Zaman, artık derinleşme zamanı

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Malatya'dayız... İş'le Buluşmalar'ın 27'nci

toplantısı için...

Malatya'nın yetiştirdiği üç önemli isim konuşmacımız:

Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık...

Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak...

Ve Tema Mağazacılık'ın Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük...

Ahmet Çalık, konuşmasında şehirekonomilerinin önümüzdeki

dönemde oynayacağı rolü anlattı...

Erman Ilıcak ise, rekabetten kaçınmanın şirketlere sağlayacağı yararları...

Önümüzdeki haftalarda verdikleri net mesajlara ilişkin düşünce ve

gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım...

Ancak bu yazıda Vahap Küçük'ün Malatya'da 800'ü aşkın dinleyiciyi

34 dakika boyunca iskemlelerine adeta çivileyen konuşmasından

notlar aktarmak istiyorum...

 ***

Vahap Küçük'ü daha çok LC Waikiki markasıyla tanıyoruz...

Başında bulunduğu grup, geçen yıl 1.5 milyar dolar ciro yaptı...

Bu yıl 2 milyar dolara koşuyor...

H&M gibi dünya çapında rakiplerin Türkiye pazarına girdiği bir süreçte

bu rakamlara ulaşmak herkesin harcı değil...

Küçük, konuşmasında bir temel gerçeğe vurgu yaptı:

"İşletmelerin çoğu KOBİ'lerden oluşuyor...

KOBİ'ler her ekonomi için önemli...

Ayakta duran KOBİ...

Ayakta duran ülke demek...

Bütün mesele o KOBİ'leri nasıl büyütürüz...

Ama daha da önemlisi nasıl sürdürürüz... "

 ***

Sürdürülebilir büyüme...

Dünyanın derdi...

En çok da şirketlerin...

Uzun ömürlü şirketlerin sırrı nedir?

"İşletmeler birer canlı gibidir” diyor Vahap Küçük...

"Canlının da ilk hedefi ayakta kalmak...

Bugün maalesef Türkiye'deki işletmelerin ortalama yaşı 8-9...

Üçüncü nesle geçen şirketlerin toplama oranı yüzde 7-8'i

geçmiyor...

Asırlık şirket sayımıza baktığımızda 30'lu rakamları zor buluyoruz...”

 ***

Aslında ayakta kalma sorunu küresel...

Gelişmiş ülkelerde dahi ortalama şirket yaşı 24...

Dünyada da üçüncü nesle geçen şirket sayısı az...

ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, birinci kuşakta son bulan aile

şirketlerinin toplama oranı yüzde 80...

İkinci kuşağa ulaşanlar yüzde 16...

Üçüncü kuşak ve sonrasına devam edebilenlerin oranı ise ancak yüzde 4...

Üstelik bu sadece bugünün sorunu değil...

Dün de böyleydi...

Döneminin en etkili ekonomistlerinden Alfred

Marshall'ın 19'uncu yüzyıldan bize seslenen ünlü sözü "Bir işletmeyi

dede kurar, baba büyütür, oğul tutar, torun sanat tarihi okur” diyor...

Kurduğu şirketin serüveni bunu doğrulamamış olsa da, Nejat

Eczacıbaşı'nın sözleri ülkemizde de yaşanan gerçeği özetler gibidir:

"Türkiye'de şirketleri babalar kurar, oğulları yer, torunları batırır...”

 ***

LC Waikiki 23 yıllık bir şirket...

Vahap Küçük yola devam ederken

önem verdiği değerleri bizlerle paylaştı:

Kurum kültürü, yenilikçilik, kurumsallaşma...

Ancak iki noktaya özel vurgu yaptı...

Bunlardan biri değişimdi...

Bu konudaki görüşlerini aşağıdaki kutuda aktardım...

Altını çizdiği ikinci konu ise "odaklanma” idi...

"23 yılda pek çok moda sektör oldu...” diyor Küçük...

"İnşaat, turizm, enerji...

Ama hiçbir sektöre dönüp bakmadım...

Şöyle sorduk kendimize:

Fazla paramız var mı?

Yok...

Zamanımız var mı? O da yok...

O zaman bilmediğin işte ne işimiz var dedik...

Gücü hiç bölmedik...”

Devam ediyor Vahap Küçük:

"Bizde maalesef şirketlerimiz dikey

büyümeyi tamamlamadan yatay

büyümeye geçiyor...

Oysa önce dikey büyümeyi tamamla

sonra yatay büyümeye geç...

Ve geçerken de mümkün olduğu

kadar yaptığın işin komşu işine gir...

Yaptığın işe en komşu sektör hangisi ise ona yatırım yap...

Biz Türk işadamları hakikaten odağımızı saptırıyoruz...

Gücümüzü bölmek rekabet etme

gücümüzü de azaltıyor maalesef...”

 ***

Hangi şirket olursa olsun...

Hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin...

Uzmanlar, temel yeteneklerde odaklanmanın önemine dikkat

çekiyor... ‘Uzmanlar' derken kimi kastediyorsun diye soruyorsanız...

Öne çıkan iki isim var...

Coimbatore Krishnarao Prahalad...

Ve Gary Hamel...

Prahalad, Hindistan doğumlu ünlü bir işletme profesörü...

Birazdan bahsedeceğim temel yetenekler dahil birçok yönetim

fikrinin babası sayılıyor...

Geçen yıl 68 yaşında Kaliforniya'da öldü...

Gary Hamel ise Amerikalı bir yönetim uzmanı...

The Wall Street Journal onu dünyanın en etkili iş

düşünürlerinden biri olarak seçti...

Fortune dergisi onu "iş stratejisinde dünyanın lider

uzmanı” olarak tanımlıyor...

Bu ikilinin 1990 yılında Harvard Business Rewiev'da yayınlanan

makalesi son 20 yıla damgasını vurdu...

 ***

Çok özetle dedikleri şu:

Zaman, genişleme değil derinleşme zamanı...

Bir zamanlar şehir büyüklüğünde, dev sanayi tesisleri gözdeydi...

Çok farklı iş kollarına yatırım yapmak modaydı...

Ama o devir geçti...

Neden ararsanız...

Neden, tek kelime: Küreselleşme...

Mal, sermaye, bilgi...

Pek çok şeyin dolaşımı serbestleşince, rekabet de

keskinleşti...

Keskinleşen rekabet şirketleri en iyi ve güçlü olduğu sektörlerde

yoğunlaşmaya itiyor...

 ***

Temel yetenekler...

Ya da çekirdek yetkinlik...

Nasıl adlandırırsanız adlandırın...

İşin püf noktası rekabet gücünde...

Herkes öğrendi ki, bu dönemde

ayakta kalabilmek rekabet

gücünün yükseltilmesine bağlı...

İşinizi geliştirmek de öyle...

Bir şirketin rekabet gücünü

yükseltmesinin anahtarı ise önce

temel yeteneklerini algılaması

ve geliştirilmesi...

Bu çerçevede, "temel yetenekler”

yaklaşımında şirketlere uzun ömür

için üç tavsiyede bulunuluyor:

Birincisi, bir şirketin işi rakipleri

tarafından kolay taklit edilememeli...

İkincisi, birçok ürüne  uygulanabilmeli ve

birçok pazara girme imkanı vermeli...

Üçüncüsü, temel yetenekler

tüketicilerin değer verdiği ürünlerin

üretilmesini sağlamalı...

 ***

Bu yönde tavsiye veren uzmanlardan

örnekleri artırmak mümkün...

Stratejik yönetimin gurusu kabul edilen Michael

Porter da hemen bütün kitaplarında farklı ve odaklı

olmanın önemine işaret eder...

Ama lafı uzatmaya gerek yok...

Ezcümle, yönetim uzmanlarının da,

deneyimlerini bizimle paylaşan

işadamı Vahap Küçük'ün de

söylediği şey aynı kapıya çıkıyor:

Az ve öz işle uğraşmak...

En iyi olunan işlere yoğunlaşmak...

Gücü bölüp dağıtmak şöyle dursun...

Aksine tüm gücü toplayıp rakiplere

fark attığınız işlere yoğunlaşmak...

Bunun için de genişlemeden çok

derinleşmeye önem vermek...

Ve dolayısıyla, işinizi genişletmeyi,

yeni sektörlere açılmayı her düşündüğünüzde,

önce var olan işinizin rekabetin gerektirdiği

derinliğe sahip olup olmadığını analiz etmek...

Bugün her zamankinden daha önemli! Neden mi?

Çünkü piyasada oynaklık arttı...

Ve bu gelip geçici bir durum da

değil üstelik... Kalıcılığına kendimizi

alıştırmamız gerekiyor...

Hepinize mutlu ve sağlıklı bir 2012 diliyorum...

Değişime karar veren kartal!

Yukarıda bahsettiğim gibi Vahap Küçük'ün sürdürülebilir büyüme ile ilgili konuşmasında vurguladığı temel kavramlardan biri değişimdi...

Konuyu anlatırken, bir kişisel gelişim kitabında okuduğu anlatıma da yer verdi...

Hikayeyi ilk kez Kal-Der'in düzenlediği Kalite Kongresi'nde dinlemiştim...

Türkiye Ekonomi Bankası'nın İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nilsen Altıntaş'tan...

Vahap Küçük LC Waikiki'nin değişim hikayesini şöyle anlattı:

"Her canlı değişmek ister...

Hepimiz perhiz yapmaya, sigarayı bırakmaya niyetleniriz...

Ya da sabahları erken kalkıp spor yapmaya...

Şirketler de böyledir...

Değişmek isterler ama...

Ya müşteri ya da para kaybetmekten korkarlar...

Kartallar türünün en uzun yaşayan canlısıdır...

70 yıl yaşarlar...

Fakat 40 yaşına geldiklerinde kartal bir karar vermek zorundadır...

Çünkü bu yaşa geldiğinde gagası çok sertleşmiştir...

Avını gerektiği gibi kavrayamaz...

Pençeleri de aşırı sertleşmiştir...

Avını tutamaz...

Kanat tüyleri kartlaşmıştır...

Uçmasına engel olur...

Değişime karar veren kartal yükseklere çıkar...

Yaklaşık 150 gün sürecek değişim mücadelesine başlar...

Önce sertleşmiş gagasını kayalara vura vura düşürür...

Sonra gagasının iyileşmesini bekler...

İyileşen gagası ile tırnaklarını tek tek söker...

Ardından tırnaklarının iyileşmesini bekler...

İyileşen pençeleri ile tüylerini tek tek yolar...

Tüylerinin de çıkmasının ardından kartal yenilenir...

Beş ay sonra uzun soluklu uçuşuna kavuşur...

Ve 30 yıl daha sağlıklı ve güçlü yaşamını sürdürür...

Şirketlerimizin zora düşmeden önce değişmesi gerekiyor...

Çünkü değişim sancılıdır...

Değişim para kaybettir...

Biz maalesef şirketlerimizi en zayıf anında, komaya girdiğinde değiştirmeye kalkıyoruz...

Halbuki, değişim şirketlerin en başarılı olduğu, likit ve finansman olarak en güçlü olduğu dönemde yapılmalıdır...”

Vahap Küçük, "kendimizden örnek vereyim” dedi ve devam etti:

"Biraz önce Sayın Ahmet Çalık dedi ki, ‘LC Waikiki 10-15 yıl sonra Avrupa'nın ilk 3 markasından biri olacaktır...'

Kendisine çok teşekkür ediyorum...

Gerçekten de, vizyonumuz, 2020 yılında Avrupa'nın en başarılı 3 markasından biri olmak...

Belki en büyüğü olmayacağız ama inşallah en iyi üreten, en karlı ve itibarı en yüksek şirketlerden biri olacağız...

Bunu sağlamak için bir değişim geçirdik...

2001'de 700 bayiimiz vardı...

80-85 milyon dolar da ciromuz...

Gördük ki, koyduğumuz vizyona bayi aracılığıyla gidemeyiz...

Kendi perakende mağazalarımızı açmazsak, bu vizyona ulaşmamız mümkün değil...

O noktada değişim başladı...

Ne yaptık?

700 bayii ile yolları ayırdık...

85 milyon doları 15 milyon dolara kadar indirdik...

Yani bir nevi kartalın gagasını düşürdük...

Daha ne yaptık?

Organizasyon şemamızı kökten değiştirdik...

Çünkü toptan satışlardan perakendeye geçiyorduk... Yani tüylerimizi yolduk...

Ve o günden bugüne, her yıl ortalama yüzde 40 büyüyerek geldik...

Eğer biz, 10 yıl önce o değişimi yapmasaydık, bugün ben bu kürsüde yoktum...

Çünkü en çok 30-40 milyon dolar ihracat yapan bir firmaydık, o kadar...”

EN UZUN ÖMÜRLÜLER

Tokyo Shoko Research isimli bir Japon araştırma kuruluşu dünyanın en uzun ömürlü şirketlerinin bir listesini yapmış. Bu listeye göre, Türkiye'nin en eski işletmesi Çemberlitaş Hamamı. Kuruluş tarihi 1584... Bugün İstanbul markalı zillerin üreticisi olan Avedis Zilciyan 1623 yılında kurulmuş... Aile 1909'da ABD'ye göç etmiş... Ancak listede Türkiye kuruluşlu dünyanın en eski ikinci şirketi olarak yer alıyor. 1777'den beri şekerci Ali Muhiddin Hacı Bekir ise Türkiye'den listede yer alan en eski 3'üncü firma. Bir İtalyan göçmen olan Augustine Joseph Catoni'nin 1846 yılında İskenderun'da kurduğu denizcilik firması Catoni ise listede kendine yer bulan dördüncü Türk firması. Zaten listede Türkiye'den 4 firma yer alıyor. Zira liste 1851 ve öncesinde kurulmuş firmalara yer veriliyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar