Kutuplaşarak sorunların çözülemeyeceğini Amerika galiba anladı

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF dunyaweb@dunya.com

Amerika tarihinin en ilginç seçimlerinden birine hazırlanırken ülke genelinde polis şiddetine karşı gösteriler giderek artıyor. Geçen hafta iki gün arayla iki Siyah Amerikalının Minnesota ve Lousiana eyaletlerinde polis tarafından öldürülmesi ırk ayrımı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Başkan adaylarının resmen ilan edileceği parti kongreleri yakında başlıyor. Son ana kadar yarıştan çekilmeyen Demokrat adaylardan Bernie Sanders’in Hillary Clinton’ı destekleyeceği yönündeki açıklamasından taraftarları pek memnun değil. Bunda Clinton’ın orta sınıfın sorunlarına yeterince sahip çıkacağına ilişkin güvensizlik dışında, geçmişte Amerika’nın da taraf olduğu uluslararası ticaret antlaşmalarına verdiği desteğin de etkisi var. Sanders ve Trump’ın uluslararası ticaret antlaşmalarının Amerikan halkının yararına olmadığı konusundaki ortak görüşleri, Trump’ın Sanders bazı taraftarları gözünde değerini arttırıyor. Pew Araştırma Şirketi’nin yaptırdığı son ankete göre, Sanders taraftarlarının yüzde 85’i Clinton’ı, yüzde 9’u ise Trump’ı destekliyor. Clinton ve Sanders arasında ekonomik ve siyasi konularda önemli görüş ayrılıkları var. Clinton’ın, Sanders’in kampanya boyunca sürekli olarak vurguladığı parasız yüksek eğitim, toplumun genelini kapsayan sağlık sigortası ve asgari ücretin 15 dolara yükseltilmesi gibi vaatlerine sahip çıkması zor. 

***

Polis ve Siyahlar arasındaki gerginlik seçimi etkileyebilir. Washington Post’un önde gelen yazarlarından Dan Balz 11 Temmuz tarihli yazısında bu konuya değiniyordu. Balz, son günlerde Siyahlar ve polis arasında artan olayların seçimler üzerindeki etkisini kestirmenin zor olduğunu belirttikten sonra şu soruyu soruyor: “Halk, Trump’ın da söylediği gibi, hukuk düzeninin iyileştirilmesine yardımcı olacak güçlü bir başkan mı, yoksa Clinton’ın söylediği gibi Siyahların maruz kaldığı adaletsizliklerin kaldırılması konusunda toplumda tartışma başlatacak bir başkan mı arıyor?” Demokrat Siyahlar bir yana Cumhuriyetçi Parti’ye yakın Siyahlar arasında da ikinci görüşe yakın olanların sayısı oldukça fazla. Salı akşamı CNN’de Jake Tapper’in programına katılan Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan’a katılımcılardan birinin, “Bir siyah kadın olarak Cumhuriyetçileri niçin desteklemem gerektiğini açıklar mısınız” sorusu Siyahların muhtemel bir Cumhuriyetçi iktidardan duydukları endişenin önemli bir göstergesi. Siyahların durumları günümüzde 60’lı yıllarla kıyaslanmayacak ölçüde iyileşmiş olsa da belli eyaletler dışında eşit muamele gördükleri söylenemez. Ülkenin kuruluş yıllarına kadar giden ırk ayrımının Obama’nın da belirttiği gibi kısa sürede çözümü zor. Gallup’un 2008’de yaptığı bir araştırma, Amerikalıların ekserisinin siyahlara karşı ırkçılığın yaygın olduğu görüşünde olduğunu ortaya koyuyor. Siyah olmak belli bölgelerde potansiyel suçlu olmanın en önemli nedeni. İstatistiklere göre, siyahların polis tarafından aranma olasılığı beyazlardan üç kat daha fazla. 

***

Toplam nüfusun yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan siyahların desteğini sağlamadan hiç bir adayın seçim kazanma şansı yok. Peki siyahlar Trump’a gerekli desteği verecek mi? Siyah seçmenler arasında özellikle son olaylardan sonra, muhtemel bir Cumhuriyetçi iktidar döneminde toplumdan daha da dışlanacakları görüşü yaygın. Kamuoyu yoklamalarına göre siyahların yüzde 91’i Clinton’ı desteklerken, Trump’ı destek verenlerin oranı yüzde 7. Obama’nın “göründüğümüz kadar bölünmüş değiliz” açıklaması aslında toplumdaki bölünmüşlüğün bir göstergesi. Ryan, Demokrat Parti’yle Cumhuriyetçiler arasında 90’lı yıllarda görülen ortak noktaların artık kalmadığını, Demokrat Parti’nin sola kaydığını söylerken haklı olabilir. 90’lı yılların dünyasıyla bugünkünün aynı olduğunu kimse iddia edemez. Neoliberal politikaların sorunları çözmedeki başarısızlığı kadar 2008 Resesyonu’nun yol açtığı yüksek işsizlik ve bozulan gelir dağılımının da bu bölünmüşlükte mutlaka etkisi olmuştur. Ryan, Trump dahil kimi Cumhuriyetçilerin “Siyahların yaşamı değerlidir” sloganının Amerika’yı böldüğü, ırkçılık içerdiği yolundaki görüşlerine katılmadığını; anayasada yer alan ifade ve inanç özgürlüğünü kısıtlamaya kim karşı çıkarsa karşısında kendisini bulacağını söylüyor. Temsilciler Meclisi Başkanının Amerikalıların birbirlerini anlamalarının, birbirlerine saygı duymalarının zamanı geldiği şeklindeki mesaji önemli. Kutuplaşma hangi ülkede olursa olsun sorunları arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Dünyanın en ileri demokrasilerinden biri olmasına rağmen Amerika bunu anlamaya başladı. Darısı diğerlerinin başına. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016