Aşı ile her yıl 14 bin ölümün önüne geçiliyor

Türkiye'de uygulanan Genişletilmiş Bağışıklama Programı ile yılda 14 binden fazla çocuğun hastalıktan kaybedilmesinin önüne geçiliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye'de uygulanan aşı programı ile yılda 14 bin ölümün önüne geçildiği, 20 milyar liraya yakın tasarruf sağlandığı bildirildi. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "24-30 Nisan Dünya Bağışıklama Haftası" dolayısıyla değerlendirmelerde bulundu.

Dünya genelinde uygulanan aşılar ile pek çok hastalığın kökünün kazındığını belirten Ceyhan, dünyada her yıl 25 milyon kişinin aşılar sayesinde ölümden kurtulduğunu söyledi.

Türkiye'de son haliyle 13 aşının devlet tarafından karşılanarak, vatandaşa ücretsiz yapıldığını anlatan Ceyhan, aşı şemasının oldukça dinamik olduğunu, 2005'ten bu yana Türkiye'nin aşı şemasına 6 farklı aşının girdiğini, 3 tane aşının değiştirildiğini ve bazı aşıların kombine olarak uygulanmaya başlandığını bildirdi.

Türkiye'de uygulanan Genişletilmiş Bağışıklama Programı ile yılda 14 binden fazla çocuğun 13 farklı hastalıktan kaybedilmesinin önüne geçildiğini bildiren Ceyhan, "Yani bu 13 hastalığa karşı hiç aşı yapmasak, bıraksak yılda ortalama 14 bin kişi sadece aşı yapılmadığı için ölür. Her yıl bu kadar insanın öldüğünü düşünürsek, bu hiç bir savaş, terör, deprem ya da başka bir felaketle kıyaslanmayacak kadar büyük rakam. O yüzden aşı kadar insan sağlığına direk etkili, etkin bir yöntem yok dünyada. Aşılama insan sağlığına verilecek en önemli katkıdır" şeklinde konuştu.

Yılda 20 milyar lira tasarruf

Bazı insanların aşıların gereksiz olduğu fikrini savunduğunu, bunun çok yanlış bir düşünce olduğunu belirten Ceyhan, Türkiye'de yıllık aşı bütçesinin nakliye, enjektör diğer masraflar da dahil olmak üzere yaklaşık 420 milyon lirayı bulduğunu dile getirdi.

Aşıların ölümleri engellemesi ve hastalıklardan korunmanın yanı sıra işgücü kaybını önlediğine, sağlık harcamalarını azalttığına dikkati çeken Ceyhan, aşıların ilaçtan farklı olarak hastalık öncesinde olası riske karşı alınan bir önlem olduğunu söyledi.

Türkiye'nin ilaca 15.5 milyar dolara yakın para harcadığını anlatan Ceyhan, şunları kaydetti: Yaptığımız maliyet-yarar analizine göre aşı giderleri ile aşısız giderleri karşılaştırdığımızda bir yılda 20 milyar lira tasarruf etmek mümkün. Bunun 15 milyar lirası direk giderler, 5 milyar liraya yakını da indirek yani sosyal giderler. Yani özetlersek, bir tarafta 14 bin kişiyi ölümden kurtarıyoruz, sakat kalmasını, ömür boyu ilaç kullanmasını önlüyorsunuz, öbür tarafta 50 yaş üzerindeki insanların daha rahat yaşamasını sağlıyorsunuz.

'Risk grubundaki yetişkinler de aşılanmalı'

Aşılamanın sadece çocuklar için geçerli olmadığını yetişkinlerin de olması gereken aşılar bulunduğuna işaret eden Ceyhan, aşı ile korunmanın doğar doğmaz çocukluk çağıyla başladığını, ancak yinelenmesi gerektiğini söyledi.

Yetişkinlikte de hasta olma olasılığının küçümsenmemesi gerektiğine dikkati çeken Ceyhan, yetişkin aşılamasında  temelde çocuklardan farklı olan iki aşı olduğunu bunların 65 yaş üzeri kişiler ile kronik hastalıkları bulunan riskli kişilere yapılan zatürre ve grip aşıları olduğunu kaydetti. "65 yaş üzeri kişiler ile kronik kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastalarının, 5 yılda bir pnömoni (zatürre) aşısı, her yıl da grip aşısı yaptırmaları gereklidir" diyen Ceyhan, bu grup hastalara bakan doktorlar ile aile hekimlerinin risk grubundaki hastaları aşılamaya teşvik etmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Dünyanın her yerinde çocuk aşılamasının yetişkin aşılamasına göre daha yaygın ilerlediğini, örneğin pnömokok (zatüre) aşısında çocukluk çağındaki aşılama oranlarının Türkiye'de yüzde 97 gibi yüksek rakamlara ulaştığını ifade eden Ceyhan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Genelde aşılama dünyanın her yerinde çocuklara bir program dahilinde devletler tarafından uygulanarak başlıyor. Yetişkinler için dünyada henüz böyle bir uygulama bulunmamaktadır. Yetişkin aşılamaları dünyada bu işi en iyi yapan İskandinav ülkelerinde bile yüzde 50'leri geçmiyor. Bizim gibi ülkelerdeyse, gripte oran biraz daha yüksek olsa da pnömokok aşısı dediğimiz zatürreye karşı aşılanma oranı yüzde 1'in altında. Oysa aşılanması gereken birçok risk grubu var."

Bu konularda ilginizi çekebilir