Enerji maliyeti rekabeti engelliyor

Strateji Belgesi ve Eylem Planı’na Türkiye Seramik Federasyonu tam destek verirken, Seramik İş Kümesi memnun olduğunu ifade ediyor ama Yönlendirme Kurulu’na katılmak istiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Canan SAKARYA

Özüm ÖRS
 
ANKARA - Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 25 Ocak 2013’ten itibaren uygulamaya başlandı.
Strateji belgesinde ana hedefler iç ve dış pazarda sağlıklı büyümeyi sağlamak ve ihracatta rekabet gücünü artırmak. Sektörün temel sorunları yüksek enerji ve taşıma maliyetleri, nitelikli işgücü ve eğitim eksikliği, tanıtım ve pazarlama, hukuki ve idari düzenlemeler, Ar-Ge, Ür-Ge (üretim geliştirme), yenilik (inovasyon) ve hammadde olarak sıralanıyor. Bu çerçevede iki stratejik hedef gözetiliyor: Kalite ve verimliliğin artırılması, iç ve dış pazarlarda ticaret ve rekabet şartlarının korunarak iyileştirilmesi. Hedeflere ulaşmayı sağlayacak olan eylem planı da 27 farklı alanda yapılacak düzenlemeleri kapsıyor. Sektörün çatı kuruluşları ve liderleri belge ve planı DÜNYA Mikro Politika’ya değerlendirdiler.
 
Hedef ve eylemler bir nevi hükümet programı. Sektör de mekanizmanın dışında değil. Sürecin tam ortasında, birincil paydaş. Bürokrasi artık yüzünü özel sektöre daha fazla dönüyor ve özel sektör bakış açısına yaklaşıyor. Sektör, strateji belgesi sürecinde yer aldı. Belgenin sektör ihtiyaçlarıyla paralel olması da bunun sonucu. Şimdi  ygulama, izleme ve değerlendirme aşamasına geçtik. Görevlendirilen kurumlar sorumluluklarını yerine getirmek üzere adım atmaya başlayacak. Biz de sektör olarak hem sürecin takipçisi olacağız hem de resmi toplantılara katılacağız.
 
Ne Dediler
 
Zeki Şafak Ozan
 
Eskişehir-Bilecik-Kütahya Seramik İş Kümesi Derneği Başkanı
 
Enerji maliyetleri yüksek
 
İş  kümesi  olarak strateji belgesi ve eylem planının hazırlık aşamasında toplantılara katılarak sektörün gelecek vizyonunun oluşturulmasında aktif olarak yer aldık. Eylem planında yer alan Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyon bilincinin yaygınlaştırılması, hammadde stratejik planı oluşturulması, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi ve inovatif ürünlerin kullanımının özendirilmesi gibi kalite ve verimlilik hedefleri; demiryolu ağlarının genişletilmesi, enerji verimliliğini artırıcı projeler ve emisyon azaltıcı teknoloji kullanımı gibi rekabet koşullarını iyileştirici şartların oluşturulması, Türk seramiğini İtalya ve İspanya gibi üreticilerin ötesine taşıyacak. Yasal ve idari düzenlemelerle sektörün güncel ihtiyaçlarının çözüme kavuşacağı görülüyor.
Örneğin, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği kapsamında, piyasaya arz edilen tüm yapı malzemeleri üzerinde piyasa gözetim ve denetiminin geliştirilmesi, güvensiz ürünlerin engellenmesi söz konusu. Aynı şekilde Uzakdoğu’dan yapılan ithalatta standart geliştirilmesi, standartlara uyumsuz ürünlerin piyasaya sürülmesi de engellenmeli. Sektöre yönelik ulusal meslek standart ve yeterliliklerin hazırlanmasıyla kalifiye eleman yetiştirilmesi sağlanacak.
Yasal düzenlemelerde, kentsel dönüşüm konusunda yerli, kaliteli ve çevreci ürün kullanım standartlarının oluşturulması; su ve enerji tüketimini azaltan ürün tercihinin teşviki edilmesi yer almalı. Enerji tasarrufu ve proje tabanlı staj programı gibi alanlarda EBK Seramik İş Kümesi olarak yürüttüğümüz üniversite-sanayi işbirliği konusunda yasal altyapı ve işbirliğini teşvik edici düzenlemeler geliştirilmeli. Üretimde ve nakliyede kullanılan doğalgaz ile motorin üzerindeki ÖTV’ler yüksek. Rekabetçiliği engellemekte. Artan maliyet ve daralan kar marjları içinde önemli gider teşkil eden vergilerle ilgili yeni düzenlemeler; enerji-yoğun sektörlerde AB’de uygulanan vergi muafiyetleri benzeri çalışmalar sektörün rekabet gücünü önemli derecede etkileyecek. Sektörde stratejik öneme sahip lojistik konusunda şimdiye kadar çok olumlu adımlar atıldı. Sektör bürokratik yapıyla her zaman işbirliği içinde çalıştı. Strateji belgesindeki hedef ve eylemlerin gerçekleştirilmesinde sektörün yanı sıra ilgili kamu kurum kuruluşları, sivil toplum ve üniversitenin işbirliği kritik önemde. Kamu kuruluşlarına verilen hedeflerin denetlenmesi önemli. Hedeflerin bürokratik yapıya takılmamasını yine sektörün kendisi sağlayacak. Uygulama, izleme ve değerlendirme sürecini yürütecek olan Yönlendirme Kurulu’nda yer alan Türkiye Seramik Federasyonu ve Seramik Araştırma Merkezi, üreticilerin işbirliği içinde çalıştığı kuruluşlar. Çalışmalara daha fazla katkı sağlamak amacıyla EBK Seramik İş Kümesi olarak bu kurulda yer almak istiyoruz. Strateji belgelerinin işlevsel hale gelebilmesi için sektörün sahiplenmesi çok büyük önem arz ediyor.
 
Nafi Güral
 
Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı/ Kütahya Porselen AŞ Başkanı
 
Umutlu musun diye sorulursa, cevabım hayır
 
İyi niyetli bir çalışma. Ancak, genelde malumun ilâmı. Yapılacak çalışmalar takvime bağlanmış, 54 ay bekleyeceğiz, göreceğiz. Umutlu musun diye sorulursa, cevabım hayır. Öncelikle, durum tespit hatası yapıldığını düşünüyorum.
Sektörün maliyetlerinde en önemli girdi olan ısı ve elektrik üretiminin dışa bağımlılığı göz ardı edilmiş. Boya, refrakter, işletme malzeme malzemeleri, kısmen ham madde, makine, yedek parça, tasarım ve benzeri tüm girdiler dövizle elde ediliyor. Milli kaynaklardan sadece sert ve yumuşak hammaddelerle işçilik girdilerini söylememiz yanlış olmaz. TCDD tekel, istediği gibi fiyatları ve şartları belirliyor. Taşıma fiyatları kara yolu ile eşit hale geldi. Enerji pahalılığının çaresi var: Doğalgaz Kanunu çıkarılmalı, ithalat hakkı yasal zemine kavuşmalı. ‘Kendi elektriğini kendin üret’ hakkı verilmeli. Bugün elektrik lisansları çantacıların elinde, vergilendirilmemiş kazanç kapısı olarak el değiştirmekte. Devlet, çantacıların elindeki lisansları iptal edip sanayiciye vermeli.
Sofra eşyasında dünyadaki en büyük kapasiteli fabrika Türkiye’de olmasına, Avrupa’daki toplam üretimden daha fazla üretimin Türkiye’de yapılmasına rağmen, satışta daha hasılat elde edildiği, 100 milyon dolar ihracata karşın 196 milyon dolar ithalatın varlığından söz ediliyor; ama bu çarpık neticeye çare aranmamış. Örnek; Avrupa hava yolu şirketlerinin kullandığı porselenler Türkiye’de üretilirken THY’nin ithal porselen kullanması, nasıl izah edilir? Türk insanı ithal mal alışkanlığından nasıl kurtarılır? Bu konuda izlenecek yol, eylem planında yer almalı. Dünyaya hava yolu ile bağlı bir bölgede seramik merkezi kurulmalı. Ar-Ge’ler, show roomlar, iç ve dış satışlar,
firmaların bu merkezde konuşlanacak birimlerince yapılmalı. Pazarda en çok itibar gören İtalya’da Sassuolo, İspanya’da Castellon bölgesinde bulunan seramik firmaları, sektördeki gelişmeleri ortak çıkarları olarak kabul ettikleri için hammadde temini, Ar-Ge, Ür-Ge, tasarım, bakım, onarım ve benzeri konularda uzmanlaşmış tedarikçilerden hizmet satın alarak, sadece üretim ve pazarlamaya odaklanıyor. Bizde ise bu ihtiyaçların tamamı firmaların kendi bünyelerindeki birimler tarafından temin edildiği için sektör istenen düzeyde gelişemiyor. Bunları eylem planında yer alması için sektör firmalarıyla mutabakat sağlanmalı. Yabancı marka satın almak ne kadar doğru? Satılık markalar zaten etkilerini kaybetmiş markalar. Bunları satın alarak ölmüş bir markaya hayat vermek, ait olduğu ülkeye önemli bir hizmettir. Bunun yerine kendi markalarımızı güçlendirecek politikalar üretilmeli, eylem planında yer almalı.
Strateji belgesinde teknik seramik sadece izolatör ve elektro porselen olarak algılanmış. Amerika, Kanada, Japonya, Avrupa bu ürünleri yapmıyor, tedarik  ediyor, kendi yaptıkları teknik seramiklerherkesin yapamadığı seramikler. Teknik seramik konusuna bu pencereden bakmak ve eylem planına ilave etmek lazım.
Türk malı imajının güçlendirilmesi sadece sektör için değil, Türkiye için hayati önem taşıyor. Bu konu devletin öncelikli işleri arasında olmalı, eylem planında da sektör olarak neler yapılacağına yer verilmeli. Eylem planında taklitçiliğe karşı mücadele yer almasına rağmen, taklitçilik tüm Türkiye’de kanayan yara. Sanayimizin gelişmesindeki en önemli frenlerden biri. Emek, enerji, sermaye, döviz yoğun seramik sektörünün en gelişmiş ve en çok cirolu kulvarı olan yer ve duvar seramiklerinde 1 konteynerin, markasına göre 5 bin 10 bin euro arasında değiştiğini bilirsek, marka yaratmanın, ülke imajını yükseltmenin, ederi yüksek kulvarlara geçmenin ve ithal ürün tercih alışkanlığından kurtulmalarının yol haritası da eylem planında yer almalı. Sektörle ve eylemlerle doğrudan veya dolaylı ilgili çok sayıda bakanlık ve kamu kuruluşu var. Ben kalkınma ajansları çalışmalarında bu yapının değişik bir örneğini gördüm. Kamu ne derse  onun olduğunu, özel sektör temsilcilerininkatkılarına fırsat verilmediğini anladım. Bu nedenle aylardır toplantılara katılmıyorum. Sadece ben değil, başkaları da...
 
Zeynep Bodur Okyay
 
Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı/ TOBB Türkiye Seramik ve Refrakter Meclisi Başkanı
 
Sektör için atılan en mühim adım
 
Türk iş dünyası olarak Batılı ülkelerin ve Avrupa Birliği’nin hazırladığı strateji çerçevelerini, eylem planlarını inceleyip kendimize pozisyon almaya çalışırken, böyle detaylı stratejik planlamaların eksikliğini hissederdik. Bugün başta Türkiye Sanayi Strateji Belgemiz, ulusal planlar ve ihracat hedefleri olmak üzere neredeyse her devlet kurumunun stratejik planları mevcut. Yıllardır el yordamıyla yürüdüğümüz yollara şimdi bu planlar ışık tutuyor. Belge ve plan sektörümüz adına son yıllarda atılan en mühim adım.
Eylem planının çatısını oluşturan iki hedeften biri, üretimde kalite ve verimliliğin artırılması; diğeri rekabetçiliğin güçlendirilmesi. Eylem konuları ise, bir  yandan ana hedeflere ulaşmamızın önündeki engellere karşı alınacak önlemleri, diğer yandan bizi ana hedeflere taşıyabilecek gelişim fırsatlarını içermekte. Özellikle, teknik seramik gibi hızla büyüyen pazarlar için inovatif ürünlerin desteklenmesi, hammadde araştırma çalışmaları, lojistik altyapı ihtiyaçlarının giderilmesine dönük planlar, sektörün geleceği açısından hayati önemde. Hedef ve eylemler, öngörülen zamanda yürütüldüğü takdirde önümüzdeki üç, dört yılda sektörün önemli sorunlarına çare getirilecek, bazı fırsatlar değerlendirilecek. Hedef ve eylemleri isabetli bulmakla birlikte, muhakkak iyileştirilmesi gereken bazı alanları da içermesi gerekiyor. Uluslararası pazarlarda rakibimiz olan ülkelerde sektörün bazı avantajları var. Mineralojik sektörlere, Avrupa Birliği dahil, enerji vergilendirilmesinde bazı muafiyetler tanınıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da bu konuyu önemsiyor. Belgede bu yönde iyileştirme
yer almamakla birlikte, konu üst seviyelerde gündeme geldi. Şimdi, bizlerin de katılacağı özel bir çalışma yapılacak. Stratejinin en mühim tarafı, bizzat devletin imzasıyla hazırlanması.