Otomobil alırken önce yakıt

Türkiye’deki otomotiv tüketicileri için araç alımındaki en önemli kriterin yakıt tüketimi olduğu belirtildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye’de otomotiv tüketicisinin kendi güvenliğinden önce, cebini düşündüğü ortaya çıktı. KPMG tarafından yapılan ve otomotiv firma ve sectör derneklerinin üst düzey yöneticileri arasında gerçekleştirilen “KPMG Türkiye 2015 Otomotiv Yöneticileri Araştırması”na göre Türkiye’de otomotiv alım kararında bir numaralı etken yakıt tüketimi. Bununla birlikte yakıt tüketiminin hemen ardına güvenlik kriteri eklenmesi de tüketicilerin bu konudaki bilinçlenmelerine dikkat çekiyor. 

Araştırmayı yapan KPMG Otomobil Bölümü Sorumlusu Ergün Kış konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Geçtiğimiz yıllarda en önemli konular arasında güvenliğe yer verilmiyordu. Bu durum önemli ölçüde değişti. Toplam trafik kazalarına baktığımızda da olumlu bir gelişme görebiliyoruz. Araç sayısına oranladığımızda Türkiye’de kaza oranı yüzde 14,8’den yüzde 13’e geriledi. Almanya’da aynı yıl trafik kaza oranı yüzde 5,6 oldu. Yaralı ve ölümlü kazalara baktığımızda durum daha ciddi. 

2009’da kazalarda ölen kişi sayısı 4 bin 324 iken, bu sayı 2013’te yüzde 15 azalarak 3 bin 685’e düştü. Bu iyi bir gelişme olsa da toplam yaralı ve ölü sayısına baktığımızda aynı dönemde yüzde 35’lik bir artış olduğunu görüyoruz” dedi. 

Yatırım zor olursa 

Alman Yeni yatırımlar son yıllarda her ne kadar pozitif bir eğilim göstermiş olsa da Türkiye’nin büyük hedeflerine ulaş abilmesi iç in yatırımların devamı önemli. Lakin yöneticilerin büyük çoğunluğu yani yüzde 42’si önümüzdeki beş yıl içinde yeni bir yatırım beklemiyor. 

Bir önceki araştırmada bu oranın yüzde 35 olması umudun yavaş yaşaş tükendiğine de bir işaret. Yatırımların önündeki en önemli engeller olarak ise öncelikle iç pazarın büyüklüğü ön plana çıkıyor. 

Geçen sene en önemli engel olarak büyük rakip ülkelerin gücü belirtilmişti, ancak bu sene iç pazarın yetersiz oluşu çok ciddi bir artışla ve büyük farkla birinci sıraya yerleşti. Bu konuya geç en sene 3 kiş iden 1 kişi önem veriyorken bu sene neredeyse tüm katılımcılar (yüzde 93) aynı fikirde görünüyor. 

Sağlıklı öngörü yapabilme bağlamında yatırımcılara zorluk yaş atan vergi sistemindeki belirsizlikler ise ikinci sıradaki yerini korumakla birlikte giderek önem kazanıyor (yüzde 73). Yüzde 47 ile AB’de devam eden krizin 3. sıraya yükselmesi ise, araştırmanın Genel tarafındaki cevaplarla çelişkili görünüyor. Türkiye otomotiv sektöründe üretim yapan firma yöneticilerine önümüzdeki 5 yıl içerisinde Türkiye’ye yeni yatırım gelmesi için hangi gelişmelerin önem taşıdığını sorduğumuzda, yüzde 81 ile “Yatırım ortamının iyileştirilmesi”birinci, yüzde 74 ile “İç pazarın büyümesi” ikinci, yüzde 47 ile “Bölgedeki jeopolitik risklerin azalması” üçüncü sırada belirtildi. 

Şu bilinen bir gerçek ki, Tü rkiye’de halihazırda yatırım yapmış olan üreticiler, yatırımlarını artırıyorlar. Ancak yeni otomotiv üreticilerinin planları konuşulmuyor. 

Yatırım ortamının iyileştirilmesi sadece teşvik anlamına gelmeyip bunun dışında vergi kanunlarından hukuki düzenlemelere, lojistik ve altyapıdan rekabet kurallarına kadar bir çok unsuru barındırıyor. 

Yeni yatırımcıların karar sürecini etkileyen siyasi ve jeopolitik sorunların başında ise Suriye sorunu geliyor. Katılımcıların yüzde 94’ü Suriye’yi büyük engel olarak görürken, onu Irak, İran ve Ukrayna’daki sorunlar takip ediyor.

Otomobil statü demek

Araştırmada tüketici alım kararlarında öne çıkan bir diğer sonuç ise otomobil sahibi olmanın nasıl değerlendirildiğine ilişkin. Türkiye’deki otomobil sahibi olma yaklaşımlarının ne yönde ilerlediğine yönelik yetkili satıcıların gözlemleri sorulduğunda, satıcıların yüzde 74’ünün bu konuda araç alımının halen sınıf tanımında sosyal bir etkisi olduğunu düşündükleri ve %50’sinin araç alımlarının ihtiyaçtan doğduğuna inandıkları ortaya çıkıyor. Katılımcılar yüzde 36 gibi görece yüksek bir oranda ortak araç kullanımının yaygınlaşacağı görüşünü dile getiriyorlar. Beklentiler de önümüzdeki yıllarda araç sahipliği yaklaşımının bu şekilde devam etmesi yönünde. Yeni jenerasyonun araçlara olan ilgisinde yaşanacak azalmasının ise sadece yüzde 31 oranında seyretmesi bekleniyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir