Önümüzdeki dönemde para politikası

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU dunyaweb@dunya.com




Geçen hafta içinde Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci enflasyon raporunu bir basın toplantısı ile açıkladı. Bu rapor ve raporun sunumu sırasında Sayın Erdem Başçı'nın yaptığı konuşma sayesinde 2012'nin geriye kalan döneminde para politikasının nasıl şekillenebileceği daha bir belirginleşti. Para politikasının bundan sonra alacağı biçim iki gelişme tarafından belirlenecek. İlki yurtdışındaki koşullar. Bu koşullar hakkında büyük bir belirsizlik var.

Birinci senaryo: 2012'nin ilk dört ayı 2011'in ikinci yarısı ile kıyaslandığında daha olumlu geçti. Bu koşullar sürerse, para politikası açısından görece rahat bir dönem olacak. Çünkü yurtdışından döviz girişlerinde bir sorun yaşanmayacak ve döviz kuruna aşağıya doğru baskı gelebilecek. Hız kesen büyüme ile birlikte düşen ya da fazla artmayan döviz kuru, yüzde 6.5 olarak açıklanan yıl sonu enflasyon tahmininin gerçekleştirilmesini kolaylaştıracak.

İkinci senaryo: Avrupa'da olumsuz gelişmelerin yaşanması olasılığının arttığına dair sinyaller geliyor. İspanya tekrar gündemde, seçimlerle birlikte Fransa'da ve İtalya'da ilginç gelişmeler olabilir. Bu durumda, risk alma iştahının azalması söz konusu olabilecek. Farklı bir ifadeyle, döviz kuruna yukarıya doğru baskı gerçekleşebilecek. Bu olumsuzluklar yaşanırsa, risk alma iştahındaki azalmayı törpüleyecek hatta belki de tersine çevirebilecek tek gelişme, ABD Merkez Bankası'nın yeni bir parasal genişlemeye gitmesi olabilir.

Görüldüğü gibi her iki senaryonun da gerçekleşmesi olasılığı var. İşte bu belirsizlik nedeniyle TCMB esnek bir para politikası uygulamak istiyor. Para politikasının nasıl gelişeceğinin diğer belirleyicisi ise doğrudan TCMB'nin üç ara hedefinin izleyeceği yol olacak. Üç ara hedef şunlar: Enflasyonun yıl sonunda yüzde 6.5'e, 2013 ortalarında ise yüzde 5'e yaklaşması, kredi artış hızının makul bir düzeyde kalması ve üçüncü olarak da döviz kurunun 'normal' düzeyinden sapma miktarının azaltılması. Bu sonuncusu bazen cari açığı bazen de kısa vadeli sermaye girişlerini azaltmak biçimine de büründü.

TCMB, kredi arzında 2010'un tümünde ve 2011'in ilk yarısında yaşanan çok hızlı artışın frenlendiğini ve kredi arzındaki artışın istediği düzeye geldiğini belirtiyor. İkinci olarak, hem enerji dışı cari açığın önemli ölçüde azalmakta olduğuna işaret ediyor hem de cari açığın finansmanının giderek daha uzun vadeli sermaye girişleri ile yapıldığına dikkat çekiyor. Ancak enflasyonun hedeften önemli ölçüde yüksek olduğunu belirtiyor.

Dolayısıyla, bundan sonraki aylarda, en azından 2012'nin son çeyreğine kadar asıl olarak enflasyona odaklanacağı anlaşılıyor. Enflasyonun bir süredir hala yüzde 10 dolayında olması, ekim ayından bu yana sıkı para politikasına yol açtı. TCMB bu sıkılaştırmayı temel olarak 'fonlama maliyeti' dediği ve bankalara verdiği kısa vadeli borcun faizini gösteren faizi günlük olarak artırarak yaptığını vurguluyor. Gerçekten de TCMB'nin gerçek politika faizi olan fonlama maliyetinin, 29 Kasım'dan bu yana geçen sürede ortalama değeri yüzde 8.2 oldu. Tüm bu sürede yüzde 7 ile 11.5 arasında dalgalandı, son haftalarda ise yüzde 9 civarında seyrediyor.

Enflasyonun yılın son çeyreğine kadar yüksek düzeyde seyretmesi olasılığı var. TCMB, bunun, enflasyon bekleyişlerini olumsuz etkileyerek, fiyatlama davranışlarına ve ücret pazarlıklara yansıyarak enflasyonu daha da yükseltme tehlikesi yarattığına dikkat çekiyor. Bu nedenle, para politikasının daha da sıklaştırılması gerektiğinin altını çiziyor.

Önümüzdeki birkaç ay dolayısıyla para politikası açısından beklememiz gerekenler şunlar: Birincisi, gerçek politika faizi (fonlama maliyeti) yüksek tutulacak. İkinci senaryo gerçekleşirse hem bu yüksek faiz politikası daha uzun sürecek hem de faiz koridorun üst sınırı olan yüzde 11.5'e daha çok yaklaşacak. Birinci senaryo altında ise tam tersi gerçekleşecek: Daha kısa süreli yüksek faiz ve daha düşük bir 'yüksek' faiz. TCMB'nin liranın bir miktar değerlenmesini isteyeceğini de not düşmek gerekiyor. Bu değerlenme isteği, en azından enflasyonun yıl sonunda yüzde 6.5'e yakınsayacağından emin olunana kadar sürecek.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018