Konutlar küçülürken sosyal alanları büyüyor

Yeni nesil konut anlayışıyla birlikte konu sektöründe hem iç mekanda hem de dış mekanda değişim yaşanıyor. Bu değişimle birlikte giderek konut alanları küçülürken diğer yandan sosyal donatı alanları büyüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Leyla İLHAN

Markalı konut üretcisi Propa CEO’su Can Özçiçek, son yıllarda gayrimenkul sektöründe yaşanan değişime işaret etti. İnşaat tekniklerindeki gelişmeler, tasarım konusundaki yenilikler ve ürün kalitesindeki artışın, konut içindeki ve dışındaki yaşamı yenilediğini belirten Can Özçiçek, “Son yıllarda konut alanları küçülürken diğer yandan sosyal donatı alanları büyüyor. Sosyal donatı nitelikleri değişim gösteriyor. Biz projelerimizde sosyal alanları ortak kullanılan ve kişiye özel kullanılan alanlar olarak farklı şekilde tasarlıyoruz.

Farklı işlevleri bünyesinde barındıran mekanlar tasarlıyoruz” diye konuştu. Bu alanların kullanışlı, konforlu, kaliteli, sürdürülebilir ve aynı zamanda ekonomik alanlar oluşturmalısının önemli olduğunu kaydeden Özçiçek, “Biz de bu açıdan bakarak hem yenilik sunan hem de ihtiyaçlara cevap verebilen mekanlar tasarlıyoruz.

Örneğin, son 2 projemizde evinize bir asansör mesafesinde bulunan, yatılı misafirlerin otel konforunda konaklayabilecekleri misafir odası; geniş arkadaş gruplar ının birlikte ev dışına çıkmadan sosyalleşebileceği mutfak atölyesi, sinema odası, davet salonu, lounge gibi çok farklı ve çeşitli mekanlar tasarladık. Bu mekanlar kullanıcıların kendilerine ait ve sadece kullanıldıkları süre kadar makul tarifelerle ücretlendirilen mekanlar. Aynı zamanda bu mekanlara ait gelirler de sitenin ortak geliri oluyor ve ortak giderlerde ciddi bir tasarruf imkanı sağlıyor” dedi.

Konutla birlikte çevre de planlanmalı

Can Özçiçek, Anadoluya yayılmaya başlayan markalı konut sektörüyle ilgili de değerlendirme yaptı. Markalı konut üretimin nüfus yoğunluğundan dolayı İstanbul, Ankara ve İzmir gibi kentlerde yoğunlaştığını belirten Özçiçek, “Ancak artık mesele ülkemizde konut kalite standardının ve yaşam kalitesinin yükselmesidir. Bu doğru planlama ve üretim kalitesinin artmasıyla mümkün. Son birkaç yılda Eskişehir, Gaziantep, Adana, Konya gibi illerimizde de markalı ve nitelikli konut üretimi artmaya başladı. Markalı konut üretiminin yanı sıra yeşil alan, temiz hava, rekreasyon alanları, ulaşım altyapısının iyileştirilmesi gibi konularda doğru planlama yapılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Yatay yapılaşma yaşam kalitesini olumlu etkiliyor

İstanbul gibi büyükşehirlerin bazı bölgelerin dedikey, bazı bölgelerinde ise yatay yapılaşma yaşanıyor. Artık sık sık gördüğümüz iki yapılaşma modelini ilgili görüşlerini paylaşan Can Özçiçek şöyle konuştu:“Bazı bölgeler yatay yapılaşmaya müsait ve halihazırda imar planları da bu yönde.

Yapılaşma türünü kentin dokusuna, yapı stokunun güncel durumuna, fonksiyonuna, ihtiyaçlarına ve sosyal donatı alanlarına göre planlamak gerekiyor. Genel olarak baktığımızda yatay yapılaşmanın insan ölçeğine ve yaşam kalitesine olumlu etkisi olduğuna inanıyorum. İstanbul’da mevcut şehir merkezi zaten çok yoğun. Hem trafik, hem bina hem de nüfus açısından. Bu merkezleri daha da yoğunlaştıracak ve kötü yoğunluğa neden olacak yapılaşmadan kaçınmamız gerektiğini düşünüyorum.”