İstanbul'da 'Shrek' yeşili günler

Uluslararası turnesine İstanbul’dan başlayan gösteri, 7 Şubat’a kadar Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde izlenebiliyor. Müzikal; şarkıları ve dansları kadar, kostümleri ve kuklalarıyla da dikkat çekiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

nermin_sayin-025.jpg

Asıl mesele kendimize benzemeyeni olduğu gibi kabul edebilmekte. Klişe belki ama dosdoğru: Dünya farklılıklarla güzel... Zorlu PSM sahnelerinde ağırladığımız Broadway müzikalleri “Operadaki Hayalet” ile “Güzel ve Çirkin”in ana fikri de bu değil miydi... Biz yetişkinler bu hikâyelerden payımızı aldık, şimdi sıra çocuklarda... Ne de olsa “çilli”, "dörtgöz” ya da “şişko” diye, o yıllarda başlıyoruz yaftalamaya... Evet, tahmin ettiğiniz gibi, konumuz şu sıralar İstanbul’da olan Broadway’in yeşil devi “Shrek”... 

Uluslararası turnesine İstanbul’dan başlayan “Shrek”, hemen belirteyim ki çocuklara hitap etse de müzikal seven, animasyona bayılan, hele hele Oscarlı “Shrek” filminin hayranı olan yetişkinleri de ağırlıyor Zorlu PSM’de... Aslında en güzeli, bu neşeli müzikali ailecek seyretmek galiba... Çocuklarıyla gidecekler için hemen belirteyim, müzikal İngilizce oynanıyor ve üstyazı sistemi var. 

2001’de Oscar kazanan film o kadar sevildi ki hikâyeyi anlatmaya gerek görmüyorum, ne de olsa artık Shrek’i, candostu Eşek’i, sevgili prensesi Fiona’yı tanımayan yok. Bugün 7 Şubat’a kadar İstanbul’da olan müzikalin artılarından bahsedeceğim biraz size... 10 konteynerlik set ve 60 kişilik kadroyla İstanbul’a gelen “Shrek”; müzikallerin Oscar’ı sayılan Tony’de “En İyi Kostüm” ödülü almış bir yapım. Dolayısıyla rengarenk, cıvıl cıvıl sahnenin üstündekiler. Kocaman Shrek, gündüzleri güzel bir prenses; geceleri yeşil bir dev olan Fiona -o kadar hızlı değiştiriyor ki kılığını, vallahi bravo!- toynaklarını el kadar iyi kullanan lafazan Eşek, eklem yerlerine yapılan özel makyaj-kostümüyle ve gerçekten uzayan burnuyla Pinokyo, neredeyse Shrek kadar iri olan Üç Küçük Domuzcuk, paytak ayaklarıyla Çirkin Ördek Yavrusu... Yani sahnede tam bir renk, desen, hareket curcunası var, sizin anlayacağınız... Bir de tüm bu “renkli kalabalığa” ek olarak kuklalar kullanılıyor oyunda. En önemli karakterlerden Lord Farquaad’ın bacakları bir tür kukla meselâ, Fiona’ya kapatıldığı kulede bekçilik eden ejderha da dev bir kukla, öyle ki birkaç kişi birden yönetiyor. Meşhur asabi Kurabiye Adam’sa el kuklası. İyilik Perisi’ni canlandıran aktris, bir yandan da elinde onu oynatıyor. 

David Lindsay-Abaire'in yazdığı, müziği Jeanine Tesori’ye ait olan müzikalin şarkılarına gelince... Gösterinin bence en iyi sesi Ejderha’yı seslendiren ve Anne Ayı'yı oynayan aktriste... Eşek de ondan aşağı değil... Ve tabii sesiyle kuşları çatlatan Fiona’yı unutmamak gerek. Benim kendi adıma en beğendiğim sahne de, Fiona’nın Fareli Köyün Kavalcısı’nın fareleriyle söylediği şarkı ve yaptığı dans oldu. En beğenmediğim ise Fiona’yla Shrek’in ne kadar birbirlerine benzediklerini fark ettikleri “Recep İvedikvari” sahne! 

Dekordan da söz etmek istiyorum. Bilirsiniz, Broadway dekorları hareketlidir ve müthiş bir hızla sahneye konar ve kalkarlar. Yine öyle, fakat bir artı var: Sahnenin arkasına yerleştirilen dev ekran... Ekrana yansıtılan görüntüler, eseri çok zenginleştiriyor.

Oyun boyunca dizlerinin üstünde

Bence karakterlerin en ilginci, aynı zamanda en “sevimsiz”i olan Lord Farquaad. “Neden ilginçmiş?” derseniz, fi lmden hatırlayacağınız gibi, çevresindeki herkesi tek tipleştirmeye çalışan, masal kahramanlarını tuhaf görünüşleri dolayısıyla “hilkat garibesi” olarak nitelendirip bataklığa süren, Shrek’i her görüşünde aşağılayan Lord Farquaad, çok kısa boylu olmalı, ayrıca vücudunun üst kısmıyla alt kısmı arasında ciddi bir dengesizlik bulunmalı. E, animasyonda bu kolay da, sahnede ne yapacaksınız? Şunu yapmışlar: Lord Farquaad’ı aslında boylu boslu bir aktör oynuyor, ama dizlerinin üstünde! 

Belinden itibaren takılan ve tam dizlerine tutturulan cılız kukla bacaklarını kendi dizlerini oynatarak yönetiyor, dizleri de kocaman bir pelerin kapatıyor. Bazen o halde dans bile ediyor, doğrusu bravo!