Tekstil sektörü haksız ithalatın engellenmesini istiyor

Pamuklu iplik ithalatı baş döndürücü bir hızla artıyor. Suni sentetikte de sektör haksız ithalattan şikayetçi. En çok dış ticaret fazlası veren Türk tekstil sektörü nefesinin kesilmemesi için haksız ithalatın önüne geçilmesini istiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Son 4 yıllık dönemde Türk tekstil ve hazır giyim sektörü, 57 milyar dolardan fazla dış ticaret fazlası vermesi ve 2014 yıl sonu itibariyle 950 bine yaklaşan kayıtlı istihdama olmasıyla dikkat çekti. Sektörün entegre üretim yapısı ve milli ekonomik menfaatlerinin haksız ithalata karşı korunması amacıyla sektör temsilcileri, tekstil ve hazır giyim ürünlerinin ithalatında uygulanan ilave gümrük vergisi oranlarının, ayrıca kilogram bazında belirlenen minimum vergi tutarlarının tüm ürün gruplarında yükseltilmesini bekliyor. Ayrıca tekstil ve hazır giyim ürünlerinin ithalatında ülke gruplarına göre değişen oranlarda uygulanmakta olan ek vergiler, ülke ayrımı yapılmadan tüm ülke grupları için tek bir oran olarak yeniden belirlenmesi istenirken, ek vergi kapsamı dışında bulunan ve entegre üretim yapısı içinde temel girdilerden biri olan pamuklu ve suni sentetik iplik üretiminin en kısa sürede ek vergi kapsamına alınması ihracatçılar ve sanayiciler için büyük önem arz ediyor. 

Türk tekstil ve hazır giyim sektörü yarattığı istihdam ve sağladığı döviz girdisiyle Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. Dünya Tekstil Hazır Giyim Anlaşması'nın 2005 yılında yürürlüğe girmesi ertesinde yaşanan yoğun rekabet ortamında yüksek kalitedeki ürünleri entegre üretim yapısının sağladığı avantajla oldukça kısa sürelerde servis ederek önemli bir rekabet avantajı elde eden Türk tekstil hazır giyim sektörü, dünya ihracatındaki payını da artırmayı başardı. Dünyanın en önemli ve büyük pazarlarından biri olan AB pazarının Çin'den sonra en büyük ikinci tedarikçisi olan Türk tekstil hazır giyim sektörünün bu pazarda elde ettiği başarının temelinde nitelikli ve kaliteli ürünlerini rakiplerine göre çok daha kısa sürede ve sürdürülebilir şekilde temin edebilmesinin büyük bir payı bulunuyor. Bu anlamda Türk tekstil sektörünün en önemli rekabet avantajı olarak ön plana çıkan entegre üretim yapısının korunması sektörün geleceği açısından da büyük bir önem arz ediyor. 

4-300.jpg

3,5 yılda 20 milyar TL'lik yatırım teşvik belgesi alındı 

Bu kapsamda 15 Eylül 2011 tarihinde yürürlüğe giren ve belirli tekstil hazır giyim ürünlerine yönelik olarak uygulamaya konan ek vergi kararıyla sektördeki kumaş ve hazır giyim üreticilerinin Uzakdoğu kökenli haksız ithalata karşı korunmasıyla yatırım, üretim, istihdam ve dış ticaret istatistiklerinde oldukça olumlu gelişmeler elde edildi. Uygulamayı takip eden 3,5 yıllık dönemin sonunda sektörler yaklaşık olarak 20 milyar TL'ye yakın yatırım teşvik belgesi aldı, dış ticaret fazlası yüzde 65'in üzerinde artarak 2014 yılı için 16,5 milyar dolara ulaştı. Artan yatırım ve ihracata paralel olarak sektörde 180 bin yeni istihdam yaratılırken, bu sayede prim ve gelir vergisi olarak SGK ve Maliye'ye 2 milyar TL'nin üzerinde ödeme yapıldı ve hazine fazladan 2,2 milyar dolarlık ek gümrük vergi geliri elde etti. 

Pamuklu iplik ithalatı yüzde 50 arttı 

Bu olumlu gelişmeler karşısında kumaş ve hazır giyim üretiminin temel girdisi olan iplik üretiminin ek vergi kapsamı dışında olması ve önleme tabi ürün ithalatında görülen artış elde edilen tüm kazanımları ve entegre üretim yapısını tehdit eder hale geldi. Pamuk ipliği üretimine yönelik uygulanmakta olan korunma önleminin 2013 yılı itibariyle sona ermesiyle, TÜİK istatistiklerine göre; pamuklu iplik ithalatı 2 yıllık dönemde yüzde 50 artarak 2014 yılında 151 bin tona kadar yükseldi ve bu durum yerli üreticiler için çok olumsuz etkiler yarattı. Diğer yandan suni-sentetik iplik üreticilerinin maruz kaldığı haksız ithalat baskısının azaltılması amacıyla belirli bazı ülkelere yönelik olarak uygulamaya konulan anti- damping önlemleri maalesef üreticiler için arzu edilen faydayı sağlamadı. Damping önlemlerinin kimi ülkelere düşük yüzdelerle uygulanması veya ithalatın önlemleri etkisiz kılacak şekilde farklı ülkeler üzerinden gerçekleştirilmesi nedeniyle, sektörü koruması beklenen önlemler, en ufak bir gerileme göstermedi ve hatta artmaya devam etti. 

Türkiye'nin iplik üretim kapasitesinin korunmasına yönelik olarak önlem alınmaması sadece iplik üretimini değil, üretim değer zinciri içindeki kumaş ve hazır giyim gibi diğer tüm üst segmentlerin de olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Tekstil ve hazır giyimde 57 milyar dolar dış ticaret fazlası 

Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirme hedefi kapsamında sektörlere de önemli bir görev düşerken, özellikle yüksek katma değerli, markalı ürün üretimine ve yerli girdi oranının artırılmasına yönelik olarak önemli yatırımlar yapılıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü bugüne kadar gerçekleştirdiği yatırımlar ve üretim kapasitesi ile eşit şartlar altında dünyanın her ülkesi ile rekabet edebilecek bilgi, deneyim ve yetkinliğe sahip. Haksız ithalata karşı etkin şekilde korunabilmesi durumunda tekstil ve hazır giyim sektörleri 2023 yılı için öngörülen 80 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabilecek kapasitede.