Kalıcı hasar olur mu?

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

 

Şimdi herkes aynı soruyu sormaya başladı. Gezi protestosu ile başlayan ve siyasi algı zafiyeti nedeniyle sertleşerek tüm yurda yayılan protesto gösterilerinin ekonomi bağlamında sonuçlarının ne olacağı merak ediliyor. Bir hasar olacağı görülüyor, bunun kalıcı bir hasara dönüşüp dönüşmeyeceği sorgulanıyor.
Bu tür olayların ekonomiyi iki boyutta  etkileyeceğini  düşünüyorum. Hemen ortaya çıkacak etkiler bir boyutu oluşturur. Bunlar kısa süreli , daha çok finansal alanla sınırlı kalan ve özellikle  finansal fiyatları karasızlaştıran etkilerdir.
Bu tür gerilimlerin orta-uzun vadede ortaya çıkması olası etkileri de olur. söz konusudur. Bu ikinci boyuttur.  Uzun vadeli olarak nitelediğim bu gelişmelerin etki gücü artık finansal  fiyat alanının dışına taşar. Oluşan belirsizliğin üreteceği risk algısına bağlı olarak harcama, yatırım, üretim kararları etkilenir. Esas merak ve tedirginlik konusu olan "kalıcı hasar meselesi" bu tür etkilerin sonucunda çıkar ortaya.
                                                            *           *           *
İşaret ettiğim kısa dönemli etkilerin hemen hepsi geçen haftanın ikinci yarısında ortaya çıktı. Zaten kendi dinamikleri içinde kararsızlaşmış ve  yönsüzleşmiş  olan borsa  yere çakıldı. Biz bir basamak daha geriler mi diye düşünürken piyasa faizi ciddi sayılabilecek ölçüde yükseldi. Döviz kurunda da artış eğilimi vardı. İlk hamlede parasal alanda bir kasılma oldu. Olaylardan ürken sıcak paranın devre dışı kaldığı gözlendi. Sonuçta kurda da bir yükselme oldu.
Bunlar hemen oluşan, çabuk etki yaratan gelişmeler. Hızla gelişen karşıtlık, sertlik ve çatışma ortamında bu gelişmelerin olması doğal. Ama bu tür etkilerin kesintisiz biçimde sürüp, karar süreçlerine taşınması pek sık rastlanan gelişme değildir. Nitekim bizde de bu gelişmelerin bir iki gün içinde yavaşladığı, etkisini kaybetmeye başladığı görüldü. 
Şimdilik kalıcı bir hasar yok. Ama bu hiçbir şey olmadığı, hayatın bütünüyle normale döneceği anlamına gelmiyor. Yaşanan olaylar Türkiye ekonomisinde tereddüt ve güvensizlik çizikleri yaratmıştır. Ortamı soğutmak yerine tersi yapılırsa bu çizikler büyüyecek, önce çatlaklara sonrasında da ciddi kırılmalara yol açacaktır. Kalıcı hasar bu süreçte ortaya çıkar.
                                                      *              *                *
Bu tür çatışma süreçlerinin ekonomiyi uzun süreli etkileme sürecinin başlangıç noktasına beklenti bozulmasını koymak gerekir. Olayların ilk adımıyla birlikte ufuk dumanlanır, gelecek belirsizleşir, ileriye dönük beklentiler bozulur. Aslında bunun ilk sonucu kısa dönemli etkiler olarak sınıfladığım  gelişmelerdir.
Burada beklenti bozulmasını hızla onarıp, ileriye taşınmasını engellemek gerekir. Çatışma ortamının giderilmesi, uzlaşmacı bir ortamın hızla yapılandırılması bu işi görür. Olayların ekonomiye yansımaları  kısa dönemli etkilerle sınırlı kalır,  uzun erimli kaynak kullanma kararlarına uzanmadan süreç sonlanır.
Hemen düzeltilmezse beklenti bozulmasının arkasından ülkeye ve siyasi yönetime dönük risk algısının kötüleşmesi gelir. Bu süreçte ülke ekonomisine dönük değerlendirme eksenleri değişir. Hem yerli hem de yabancı aktörlerin  kaynak kullanma kararlarının değişeceği anlamına gelir bu.  Bu değişmenin yönü bellidir. Kaynak kullanımı ve harcamalar hızla daralır. Sonuçta, ulusal ekonomide hızlı bir " kaynak kuruması" yaşanır.
Kaynak kurumasının ilk somut işareti ekonomiye sermaye girişinin tersine dönmesidir. Sermaye çıkışını genellikle yabancılar başlatır. Daha da  kötüsü yabancıların başlattığı  bu sermaye kaçışına yerli aktörlerin de katılmasıdır. Siyasi yönetime güvenin örselendiği ortamlarda bu kaçış hemen devreye girer. Yerli ve yabancıların paylaştığı bu kaynak kuruması sürecinin sonu krizdir. Büyüme yavaşlar. İşsizlik tırmanır. Ciddi refah kayıpları çıkar ortaya. Kalıcı hasar kategorisinde yer alan gelişmeler de bunlardır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018