Ayşegül Akbulut Çetinkol: Çocukluk sınır tanımaz bir delilik hali ve ben bu deliliği çok seviyorum

“Çocukta estetik zevki geliştiren, görsel algıyı destekleyen, yargı belirtmeyen, güdümlenmemiş, ayrımcılık yapmayan, şiddet barındırmayan, doğa, hoşgörü, sevgi ile hayata karşı duyarlılığı geliştiren, merak barındıran, sevgi ile bağ kurup çocuğa arkadaş olabilen kitap iyi çocuk kitabıdır.”

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yazar Ayşegül Akbulut Çetinkol ilk çocuk kitabını kaleme alana dek kendisi fark etmese de hayat onun için hedefini çoktan belirlemiş. Bazen gizlice bazen de göstererek edebiyat için kat edeceği mesafenin yollarını örmüş. “Çocuğum için nitelikli çocuk kitabı ararken kendi yazarlığım devreye girdi ve işte buralardayım.” diyen Karabulut ile hayatını ve yazarlıkla nasıl tanıştığı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ayşegül Hanım, Kitap okurlarımız için kendinizi tanıtır mısınız?

İstanbul doğumluyum. Ailem de İstanbullu ancak köklerimizde Karadeniz var. Çok da severim Karadeniz’i, sık sık giderim. 45 yaşımdayım. Beylerbeyi’nde büyüdüm. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezunum. Bu bölüme tesadüfen girdim. O zamanki sınav sisteminin karşı koyamadığım sonucu diyelim. İlk sınıftan itibaren çalışmaya başladım. Dergi ve gazeteler için muhabirlik yaptım. Gönlümde reklam yazarlığı vardı. Okul biter bitmez bir Fransız networkünde reklam yazarlığına başladım. Reklam yazarlığına uzun yıllarımı verdim. Çok sevdim. Çok şey öğrendim. Yaratıcı yönetmenlik dahil farklı sorumluluklar aldım. Ne zaman ki ilk çocuğum doğdu; yazarlığım yön değiştirdi. Çocuğum için nitelikli çocuk kitabı ararken kendi yazarlığım devreye girdi ve işte buralardayım.

Çocuk kitabı yazmaya nasıl başladınız, bu fikir nasıl gelişti?

Çocuğum için nitelikli çocuk kitabı ararken kendi yazarlığım devreye girdi. Yazmayı öğrendiğimden beri kurgu hikayeler yazıyordum. Zaman zaman öğretmenlerim bu yazılarımı ilçeler arası düzenlenen yarışmalara gönderirlerdi. Yazmak benim için bir rutin, yaşamın bir parçası. Bana göre sanki herkes yer, içer, uyur, kalkar ve yazı yazar. Ben hayatı böyle görüyorum. Fakat yazının da türleri var. Uzun yıllar reklam yazarlığı yaptıktan sonra nitelikli çocuk kitaplarının metin yapısının da benzer özellikler taşıdığını keşfettim. Basit, çarpıcı, merak uyandırıcı ve yaratıcı olmak zorundasınız.

Kaç yaş grubuna hitap ediyor kitaplarınız?

‘Hayallerin Gücü Adına’ benim satışı gerçekleşen ilk basılı kitabım. Daha öncesinde de yazdığım çocuk kitapları oldu; fakat onlar sosyal sorumluluk dahilinde ya da markalar özelinde değerlendirilen, satışı olmayan kitaplardı. Ağırlıklı olarak okul öncesi için yazıyorum. Fakat yaşsız kitaplara inananlardanım. Çocuk edebiyatını yetişkinlerin de okuması gerektiğini düşünüyorum.

Sizce iyi bir çocuk kitabı nasıl olmalı?

Çocuğa göre olmalı J Bu basit gibi görünen cümle aslında çok önemli. Çocuğun hayal dünyasına seslenen, sanatçı bakış açısıyla yazılmış kitaplar olmalı. Bir çocuğu neden çocuk kitaplarıyla buluşturmak istediğiniz de önemli. Bilgi edinsin, öğrensin, hızlı okuyabilsin gibi beklentileriniz varsa, çocuk edebiyatı bu alana hizmet etmiyor. Çocuğunuza bu kültürü vermek, bir yetişkin olarak şu hayatta kitaplardan aldığınız doyumu onun da edinmesini sağlamak istiyorsanız nitelikli kitapların peşini bırakmayın. Çocukta estetik zevki geliştiren, görsel algıyı destekleyen, yargı belirtmeyen, güdümlenmemiş, ayrımcılık yapmayan,  şiddet barındırmayan, doğa, hoşgörü, sevgi ile hayata karşı duyarlılığı geliştiren, merak barındıran, sevgi ile bağ kurup çocuğa arkadaş olabilen kitap iyi çocuk kitabıdır.

Reklam metin yazarlığı yaptınız, yaratıcı olmayı bir kelimeyle bile birçok şey ifade etmeyi gerektiren bir mesleğin çocuk öyküleri oluşturmanıza katkıları nasıl oldu?

Müthiş oldu. İlk çocuğum Irmak dünyaya geldiğinde onun için güzel kitaplar seçme çabasındaydım. Bir yazar olarak karşılaştığım metinleri öyle çok kritere göre değerlendiriyordum ki, günün sonunda elimde çok az seçenek kalıyordu. Yine aynı süreçte şunu fark ettim: Çocuk kitaplarının cümle yapısı da reklam yazarlığı ile aynı olmalı. Kısa, çarpıcı, az kelime ile çok şey söylemeli; özgün ve yaratıcı olmalı. Bu keşif benim yazarlığımın dönüm noktası oldu.

Öyküyü oluştururken dikkat ettiğiniz öğretiler var mı?

Tam olarak öğreti diyebilir miyiz bilmiyorum ama sevdiğim çocuk edebiyatı yazarlarının bu işi nasıl yaptığına epey kafa yoruyorum. Onlar gibi düşünmeye çalışıyorum. En büyük yol göstericilerim ise çocuklar. Bir çocuk gibi düşünebildiğimde işim kolaylaşıyor.

Kitabınızı yazdıktan sonra resim tasarım aşamasına dahil oluyor musunuz? Bu kısım nasıl gelişiyor anlatır mısınız?

Evet, mutlaka dahil olurum. Hatta kitabı yazarken sayfalar zihnimde belirmeye başlar. Belki reklamcılıktan gelen alışkanlık bilemiyorum ama ben yazdığım kitapları sayfa planı ile teslim ediyorum. Hangi sayfaya ne gelmeli, baskı için forma hesabı tam mı; tüm bunları planlarım. Ardından editörümün önerdiği çizerler üzerinden gideriz. Bazen benim de o kitabı yazarken ‘mutlaka şu çizmeli’ diye içimden geçirdiğim olur; bunu da editörümle paylaşırım. Fakat bundan sonrası editörün işi. Ona teslim olurum.

Kendiniz anlatırken “çocuk edebiyatı araştırmacısı” diye belirmişsiniz biraz açar mısınız?

Türkiye’de çocuk edebiyatı özelinde bir kariyer planlaması yapılamıyor. Çocuk edebiyatı, edebiyat ana bilim dalı içerisinde yer alan bir kavram. Kapladığı alan dar. Bu alan özelinde yayınlanan makaleler ve araştırmalar neredeyse üniversitelerin bitirme tezleri ile sınırlı. Dolayısıyla bu alana yeterince yatırım yapılmıyor, kaynaklar sınırlı. Ben yazar kimliğimin dışında, bu alanda da kafa yoran biriyim. Çocuk edebiyatını derinlemesine araştırıyorum. Bu alanda çalışmalar yapıp ilgilileriyle paylaşıyorum. Özellikle dijital platformdaki pek çok kanalda bu araştırmalarımı yayınlıyorum. Gazetecilik kökenimin avantajını kullanıyorum. Amacım, bu alanda akademik olarak da referans olabilecek yeni referanslar yaratabilmek.

En sevdiğiniz kitap Alice Harikalar Diyarında, bu öykü ne anlatıyor size?

Alice Harikalar Diyarında benim için çok özel. Eminim birçok yazar için de öyledir. Çağdaş Çocuk Edebiyatının başlangıcı olarak kabul gören bu kitabın okuduğunuz yaşa göre farklı geri dönüşleri oluyor. Kolektif bilincimize hizmet eden bu lezzette çok az kitap var. Kitabın kült cümlelerinden biri: Burada hepimiz deliyiz! İşte çocukluk da böyle bir ruh durumu. Çocukluk sınır tanımaz bir delilik hali. Ve ben bu deliliği çok seviyorum. Güzel eserler biraz delilik gerektiriyor.