hikayenin değişmekte olduğu, piyasa asabiyetinin bundan kaynaklandığı, oynaklığı bu asabiyetin yarattığı gerçeğini ıska geçeriz. 

Bu bir süre yönsüzleşeceğimiz, adeta  karanlıkta yürümek zorunda kalacağımız anlamına gelir bu.  
                                                     *                    *                   *
Şu sıralarda böyle bir yol ayrımına gelindiğini seziyorum.  Uzun süredir gelişmeleri anlamak için kullandığımız hikayelerin, senaryo kalıplarının  artık açıklama güçlerini kaybettiği kanısındayım.  Artan oynaşmaları anlayabilmek için senaryoları yenilemek, açıklama kalıplarını güncellemek, hikayeleri  değiştirmek  gerekiyor diye düşünüyorum.
Örneği  bizden  vermek mümkün. Genel olarak  Türkiye’nin 2001 sonrasında elde ettiği iktisadi başarının  siyasi iktidarın başarılı yönetimi üzerine inşa edilen bir hikayesi olduğu biliniyor. Bu hikayenin  iktisat politikalarının doğru tasarlanıp sorumlu biçimde  kullanıldığı, özel finansman alanı, bankacılık  ve kamu maliyesinde önemli yapısal düzeltmeler yapıldığı, ekonomiye dönük risk algınının düşürülerek  bol ve ucuz dış kaynak sağlandığı gibi olgulara yaslanan bir kurgusu vardır. 

Kimileri görmek istemez ama başarı hikayemizin  yazıldığı dönem  dünya ekonomisinin de görece uzun süren büyüme ve refah artışı  süreci ile örtüşmüştür. Yani, Türkiye’nin başarı  hikayesine katkı yapan etkenler arasında o tarihte  dünya ekonomisinde yaşanan başarı hikayesi de vardır. Yani,  Türkiye ekonomisinin başarı hikayesini dünya ekonomisinden kopuk biçimde algılayıp, anlamlandırmak  doğru bir çözümleme olmaz.
                                                     *                 *                    *
Dünya ve biz 2008 krizine  kadar sırtımızı bu başarı hikayelerine yasladık. Aradaki türbülansları bu hikayeyi değiştirmeden, çoğu kez piyasa mantığına dayalı kısa vadeli çözümlemelerle açıkladık.  Kısa vadeli değerlendirmelerimizde çok da yanılmadık.
Ama şimdi hem dünyanın hem de bizim hikayelerimizi değişmeye zorlayan gelişmeler var.  Dünya ekonomisinin başarı hikayesinin altında yatan  bol para- ucuz paraya dayalı büyüme dinamiğinden eser kalmadı. Tersine büyüyemeyen, tam anlamıyla krizden çıkmayı bile beceremeyen bir dünya ekonomisi söz konusu. Bu durumu eskinin başarı senaryosuna göre algılamaya çalışmak yanıltıcı olur.  Bu senaryo ile ne bugünü ne de geleceği anlamlandırmak mümkün değil. 

Kısacası, hikayenin genelde değiştiğini kabul etmek gerekiyor.  Son sıralarda gözlenen piyasa fırtınaları günlük piyasa etkileşimlerinin çok ötesin geçmiş gibi görünüyor. Bu günün oynaşmaları  hikayenin  genelde değişiyor olmasından kaynaklanıyor.  
2002 doğumlu  başarı hikayemiz  bize küresel krizden fırtına gibi çıkmamızı açıklama imkanı vermişti.  Bunu kullandık. Ama bu fırtınayı sürdüremedik. Bunu da eski hikayemize yapışık kalarak  açıklamamıza  imkan yok. Genel hikaye değişiyor. Bizim de kendimize daha anlamlı yeni bir hikaye üretmemiz, yeni bir senaryoya göre yönlendirilmemiz gerekiyor . Karanlıkta yürümenin manası yok diye düşünüyorum. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018