Hitler bugün yaşasaydı ne olurdu? İşte cevabı...

Timur Wermes'in "O Geri Geldi" isimli romanında 1945 yılında Berlin'de uyumaya başlayan Hitler'in, 2011 yazında, yine Berlin'de uyanıvermesi anlatılıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

didem_eryar_unlu-003.jpg

"Hitler her zaman canavardır ve ona benzemediğimiz için kendimizi iyi hissederiz. Fakat gerçek olan şu ki, Hitler, insanların onu sevdiği ve cinayetler işlemesine yardım ettiği eski günlerdeki gibi, bugün de insanları etkilemeye devam ediyor."

Bu sözler, "Er Ist Wieder Da "(O Geri Geldi) isimli romanın yazarı Timur Vermes'e ait. Uyuyan Güzel hikayesine gönderme yapan romanda, 1945 yılında Berlin'de uyumaya başlayan Hitler'in, 2011 yazında, yine Berlin'de uyanıvermesi anlatılıyor. Hitler 2.0, Almanya'nın karizmatik ve güçlü bir kadın tarafından yönetildiğini öğrendiğinde yıkılıyor. Ve politikaya atılmak yerine, Türk-Alman ortak yapımı bir TV şovunda medya yıldızı oluyor. Kısa bir süre sonra ise, Youtube'ta en fazla izlenen isimlerden birine dönüşüyor.  

Hitler, yaşadığımız internet çağında yine aynı gücü yakalayabilir miydi? İnsanlar ona hayranlık mı duyarlardı, yoksa gülerler miydi? Vermes aslında kitapta bunu sorgulamak istemiş. 

Karşımızda "jeans" kelimesini bile "genes" (gen) olarak algılayan "komik" bir Hitler var, fakat Die Süddeutsche Zeitung'ta yer alan yorum gibi, "Kitabı okurken gülüyoruz, ama bu gülücük boğazımıza takılıyor." Bunun nedeni kuşkusuz, Hitler gibi bir karakterin, popüler olmayı başarabilmesi. 
Kitaptan bazı "komik" ve aslında bir o kadar "düşündürücü" bölümlere bakarsak;

Yeni Almanya'yı değerlendiren Hitler, kendisine ait olan Reichsmark planının, bugünün dünyasında euro olarak hayat bulduğunu söylüyor.

Ya da, Almanya'nın kendi enerjisini üretmesini savunan yeşil politikacıya alkış tutuyor.

"İnsanların dikkatini çektiğim sürece, aptal rolü yapabilirim" diyor.

Rol aldığı TV şovu hakkında, "Zencilerin oylarını alabilmek için yüzlerini sihaya boyayan ABD'li aktörlerden farklı değiliz. Tek fark şakaların zencilerle değil, yabancılarla ilgili olması" yorumunu yapıyor.

Sessizliğin gücünden bahsediyor ve "İnsarlarla kısacık bir göz teması sonucunda, nefes kesen bir sessizlik yaratabilirim" diyebiliyor.

Ve tabii ki eleştiriyor; Türkleri, Hintlileri, Polonyalıları... Alman geni taşımayan herkesi. 

Vermes, geçtiğimiz günlerde kitabını Fransız Le Point dergisine değerlendirdi ve şunları söyledi:

"Almanya'da yeni bir Hitler'e karşı bağışıklık sahibi olduğumuzu düşünüyoruz; ama bu doğru değil. Hatta tam tersi geçerli. Ülke zengin olduğunda, demokratik olmak kolaydır; fakat şartlar değişirse, bir demagog herşeyi hızla değiştirebilir. Macaristan'a veya bir komedyenin parti kurduğu İtalya'ya bakın. Bir önceki nesilden daha akıllı olduğumuzu sanıyoruz, fakat son 70 senedir çok fazla bir şey öğrenmedik. Hitler, Mein Kampf'ı (Kavgam) yazarken entellektüel olmayan, ama entellektüel gibi görünmeye çalışan bir insanın üslubunu kullandı. Bunun sonucunda, çok sayıda eşanlamlı kelimenin yer aldığı uzun cümleler kurdu. Bu çok gülünçtü. Kitabımın en büyük riski, Hitler'i komikleştirirken, canavar olduğunu unutturmak; ya da onu basit bir palyaço gibi göstermekti. Savaş sonrası Almanya'da Hitler'i şeytani bir kişilik olarak göstermek rahatlatıcıydı. Ama insanlar bir canavara veya deliye oy vermezler. Etkileyici buldukları bir insana oy verirler. Hitler seçildi, korkutucu olan bu! Asıl düşünmemiz gereken konu, Hitler'in, karizması sayesinde, sunduğu içeriği çekici hale getirmeyi başarmış olması." 

Timur Vermes'in kitabı 2012 sonbaharından bu yana 1.5 milyonun üzerinde satış gerçekleştirdi. Görünen o ki, herkes 21. yüzyıla uyanan bir Hitler'i çok merak ediyor! Benzerleri hızla çoğalmasına rağmen!

Bu konularda ilginizi çekebilir