Merkez’in aklı kısa vadeye ve dövize takılı

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Merkez Bankası Başkanı dün bir basın toplantısıyla 2014 yılının para ve kur politikalarını açıkladı. Koca bir yılın politikaları açıklanacak denilince,  Merkez Bankası’nın  perspektifi bir yıl olan bir politika açıklaması yaparak aktörlerin ufkunu genişletmek, önlerini göstermek istediğini düşündüm. Son ayların oynak ve aşırı çalkantılı ortamında bu perspektifte bir açıklama yapılması olumlu kuşkusuz. 

Öte yandan belirsizliğin ve huzursuzluğun tavan yaptığı bir ortamda bütün yıla dönük bir politika tasarımı açıklamanın  riski de var. Böyle bir açıklamanın içinin  boş olması, anlamsız kalması, aktörleri  bilgilendirmek yerine yanıltması gibi riskler taşıması da pekala mümkün. 

Bu yazıyı yapılan absın toplantısının hemen arkasından yazıyorum. Açıklamayı dinlemedim. Toplantının  görüntülerinin tamamını da izlemedim. Medyada yer alan haber ve yorumları okudum. Anladığım kadarı ile Merkez Bankası da işaret ettiğim türde bir riskin var olabileceğini   düşünmüş.  Öngörülen politika çok kısa bir döneme dönük olarak tasarlanmış. Başkanın konuşmasının neredeyse tamamı önümüzdeki bir iki ay içinde para ve döviz hareketlerinin nasıl yönlendirileceğine ilişkin açıklamalardan oluşuyor.  

Kısacası,  Merkez Bankası aklını kısa vadeye takmış ve bu vade de başat olarak döviz kuruyla ilgileniyor gibi görünüyor.       

HHH

Kısa vadede aklın dövize takılmış olması Merkez Bankasının bu sıralarda para alanında problem olarak döviz kurunu gördüğünü gösteriyor.  Döviz kurundaki yükselme eğiliminin sertleşmiş olması Merkez’in aklını buraya takmasını anlaşılabilir hale getiriyor. Yani Merkez bankası döviz kuru ile spor olsun diye ilgilenmiyor, yükselme ivmesindeki ani hızlanmayı hemen yavaşlatmak  istediği için kısa vadedeki kur hareketlerine takılmış vaziyette.

Kurdaki yükselme ivmesini hemen kırmak ardından da kur seviyesini aşağıya çekmek için para ve kur politikasının iki aracının kullanılacağı anlaşılıyor. Birisi doğrudan döviz likiditesi ile ilgili.  En kısa ifade ile bu önlem yılın sonuna kadar ve yeni yılın ilk ayında ekonominin dövize boğulması şeklinde tanımlanabilir. Döviz likiditesi (döviz arzı) doğrudan döviz satışı ile arttırılacak. Bu amaçla bu yılın geri kalan kısmında günlük döviz satışı 450 milyon dolara yükseltilecek.  Yıl sonuna kadar döviz likiditesinde 3milyar dolarlık bir genişleme olacağı  anlamına geliyor bu. Ocak ayında da bu politikanın sürdürülmesi,  günlük 100 milyon dolar döviz satışı ile ekonomiye bir 3 milyar dolar daha verilmesi öngörülüyor.

Kısa vadede döviz kurundaki yükselme ivmesini kırmak için kullanılacak ikinci politika aracı da ROK. Başkan Başçı açıklamasında Rezerv Opsiyon Katsayısını arttırarak piyasaya bir milyar dolarlık ek bir imkan daha sağlanacağını söylüyor. ROK ayarlamalarının doğrudan döviz satmakla aynı etkiyi yarattığına vurgu yapılıyor. Bütün bunlardan,  son zamanlarda adeta zıplayan döviz talebinin üstüne döviz yağdırılarak kurun hızla kontrol altına alınmak istendiği anlaşılıyor.

HHH

Enflasyonu ve finansal istikrarı kontrol altında tutma amacı güden bir para otoritesi için bu takıntı ve uygulamanın kabul edilebilir girişimler olduğu söylenebilir.  Ancak bunların kurdaki ateşi düşürebilmesi için yükselme ivmesinin nedenini ortadan kaldırması gerekir. Yoksa,  ekonomiye dövizi yığarsınız, alan gider, kurdaki hareket eğilimi değişmez. Örneğin, döviz kurunu yukarıya doğru baskılayan etken dışarıdan geliyorsa böyle bir döngü yaşanır.   Sizin ekonomiye vereceğiniz döviz likiditesi dışarıdaki nedeni gideremeyeceği için uygulamanız etkisiz kalır ve  elinizdeki döviz rezervlerinin erimesi ile sonuçlanır.

Özellikle faizle ilgili olarak sorulan sorulara verilen  cevaplardan  Merkez Bankası’nın döviz kurunda ortaya çıkan yükselme ivmesinin içerideki gelişmelerden kaynaklandığını düşündüğü anlaşılıyor. Başkan FED’in “azaltma” niyetinden fazla etkilenmediğimizi ancak son sıralarda gündemi işgal eden yolsuzluk haberlerinin risk algısını bozarak döviz kuruna ek bir yükselme ivmesi verdiğini söylüyor.  Kuru oynatan etkinin  dışarıda değil içeride olduğu anlamına geliyor bu tespit. Bence bu doğru bir saptama. Bu durumda para otoritesinin aklını kısa vadeye takması ve piyasayı kısa sürede dövize boğmak istemesi de doğru tercih gibi görünüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018