İcra İflâs Kanunu yeniden

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan taylane@dunya.com

 

2004 sayılı İcra İflâs Kanunu (İİK) nun “ödeme taahhüdünü ihlâl” eylemini suç sayan ve hapis yaptırımına bağlayan 340. maddesi, alacak-borç ilişkisi bağlamında sözleşme ehliyetine sahip tüm gerçek kişiler kadar tüzel kişileri de doğrudan kapsıyor. Mikro ve KOBİ nitelikli yaklaşık 3 milyon firmanın patron ve yetkili yöneticileri de tabiatıyla bu kapsama giriyor.

İİK’nin 340. maddesine göre, icra dairesinde kararlaştırılan borç ödeme taahhüdünü makul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine ilgili mahkeme tarafından 3 aya kadar ‘tazyik hapsi” ile cezalandırılıyor.

Buna benzer bir hüküm 2009 yılında elden geçirilen 5941 sayılı Çek Kanunu’nda da vardı. Bu kanunda  “karşılıksız çek” keşidesi suç sayılıyor ve hapse kadar giden cezai yaptırımlara bağlanıyordu.  

Öyle ki, yoğun hukuki tartışmalara yol açan hapis cezası nedeniyle “canı yanan” binlerce kişi ve işletme sahibi “çek mağdurları” lobisi oluşturmuşlardı.

Çekte hapis cezası, 2012 yılında 6273 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle kaldırıldı ve para cezasına dönüştürüldü. Bu değişikliğin hukuki temelini Anayasa madde 38, ek fıkra 3 oluşturdu: “Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.”

1 milyonu aşkın dava                    

Karşılıksız çekten sonra,  İİK kapsamında icra aşamasına giren ve taahhüde rağmen ödenmeyen borçlar/borçlular sorunu gündemde.  Küçük esnaf-sanatkâr, tarım, ticaret ve imalât sektörlerinde faaliyet gösteren firma sahip veya yetkililerini kapsıyor.

CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün’ün İİK madde 340 uygulamalarıyla ilgili soru önergesinin cevaplandıran Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in verdiği bilgiler, sorunun büyüklüğünü ortaya koyuyor. Durum şu:

Ödeme şartını ihlâl suçu nedeniyle son 4 yılda (2009-2012) hakkında dava açılanların sayısı toplam 1 milyon 020 bin 552 kişi. Aynı sürede bu davalar sonunda hapisle cezalandırılan borçluların sayısı toplam 525 bin 320 kişi.

Verilen cezalar nedeniyle 2009 yılından Nisan 2013’e kadar cezaları Yargıtay’da onaylanıp hapse giren hükümlü  sayısı toplam 70 bin 926 kişi. Mayıs 2013 tarihi itibarıyla asliye ceza mahkemelerinde bu suçla ilgili açık dosya sayısı da 41 bin 595.

İİK’ye bilim kurulu         

İcra İflâs, Türk Ticaret, Türk Borçlar gibi ekonomik ve ticari ilişkileri düzenleyen temel kanunlar arasında. 340. maddeden kaynaklanan ödeme taahhüdü sorunları ise epey zamandır gerek iş gerekse hukuk çevrelerinde tartışılıyor; çekte olduğu gibi, Anayasa madde 38 gerekçe gösterilerek hapis cezasının idari cezaya dönüştürülmesi isteniyor. Ancak, böyle bir değişiklik kısa zamanda ve kolay gerçekleşebilir görünmüyor.

Nitekim, Bakan Ergin Aygün’ün bu konudaki sorusuna verdiği cevapta, “Modern bir icra iflâs sisteminin kurulması ve yeni bir icra iflâs kanun tasarı taslağının hazırlanması için Bilim Komisyonu oluşturulduğunu, söz konusu cezanın düzenlendiği 340. maddede değişiklik yapılıp yapılmayacağına komisyonun karar vereceğini” belirtiyor.

Ne ki, bilim komisyonlu yeni tasarı taslağı çok uzun iş. 340. madde iş dünyasında çok kişiyi ve işletmeyi “hapis cezası” ile felç ediyor; ekonomik faaliyetin dışına itiyor: Gerçi sorunun “ahlâki” yönü de var ama makul ve kısa bir çözüm yolu da olmalı.

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013