Yazılı basın için yeni umut: Tabletler

Garbis KEŞİŞOĞLU
Garbis KEŞİŞOĞLU DÜNYA'DA MEDYA garbis.kesisoglu@dunya.com

Dünya Gazeteler ve Haber Yayıncıları Birliği (WAN - IFRA) ile Dünya Editörler Forumu'nun (WEF) geçenlerde Viyana'da yapılan kongrelerinde yazılı (geleneksel) basının geleceği tartışıldı. Viyana'ya gelenlerin bizim de dahil olduğumuz önemli çoğunluğu, 2012'nin dünya basını için neler getireceğini merak ediyordu.

Hemen belirtelim ki, geleneksel basının üzerindeki karabulutların arasından bugünlerde hafif bir ışık görülmeye başlandı. Müteveffa Steve Jobs'un son harikası iPad, yayıncılar için büyük bir umut kaynağı olmuş durumda.

Yıllardır büyük emek ve para harcayarak ürettikleri haber ve fotoğrafları "ücretsiz" olarak web sitelerinde halka sunan gazete yayıncılarının bu kısır döngüyü kırmaları imkansız gibiydi.

Ne var ki tabletler, bu can pazarında adeta hızır gibi yayıncıların imdadına yetişti: Tüketici çok benimsediği tabletlerde, abone ücreti ödemeye hazırdı!

İşte bu yeni olanakla birlikte yeni yapılanmalar peş peşe gelmeye başladı:

İngiltere'nin sol eğilimli ciddi gazetelerinden "The Guardian" düşmekte olan tirajına karşılık, tabletler için hazırladığı "App"ları haftalık 1 sterlinlik abone bedeli ile pazarlama imkânına kavuştu.

Tabletler, zarar eden "The New York Times"ın da kurtarıcısı oldu... Gazete, bu yılın üçüncü çeyreğinde dijital aboneler sayesinde kara geçebildi. Gazetenin basılı nüshaların 756 bin abonesi bulunuyor. Gazeteyi yalnız dijital ortamda görüp, yirmiden fazla makale okumak isteyenler, ayda 35 dolara abone olabiliyor. Bu abonelerin sayısı da hızla artmakta. New York Times'ın tabletler için hazırladığı eGazete'nin de şu anda 57 bin abonesi bulunuyor. Gazetenin basılı nüshalarına abone olanlar, dijital gazeteyi de ücretsiz okuma imkanına sahip.

tabletler konusunda, başarılı yayıncılar arasında, Almanya'daki Springer ile Norveç'teki Schibsted grubunu da gösterebiliriz.

Dünya yazılı basınında genel durum

WAN-IFRA tarafından yazılı basınla ilgili yapılan son araştırmaları Viyana'daki toplantılar sırasında görme olanağını bulduk. Bunlara bir göz attığımızda şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz:

- Batı yarım küresinde gazete tirajlarının düşme trendi devam ediyor.

- Doğu'da ise tirajlar (Çin ve Hindistan'da olduğu gibi) devamlı artış gösteriyor.

- Dünyadaki genel gazete sayısında azalma var. Kapanmalar görülüyor.

- Ücretsiz dağıtılan gazetelerin tirajlarındaki düşüş sürüyor. Bu da, ücretsiz gazete modasının sona erdiğini gösteriyor.

- Basılı gazeteler, gelişen diğer medyaya rağmen, reklam verenler için halen daha etkili.

- Gazeteler, bugün de internete oranla daha çok tüketiciye ulaşabiliyor. Normal bir günde gazete alıp okuyanların sayısı, interneti haberler için tercih edenlerden yüzde 20 daha fazla.

- Dijital reklam gelirleri hala, basili gazetelerin genel reklam kaybını karşılayamıyor.

- Sosyal medya çok yaygın ve popüler fakat haber yayıncılarının bundan para kazanma imkânları günümüzde de çok kısıtlı.

Medya tüketimi ülkeden ülkeye farklı eğilimler gösteriyor. Tüketiciler, gazetelere giderek daha az zaman ayırıyor.

Medya tüketiminde, gazetelerin payı bir yıl öncesine kadar yüzde 8 idi. Buna karşılık toplam ilan gelirlerinin yüzde 20'si hâlâ gazetelere gidiyordu. Son yıl medya tüketimindeki gazetelerin payı yüzde 7'ye düşmüş durumda.

Viyana'da en fazla öne çıkan konulardan biri, gazetelerin tüketiciye nasıl daha fazla sevdirileceği ve nasıl daha çok benimsenerek daha geniş zaman ayrılmasının sağlanabileceği idi.

İşte WAN-IFRA kongresinden çıkan mesajlar

İşte tam bu yaşamsal noktada "içerik" ve "gazeteciler" ön plana çıkıyor. Kongre katılımcıları müttefikti ki, iyi araştırılmış ve yazılmış özel haberleri bugünün tüketicisi daima değerlendiriyor.

Bu arada bir diğer mutabakat noktası da suydu ki, eğer sosyal medya ile gazeteler arasında daha sağlıklı köprüler kurulabilmesi de başarılabilirse, yani gazeteler sosyal medyadan daha etkin yöntemlerle yararlanabilirse, geleneksel basının sıkıntıları biraz olsun hafifleyecek.

Bugün nihayetinde hiçbir web sitesi, tüketicinin eline basili bir gazete veremiyor. Yazılı basına farklı bir duygu, kalıcılık ve etkinlik söz konusu.

Hakim kanıya göre gazetelerin, bireylerin hayatındaki rolü, günümüz koşullarında da küçümsenemez. Yalnız, Viyana'da da dikkat çekildiği gibi, gazetelerin hitap ettikleri kitlelerin gerçek ihtiyaçlarını çok iyi belirleyip ona göre yayın yapmaları, su veya bu kaygıyla gerçeklerin izinden ayrılmamaları, sonuçta okurlarından kopup uzaklaşmamaları ve editörlerin

24 saat önceden seçtiği bayat haberleri temcit pilavı gibi okurlara sunmaktan vazgeçmesi gerekiyor.

İyi yetişmiş gazetecilerle yapılacak iyi gazetecilik, olayların nedenlerini analiz edebilen ve okurun aklına takılabilecek her türlü soruya açıklık getiren araştırmacı gazetecilik, dijital rekabet ortamında giderek önem kazanacak; bu gerçek Viyana'da bir kez daha vurgulandı.

Bugünün okuyucusu veya tüketicisi acaba ne istiyor?

Bunun cevabini en sağlıklı bicimde aramak, habercilikte gereğini yapmak ve onun yanında sosyal medyadan faydalanmak şart.

Rakamlar, basın yöneticilerine ne söylüyor?

Gazetelerin günümüz ihtiyaçlarına göre içeriklerini ve tasarımlarını yenilemeleri, güncelliğe daha bir titizlikle önem vermeleri, okurlarına görünen ve hızla eskiyen rutinin ardındaki gerçekleri sergileyecek etkinlikte bir gazeteciliği hayata geçirmeleri, artık kaçınılmaz bir zaruret.

Aksi takdirde, eğer arkalarında zararlarını su veya bu nedenle sineye çekecek bir holding yoksa, kapanan gazeteler kervanına yeni halkalar eklenmesinin önüne geçilemez.

Nitekim, dünyadaki toplam gazete tirajları 2009'da 528 milyon iken, bu rakam 2010'da 519 milyona düştü. Gazeteler her gün 2 milyar 300 milyon okuyucuya ulaşırken, internet 1 milyar 900 milyon tüketiciye hitap ediyor. Ama burada önemli olan, yalnızca okuyucuya ulaşmakla kalmamak, bugünün bilinçli ve sosyal medyada aktif ,okuyucunun katiliminim sağlamak. Yeni abone yöntemleri uygulayarak tüketicilerin gazete ile olan bağlarını güçlendirmek.

Son beş yıl içinde Batı Avrupa'daki gazetelerin tiraj kaybı yüzde 11.8, Doğu ve Orta Avrupa'dakilerin ise yüzde 10'u buldu. Kuzey Amerika'da ise son 5 yıl içinde gazeteler yüzde 17 oranında tiraj kaybına uğradı.

Peki, en çok gazete nerelerde okunuyor?

Kişi başına en çok gazete okunan ülke İzlanda, burada nüfusun yüzde 96'si gazete okuyor. İzlanda'yı yüzde 92 ile Japonya, yüzde 82 ile Norveç, İsveç ve İsviçre, yüzde 80 ile de Finlandiya ve Hong Kong izliyor.

Reklam gelirleri alarm çanı çalıyor

Televizyon günümüzde de dünya reklam pastasından en büyük payı almaya devam ediyor. Televizyonun aldığı 180 milyar dolara karşılık, gazeteler 97 milyar dolarla yetiniyor. İnternet 62 milyar ile üçüncü sırada. Dergiler 43 milyar ile dördüncü, radyo ise 32 milyar ile beşinci durumda. İnternet reklamcılığı büyük bir gelişme kaydediyor. 2010'da Asya'da internet reklamları adeta patlama yaparak yüzde 22 büyüdü. Bu bölgedeki gazeteler ise, tiraj artışlarına rağmen reklam gelirlerini ancak yüzde 3 artırabildi.

Avrupa' ya gelince... İnternet reklamları yüzde 14 artarken, gazete reklamları yüzde 1 kayba uğradı.

Kuzey Amerika'da ise internet reklamları yüzde 13 artarken, gazete reklamları yüzde 9 oranında düştü. Yakında Amerika'daki internet reklamlarının, gazete reklamlarını geçmesi bekleniyor.

Bu arada, internet reklamlarından en çok Google'un kazandığını belirtmekte yarar var. Halen toplam internet reklam gelirlerinin yüzde 65'i Google'un kasasına giriyor.

Gazete-tablet kardeşliği önem kazandı

Gazeteler, ürettikleri haber ve fotoğrafları elektronik ortamda dağıtıyor da olsalar, bunu yapabilmek için yine her zaman iyi gazeteci ve fotoğrafçılara ihtiyaçları olacak.

Ne var ki, haber yayıncılarının yeni mevziler kazanmak için bir yandan da gecikmeden tabletlere önem vermeleri, kullanılması kolay "App"lar hazırlamaları ve sayfalarını kesintisiz güncellemeleri gerekiyor.

Tabletler, basılı gazetelerin kardeşleri olarak görülmeli.

Tabletlere girecek haberler de web sitelerindeki gibi değil, tablet edisyonu göz önüne alınarak, o özelliklerle hazırlanmalı.

Dijital ortamda haber yayıncılığı üzerinde de Viyana'dan esinlenerek birkaç noktaya dikkat çekmek gerekirse, bu tür haberciliğin en önemli unsuru, 24 saatlik kesintisiz ve her an yenilenen çok canlı yayın ortamı.

Fakat görüyoruz ki web sitelerinin çoğu bugün, haberleri tazelemekte çok geri kalıyor.

Saatlerce aynı haberi sitede, aynı metinle görmek mümkün. Hatta bazen bakıyorsunuz futbol maçı bitmiş, ama halen haber sanki oynanacakmış gibi duruyor!

Oysa tablet gazeteciliğinde zamana karşı nefes nefese yarış bahis konusu.

Televizyonda maçı seyretmiş bir tüketiciye, tablette geleneksel şekilde bir maç anlatımı da sunamazsınız.

Editörler daima tüketicinin nabzını ellerinde tutmalı. Bugünün tüketicisi, yani dijital cağın okuyucusu, zaten sosyal medya üzerinden dedikodu, magazin dahil her konuda bilgi sahibi olmuş halde gazete veya tableti eline alıyor. Siz ona fazladan ne vereceksiniz?

Viyana'nın bir önemli mesajı da bu idi: Tüketiciye artı bir şey veremezseniz, yeni okuyucu bulma sansınız sıfır olur.

Bir nükleer savaştan sonra bile...

Bugünlerde ülkemizde "internet gazeteciliği" üzerine sıklıkla görüş açıklandığına tanıklık ediyoruz. Ama temel bir gerçek, korkarız gözden kaçırılıyor: Aslında "internet gazeteciliği" diye ayrı ve kendine özel bir kategori yok.

Gazetecinin işlevi, kağıt üzerinde de, dijital ortamda da ayni. Sonuçta sadece, üretilen haberlerin dağıtım şekli değişiyor.

Yoksa gazetecilik bugün de önemini aynen koruyor ve hatta mecralar genişledikçe yayıncılar için donanımlı gazeteci ve iyi haberin önemi giderek artıyor.

Sonuçta, Viyana kongresi ortaya koydu ki, gazeteler ve gazeteciler her şeye karşın karamsarlığa sürüklenmemeli... Yeter ki, eski alışkanlıkları bırakıp günümüz koşullarına ayak uydurabilmek için hareketlenebilsinler.

Amerika'da, gazeteler için umut verici olan bir espri su günlerde çok moda:

Nükleer bir savaştan sonra, dünya üzerinde üç şey kalacak...

Hamam böcekleri, eskimeyen sarkıcı Cher ve gazeteler!

Tablet, yatağı daha çok seviyor!

Amerika'da yapılan son bir araştırmaya göre, kullanıcıların yüzde 51'i yatakta veya televizyon karşısında, genellikle saat 19:00 ile 23:00 arasında tabletlerini ellerine alıyor. Bu da, bilgisayarlardan farklı bir kullanma tarzının ortaya çıktığını gösteriyor.

Tabletler, basılı gazete, televizyon, kitap ve online'ın rollerini birleştiriyor.

Tabletlerin gazeteye benzememesi gerektiğine dikkat çekiliyor; çok daha canlı, renkli, enteresan ve hareketli olmalılar.

Basılı bir gazetenin tasarımında öz ve beyin ön planda tutuluyor. Tabletlerde ek olarak parmak işlevini de hesaba katmak gerekiyor.

Ünlü CEO Craig Dubow niçin kovuldu?

Amerika'nın en yüksek tirajlı gazetesi "USA Today"in de sahibi olan Gannett grubunda, Amerika'nın değişik şehirlerinde yayınlanan 81 gazete bulunuyor. Grubun 6 yeldir CEO'luğunu üstlenmiş olan Craig Dubow, bir süre önce istifa etmek zorunda kaldı.

Dubow, tasarruf ve hissedarlara daha çok temettü dağıtmak gerekçesiyle Gannett grubunun personel sayesini 52 binden 32 bine indirerek, gazeteciliği ikinci plana attı. Bu da onu çöküşe götürdü. Gazetecileri kovunca tüketicilerin ne istediklerini anlamaktan aciz kaldığı için, amaçladığının tersine, koskoca grubun hisseleri iyice düştü.

Craig Dubow'un yerine yardımcısı Bayan Gracia Martore atandı. Oysa o da Craig ile birlikte yapılan gazeteci operasyonlarının imarlarındandı. Bakalım bu kez geçmişteki hatalarını düzeltme yoluna gidebilecek mi?

Gannett olayı ve Los Angeles Times ile Chicago Tribune gibi kuruluşlarda yaşanan benzeri gazeteci kıyımlarının gazeteleri batma noktasına sürükleyen sonuçları, gazetecilerin önemini bir kere daha çok net bir şekilde ortaya koydu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar