Söyleneni aynen yazmak not almak değildir
Not almak size dikte edileni yazmak değildir. Aksine, dikkatli dinlemeyi, analiz etmeyi ve can alıcı noktayı kaleme almayı gerektirir.
‘Yazılmamış bir fikir kaybolmuş bir fikirdir’ der milyarder Richard Branson. İlham geldiğinde, onu yakalamalısın. Yakalamanın en basit ve etkili yolu da o anda fikri not etmekten geçer.
Not almak, gerek resim gerek yazıyla kayıt altına almak insanlık tarihi kadar eskidir. İlk kez 15. yüzyılda kağıdın yaygınlaşmasıyla akademisyenler, yazarlar ve uzmanlar arasında etkili not almak gündeme gelmiş. 20. yüzyılda ise, nasıl not alınması gerektiği konusunda standartlar getirilmeye çalışılmıştır. Günümüzde; iş dünyasında ve okul hayatında, eski bir yöntem olmakla beraber doğru yapıldığında insanın hayatını kolaylaştıran, hafızasına verdiği yükü azaltan ve başarısını arttıran sağlam bir alışkanlıktır.
Branson Virgin bünyesindeki şirketlerinde not almayı her alanda, departman ve birey bazında desteklemektedir. Not almayı söyleneni yazmak gibi kısıtlı bir tanımla ele almaz. Not almak onun için gözlem yapmak ve o gözlemi not etmek, bir durumu analiz edip o analizi daha sonra iş arkadaşlarıyla paylaşmak üzere kayıt altına almak, tamamıyla alakasız bir zamanda aklınıza gelen farklı bir fikri, çözümü veya düşünceyi daha sonra hayata geçirmek üzere hızla çiziktirmek demektir.
Branson’un not almayı birçok diğer alışkanlığın üzerinde tutmasında kişisel sebepleri de vardır. Çocukluğunda disleksik (hafıza ve dili etkileyen öğrenme bozukluğu) olduğundan hafızasına tam güvenememiş ve sürekli not almayı hızlı öğrenebilmesinin ve başarısının sırrı olarak görmüştür.
Not almak satranç oynamaya benzer
Harvard Üniversitesi Profesörü Michael C. Friedman’ın Not almak üzerine notlar adında öğrenci ve eğitmenlere yol gösteren araştırmasında (Notes on Note-Taking: Review of Research and Insights for Students and Instructors) not almanın yararları daha iyi düşünme, analiz etme, problem çözme ve karar verme ve grup olarak daha verimli çalışmak ana başlıkları altında gruplanmıştır. Friedman’a göre, kişi not alarak hafızasında tutması gerekenleri dış belleğe atar ve içeriği yakın gelecekte kullanmak üzere depo eder. Ayrıca, araştırmasında Friedman not almanın daha geniş kapsamlı öğrenmeye yaradığı sonucuna varır.
Ancak etkili not almanın önünde ciddi engellerin olduğu unutulmamalıdır. Öncelikle konuşan kişinin not alan kişinin not alma kapasitesinden çok daha hızlı konuştuğu kesindir. Eğer bir de odada gürültü veya herhangi bir dikkat dağıtan etken mevcutsa, konuşanın söylediğini net bir şekilde algılayıp özetlemek daha da zorlaşır.
Not alma sürecinde not alan kişinin birden fazla kognitif işlevi aynı anda koordine etmesi şarttır:
Bir yandan konuşan kişiyi pür dikkat dinlemesi, konuşulan konuyu kavraması, not almaya değecek noktaları belirlemesi ve belirler belirlemez ciddi zaman kısıtlaması içinde yazması gerekmektedir. Etkili not almanın bir satranç ustasının satranç oynamasıyla eş değer zihinsel aktivite gerektirdiği saptanmıştır. Not alma da satranç oynama da bilgiye ulaşmak, planlamak ve çözüm geliştirmenin spontane bir şekilde gerçekleştirilmesini gerektirir.
Nasıl not almalı?
Not almanın zorlukları nasıl aşılır ve anlamlı, etkili not nasıl alınır?
1. Kelimesi kelimesine yazmayı unutun
Not almak hatırlamak istediğiniz konuları kısa hatırlatmalar haline getirmektir. Okulda not almak size öğretmeninizin ağzından çıkanı noktası virgülüne yazmak olarak mı öğretildi? Bu not almak değildir. Unutun. Size daha sonra baktığınızda bir anlam ifade etmeyecek, yararlı olmayacak hiçbir kelimeye yer vermeyin. Kısaltmalar kullanın, konuşulanın özüne inin, ana fikirleri yazmaya çalışın. Asla ve asla konuşmacının konuşmasını kelimesi kelimesine yazmaya çalışmayın. Bu şekilde konunun özünü kaçırırsınız. Görsel düşünmeye yatkın kişilerin resim, şema veya görseller kullanarak not almaları yararlı olacaktır. Hem konuşulanı hızlı bir şekilde kağıda dökmek hem de daha sonra notlarına baktıklarında hatırlamak açısından anlamlıdır.
2. Notlarınıza kısa süre içinde göz atın
Toplantı sırasında yeni fikirleri ve bilgileri iyi not almak önemli olmakla beraber yeterli değildir. Birkaç gün içinde o notlara geri dönmek, onları okumak, gözden geçirmek, fikirlerin üzerine düşünmek, anlamlı olup olmadıkları konusunda değerlendirmeler yapmak önemlidir. Bazen notlar çok sığ kalacak, daha derine inmeniz gerekecektir, boşlukları doldurmanız, notlarınızı anlamlandırabilmeniz için tekrar tekrar notları okumanız yararlı olacaktır. Araştırmalar not alanlar ne sıklıkla yazdıklarını okurlarsa, o kadar bilgiyi akıllarına sokacaklarını ve yeni bilgileri kendi bilgileriyle harmanlaması mümkün olacaktır. Branson’a göre, bir fikir ne kadar büyük, küçük, basit veya kompleks olursa olsun, yazılmaya değerdir. Ancak not alma üzerine yapılan çalışmalara paralel olarak Branson da not almış olmak için not almanın hiçbir anlama gelmediğini vurgular. Not aldığınız fikirlerin üzerinden geçin, içlerinden hayata geçirilebilecek, ölçülebilir hedefleri çıkarın ve onlara odaklanın. Eğer fikirlerinizi yazmazsanız, o fikirler aklınıza geldiği gibi birden aklınızdan çıkabilirler.
3. Nasıl yazmalı- kağıt- kalem mi? yoksa bilgisayar, tablet veya akıllı telefona mı?
Günümüzde en çok konuşulan ancak net bir cevabı olmayan soru şudur: kağıt kalemle mi not almak yoksa bilgisayara mı yazmak iyidir? Bazı çalışmalar kağıt kalem kullanımının beynin farklı bölgelerini aktive ettiğini ve bu sayede kişinin konuyu daha iyi anladığını ve odaklandığını gösterirken, başka çalışmalar elektronik araçların daha etkili olduğunu iddia eder. Çok net bir yanıt olmadığına göre, hangi aracı kullandığınız tamamen size kalmıştır. Nasıl bilgiyi kaydettiğiniz önemli değildir, önemli olan değerli bilgileri kaçırmamaktır. Kimileri her ortamda bilgisayarlarını çıkarıp hızla yazmayı tercih ederler, özellikle üzerinde kolaylıkla değişiklikler yapabilecekleri Google doc gibi kolay paylaşılan dokümanları kullanmak onlar için büyük kolaylık olur. Temize çekmek veya paylaşmak için e-postaya eklemek gibi aşamalara gerek yoktur.
Bir diğer grup da, kalem kağıda bağımlıdır. Kendilerini daha özgür hissederler, ellerinde kağıt kalem olduğu sürece, daha çok bilgiyi kaydettiklerini düşünürler. Daha sonra üzerinde çalışmak için, temize çekmek için zaman harcamak onlar için yerinde bir ödev olur. Bu sayede kendilerini notlarına dönmeye zorunlu hissederler. Ödevlerini yapmak için ekstra zaman ayırmaya özen gösterirler. Özetle, hangi yöntem size kolay geliyorsa onu seçin. Önemli olan bilgileri, fikirleri kaçırmamaktır. Bundan sonrası tamamen size kalmıştır. Yakaladığınız fikirleri kağıda hapsetmeyin. Onları ufak, yapılabilir, ölçülebilir projelere çevirin. Bakarsınız içlerinden çok daha büyük kapsamlı işler çıkar.