'Türkiye'de 5 milyon sorunlu konut var'
Prof. Dr. Alp, ülke genelinde 5 milyon sorunlu konut olduğunu ve bunların bir an önce yenilenmesi gerektiğini söyledi
Kent bilimci yüksek mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, ülke genelinde 5 milyon sorunlu konut olduğunu ve hala ülkede 30 sene önceki teknoloji kullanılarak bina yapıldığını söyledi.
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü'nde bugün başlayan ve 24 Ekim'e kadar sürecek Balkan ülkelerinin işbirliğiyle gerçekleştirilen 12'nci Uluslararası Balkan Standardizasyon, Prototipler ve Kalite Konferansı, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öncülüğünde yapılıyor. Konferansa Kocaeli Büyükşehir Başkan Vekili Zekeriya Özak, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Selanik Aristoteles Üniversitesi Rektör Vekili Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nikolaos Kalogırou ile Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan, Kosova, Hollanda, Irak, Sırbistan, Romanya, İtalya ülkelerinden bilim adamları ve öğrenciler katılıyor.
'Yenileme çalışmaları da yetersiz'
Konferansa konuşmacı olarak katılan kent bilimci yüksek mühendis Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, Türkiye'de 5 milyona yakın sorunlu konut olduğunu ve bunların yenilenmesi için yapılan çalışmaların da yetersiz kaldığını söyledi. Alp şöyle devam etti:
"Ülkemiz geçmişi çok güçlü olmasına rağmen Mimar Sinan'ımızdan bize gelen büyük miraslar olmasına rağmen son yıllarda ciddi hatalar yapılarak hem görsel açıdan estetik yoksunu, güzellik yoksunu bir mimari, hem de güvenlik açısından sağlamlık yoksunu bir yapı stoğunu bize getirdi. Büyük bir problem, çünkü hasarlı veya riskli bina stoğumuz 5 milyon civarında. Bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da teyit ediyor. Bunların yenilenmesi için yapılan çalışmalar henüz yetersiz. Kağıt üzerinde çok çalışma, rapor, etüt, master plan yapılmasına rağmen kayda değer bir değişim yenileme olamadı. "
Şu anda yapıların hala 30 yıl önceki teknojiyle yapıldığını da belirten Ahmet Vefik Alp konuşmasını söyle sürdürdü:
'Süperprefabrikasyon sistemine kullanılmalı'
"Bu konuda bizim birçok önerimize rağmen hızlı, güvenli ve güzel bir yapılaşma teknolojisi içine giremedik. Hala yaptığımız binalar 30 sene önceki teknoloji neyse o yapılıyor. Çukuru kaz, taş götür, demir döşe, kalıp yap, betonu yap, bir kat çık yine bekle, yine beton yine demir yapılıyor. Bu teknolojilerle Türkiye'de sorunlu olan 5 milyon yapı stoğunu yenileyeceksek, bu teknoloji geçersiz. Çok daha hızlı süper prefabrikasyon dediğimiz binaların fabrikada yapılarak yerine taşınıp monte edilmesi bir nevi otomobil, televizyon, çamaşır makinesi yapar gibi binaların banttan çıkarak yüksek bir kalite kontrolu, hız sağlanarak ortaya konulması lazım. Tek tük çelik uygulaması var. Bu hızla bizim depreme yetişmemiz mümkün değil. Uzmanların 30 yıl olarak tahmin ettiği depreme bu teknoloji ile 5 milyon konutu yetiştiremeyiz. Bu hızla devam edersek benim hesaplarıma göre 80 yıla ihtiyaç var. O da çok geç olur. Yönetmelikleri yenileyerek yönetimleri uyararak yeni yapı teknolojilerinin hızlı süperprefabrikasyon sisteminin Türkiye'ye gelmesi lazım bu konuda hiçbir hareket yok. "
'Genç kuşakta kopyacılık başladı'
Kocaeli'de hala depremin izlerini görüldüğünü söyleyen Ahmet Vefik Alp, "Marmara depreminde Kocaeli'nde en büyük hasarı bu bölge yedi. Hala onun izlerini görmekteyiz. Marmara ve Kocaeli bölgesinin bundan sonra gelecek güçlü sismik bir darbeye karşı yapılanması ve toparlanması için alınabilecek ölçüleri, tedbirleri burada tartışacağız." diyerek şöyle devam etti:
"Ülkemiz kültürel açıdan çok zengin bir tarihe sahip olmasına rağmen, örneğin Mısır'a gidiyorsunuz muhteşem yapılar, Kahire'ye gidiyorsunuz kahroluyorsunuz; müthiş kötü bir mimari. Ülkemiz de aynı durumla karşı karşıya. Son zamanlarda internetin ortaya çıkmasıyla genç kuşakta kopyacılık başladı. Başka bir ülkede gördügü yapıları kopyalayarak buraya getirmeye çalışan arkadaşlarımız oluyor. Türk kültürünü taşıması gereken mimari tamemen deforme olmuş durumda. İnsanın içini kapayan, mutsuz eden güvenliği de çok tartışmalı olan bir mimari ile hala devam ediyoruz. Deprem bize ders olacak ümitlerimiz de boşa çıkmış durumda. Bu kargaşa beni çok üzüyor. "