İhracatın liderleri net ithalatçı
Türkiye’nin ihracatında son yıllarda gözlenen artış, ithalat bağımlığını da önemli boyutlara taşıdı. 2011 yılında dış ticarete konu 97 fasıldan 68’inde açık veren Türkiye, ihracatta ilk beş içinde yer alan sektörlerde de net ithalatçı pozisyonunu güçlendi
Talip AKTAŞ
Türkiye ihracatının geleneksel emek yoğun sektörlerden son 10 yılda giderek teknoloji yoğun sektörlere yönelmesi, ihracatın yapısı ile birlikte ithalat bağımlılığını da büyük boyutlara ulaştırdı. Katma değerli ve yüksek teknolojili ihracatta yeterli düzeyde üretici niteliğini kazanamayan Türkiye, başta otomotiv, elektrikli ürünler ve makine olmak üzere önde gelen ihracat fasıllarında net ithalatçı pozisyonunu daha da güçlendirdi.
DÜNYA’nın Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2011 yılı dış ticaret verilerini esas alarak yaptığı hesaplamalara göre, Türkiye geçen yıl en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk beş fasıldan dördünde net ithalatçı konumuna geldi. 2011 yılında dış ticarete konu 97 fasıldan 68’inde açık veren Türkiye’nin, petrol ürünleri hariç olmak üzere 58.3 milyar dolara yükselen dış ticaret açığının 34 milyar dolarlık bölümü de ihracatta ilk 5 içinde yer alan sektörlerin açığından kaynaklandı.
Türkiye 2011 yılında ilk beş fasıldan sırasıyla otomotiv, makine, demir-çelik, elektrikli makinalar ile petrol ürünlerinde açık verirken, net sadece örme giyim eşyasında net ihracatçı olabildi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 faslın toplamında 75.8 milyar dolar açık verdi. Açık toplamı petrol ürünleri hariç tutulduğunda ise 28.3 milyar doları buldu. 2011 yılında petrol ürünleri hariç olmak üzere dış açık tutarı otomotivde 1.4 milyar dolar, makinada 15.5 milyar dolar, demir-çelikte 9.2 milyar dolar, elektrikli ürünler ile plastik ürünlerinde de 8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
10 yılda sadece sıralama değişti
Son 10 yıllık trend, ihracat fasıllarında ilk 10 sırada geneli itibarıyla aynı ürünlerin yer aldığını, ancak hazır giyim-konfeksiyon ve tekstil gibi emek yoğun sektörlerin ilk sıradaki yerlerini otomotiv, makine, kimya gibi ürünlere bıraktığını gösteriyor. Bu değişim her ne kadar teknoloji yoğun üretimin arttığı gibi bir görüntü verse de, gerçekte bu ürünlerin ağırlıklı ithalat girdisi kullanmasından dolayı, ithalat bağımlılığını artırdığını ve bu sektörlerin net ithalatçı pozisyonlarını daha da pekiştirdiğini gösteriyor. Nitekim, ithalat-ihracat dengesi itibarıyla bakıldığında Türkiye’nin en önemli net ihracatçı sektörlerinin hazır giyim, meyve-sebze, demir çelikten eşya, çimento ve toprak ürünleri, halı ile değirmencilik ürünleri gibi teknoloji ürünü olmayan, katma değeri düşük ve üretim sektörleri olduğu görülüyor.
Açık artış eğiliminde
Artan ihracata bağlı olarak, son yıllarda dış ticaretin yapısında da negatif bir gelişim seyri dikkati çekiyor. Nitekim küresel krizin etkilerinin yoğun olarak hissedildiği 2009 yılında ithalatta gözlenen daralma hariç tutulduğunda, ihracatta ağırlığı bulunan sektörlerin ithalat ve dolayısıyla dış açık miktarının yukarı yönlü belirgin bir seyir izlediği görülüyor. Bazı sektörlerde açık miktarı artarken, otomotiv gibi bazı sektörlerde ise net ihracatçı pozisyondan net ithalatçı pozisyona geçiliyor. Ayrıca, canlı hayvan ve et ürünlerinde de geçmişte net ihracatçı ülke olan Türkiye, son yıllarda bu fasılda da net ithalatçı konumuna geldi.
Açığın 3.3 milyar doları mücevherden
Petrol ürünleri hariç olmak üzere 2011 yılında 60.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen dış açığının önemlice bir bölümü büyük hacimli 10 ithalat faslından oluştu. Bu fasıllar arasında otomotiv ve demir-çeliğin dışında, kimya, plastik ürünleri, optik ürünler ve hassas ölçü aletleri ile hava taşıtları yer aldı. “İnciler, kıymetli taş ve metal mamulleri” faslı ise 3.7 milyar dolarlık ihracata karşılık 7 milyar dolarlık ithalat ve oluşturduğu 3.3 milyar dolarlık dış ticaret açığı ile dikkati çekti.
En yüksek dış fazla giyimde
Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği 68 faslın değer itibarıyla ağırlığını hazır-giyim, tarım ürünleri ile çimento vb taş ve toprağa dayalı ürünler oluşturdu. 2011 yılında dış ticaret fazlasının lideri “örme giyim” oldu. Bu fasılın 8.4 milyar dolarlık ihracatına karşılık ithalatı 1.1 milyar dolarda kaldı ve 7.3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası yarattı. İkinci sırayı alan “yenilen meyveler” faslı, 3.5 milyar dolar, üçüncü sıradaki örülmemiş giyim eşyası ise 3.3 milyar dolarlık ticaret fazlası oluşturdu. Bu fasıllarla birlikte, dış fazla veren ilk 10 fasıl içinde demir çelikten eşya, çimento ve toprak ürünleri, mensucattan mamul eşya, sebze leyve konserveleri, halı, değirmencilik ürünleri ve örme eşya yer aldı.
Türkiye ileri teknoloji ürünü ihraç edemiyor
Dünya Bankası verileri, Türkiye’nin ileri teknoloji ürünü ihracatında oldukça aşağı sıralarda bulunduğunu gösteriyor. Dünya Bankası’nın 2010 yılı verilerine göre Türkiye’nin işlenmiş ürünler ihracatı içinde ileri teknoloji ürünlerinin payı yüzde 2. Bu oran yüzde olarak Filipinlerde 68, Malezya’da 45, Güney Kore’de 29 (2009), Çin’de 28, Fransa’da 25, ABD’de 20, Almanya’da 15, Brezilya’da yüzde 11, Hindistan’da yüzde 7 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin ileri teknoloji ürünlerinin toplam işlenmiş ürün ihracatı içindeki payının 2000 yılında yüzde 5 ve 2001 yılında yüzde 4 düzeyinde bulunduğu dikkate alındığında, son 10 yılı aşan dönemde, üretim ve ihracatın yapısında katma değerli üretime yönelik bir değişimi gerçekleştiremediği gibi, yüzde 50’yi aşan oranda gerilediği görülüyor.