İthalatta sınıflandırmaya dikkat

Cem ARICI - Gurur TULGAR
Cem ARICI - Gurur TULGAR VERGİ PORTALI

Bilindiği gibi ithal eşyasının gümrükte doğru sınıflandırılması, ithalatçının gümrük mevzuatına uyumu açısında en temel yükümlülüklerinden bir tanesidir. Doğru sınıflandırma, ithal eşyasının tabi olduğu gümrük vergilerinin ve tarife dışı önlemlerin belirlenmesine ek olarak, ithalatçının idare nezdinle oluşturduğu profil açısından da oldukça önemlidir. Ancak buna rağmen pek çok büyük/küçük ölçekli firma sınıflandırma konusunda etkili bir sistem ve çözüm oluşturamamakta veya yeterli kaynak/yönetim desteği bulunmaması sebebiyle sınıflandırma konusunda etkili bir geliştirme yapamamaktadır.

Sınıflandırmanın iyi bir şekilde yapılabilesi için öncelikle, doğru bilgi akışı ile anlaşılabilir ve takip edilebilir süreçlere sahip olunması gereklidir. Günümüzde bilgiye erişim oldukça kolay olmasına rağmen pek çok firmada görülen sorunların başında doğru/gerekli bilgiye istenildiğinde, istenildiği kadarıyla ulaşılabilmesi ve bilginin yönetilebilmesi gelmektedir. Son rakamlara göre yaklaşık 15 trilyon ABD Doları değerinde eşya 200 ekonomi ve ekonomik birlik sınıflarında işlem görmektedir. Ticareti yapılan bu eşyayı standartlaştırmak ve sınıflandırmak uzun yıllar almış ve 15 yılı aşkın süren yoğun çalışmalar neticesinde Ocak 1988’de Armonize Sistem yürürlüğe girmiştir. Armonize Sistem’in amacı tarifeler konusundaki belirsizliği azaltmak, aynı zamanda gelişen ve modernleşen dünyaya ayak uydurmaktır. Bu kapsamda Armonize Sistem yürürlüğe girdikten sonra da gelişmeye devam etmiştir. DTÖ tarafından paylaşılan bilgilere göre, 5.387 adet 6 basamaklı Armonize Sistem Kodu bulunmaktadır. Bu zamana kadar 1.500’den fazla düzenleme yapılmış, 10.000 sayfa açıklama notu eklenmiş ve 2.000’i aşkın sınıflandırma kararı yayımlanmıştır. 

Rakamlardan da anlaşılacağı üzere, tarifelerin standartlaştırılması ve dolayısıyla küresel ticaret uyumunun sağlanması için önemli ölçüde çaba harcanmaktadır. Ancak, tarife konusunda DTÖ seviyesinde bir karar alınabilmesi için kararların taraf ülke temsilcilerinin katıldığı Armonize Sistem Komitesi tarafından alınması gerekmektedir. Söz konusu komite normal şartlarda yılda 2 kere toplanmakta, gündeme taşınan politikaları, kararları, soru ve uyuşmazlıkları görüşerek karara bağlamakta ve görüşleri ve kararlı toplayarak her 4-6 yılda bir güncelleme yapmaktadır. Alınan kararlar, komite onayından 2 ay sonra yürürlüğe girmektedir. Bu nedenle kurumun yapısı gereği tarife konusunda DTÖ seviyesinde karar alınması uzun zaman alabilmekte, dolayısıyla kimi durumlarda anlık değişen ihtiyaçlara hızlı çözüm bulunamamaktadır. 

Bunlara ek olarak, özellikle birden fazla ülkeye ithalat yapıldığı durumlarda, ülkelerin çeşitli bakış açılarında kaynaklanan zorluklar ortaya çıkabilmektedir. Her ne kadar teoride üye ülkelerde ortak tarife cetveli uygulansa da farklı idarelerin birbiri ile çelişen karar ve tarife görüşleri verdiği görülebilecektir. Bir eşyanın tarifesi, farklı ülkelerde farklı yorumlanması, hatta aynı ülkedeki farklı gümrük müdürlüklerince dahi farklı yorumlanması sıkça yaşanan sorunlardan biridir. 
Örneğin Türkiye 1 Ocak 1996 itibariyle Gümrük Birliği kapsamında Avrupa Birliği (AB) ile Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) uygulamaktadır. OGT kapsamında Türkiye ile AB 8’li bazda aynı tarifeyi uygulamaktadır. Ancak 10. ve 12. basamaklarda ülkeler arasında ayrımlar bulunabilir. Her ne kadar OGT uygulansa da aynı eşyanın Türkiye ve AB’de farklı sınıflandırıldığı durumlar olabilmektedir. Bunun nedeni idareler arasında meydana gelen yorum farklılıklarıdır, bu da şirketler içi ciddi riskler oluşturabilmektedir. 

Aynı eşya farklı ülkelerde farklı şekillerde sınıflandırıldığında korelasyonu sağlayacak, sınıflandırma korelasyon hizmetleri bulunsa da, pek çok firma böyle bir hizmetten yararlanamamaktadır. Bu sorunla başa çıkabilmek, tüm eşya için 6’lı bazda tarifenin belirlenmesi ve ticaretin yapılacağı ilgili ülkelerde ayrı ayrı tarife çalışmaları yapılması ile mümkün olabilmektedir. Ancak ülkelerde düzenli/düzensiz tarife değişimleri olmakta ve ülke-ülke çalışılsa dahi genel korelasyon konusundaki risk sıfırlanamamaktadır. Özellikle ithalat yelpazesi geniş olan firmaların tarife tutarlılığı sağlamak oldukça zorlu bir çalışma gerektirmektedir. 
Buna ek olarak ithalat yapan şirketlerin sınıflandırma konusunda, idare tarafından eleştirilmesi oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Gerek ithalat esnasında gerekse sonradan kontrol kapsamında pek çok firma tarife konusunda incelemeye tabi tutulabilmekte ve eleştirilebilmektedir. Genel olarak çelişkili ve yoruma açık durumlarda idarenin eğilimi eşyanın daha yüksek vergi oranına tabi olan tarife altında veya tarife dışı önlemlere tabi olan tarife altında sınıflandırılması yönünde olmaktadır.

Şirket organizasyon yapılarındaki bazı durumlar sağlıklı bir sınıflandırma yapılabilmesinin önüne engel olarak çıkabilmektedir. Örneğin üretim yapan firmalarda eşyanın sınıflandırılmasında kullanılacak teknik bilgi ticari sır olarak ele alındığından, şirket içinde dahi kontrol atlında tutulabilmektedir. Al-sat yapan firmalarda ise bu bilgi çeşitli kaynaklardan çıkabilmekte ve kimi durumlarda aynı eşya ile ilgili çelişkili bilgiler bulunabilmektedir. Gümrük yükümlülükleri konusunda bilgili ve tecrübeli firmalar eşyaya ilişkin teknik detayların, gerekli bilgi ve belgelerin birbirlerine entegre şekilde tutulması ve mevzuat ile uyumun sağlanması için geliştirdikleri programları veya yazılımları kullanmaktadırlar. Fakat pek çok firmalarda bir bilgi (data) havuzu bulunmamaktadır, dolayısıyla gümrük ithalatı kişiye bağlı olarak yürümektedir. Bu nedenle gümrük idareleri tarafından ithalat döneminde ilave bilgi ve belge istenildiğinde, idareyle farklı bilgiler paylaşılabilmektedir. 

Tarife koşunda sorun olması halinde en etkili çözüm, gerekli hazırlıkların önceden yapılmış olmasıdır. Herhangi bir soruşturma veya eleştiri anında ticari kriter şablonları, karar ağaçları, ürün kontrol listeleri ve gözden geçirme belgeleri gibi destekleyici araçların bulundurulması oldukça faydalı olacaktır. Ancak kimi durumlarda ya da kimi şirketlerde sayılan araçlar dahi yeterli olmayabilir. Sağlıklı sınıflandırma, farklı seviyelerde kontrolleri barındıran, tutarlı ve devamlılığı olan prosedürlere dayanan bir süreç olmalıdır. Veri tabanında düzenli kontroller yer almalı, değişiklik ve güncellemeler takip edilmelidir. Sistemsel gerekliliklere ek olarak tecrübeli ve bu işe odaklı bir ekibin varlığı da olukça önemlidir. Sınıflandırmanın doğru yapılabilmesi için bütün firmalarda geçerli tek bir çözüm bulunmamaktadır. Her firmanın yapısı ve ihtiyacı doğrultusunda çözümler oluşturulmalıdır. Kimi firmalar için sınıflandırma odaklı bir ekip doğru çözüm olabilecekken, kimi firmalar için akıllı bir yazılım daha etkili bir çözüm olabilecektir.