Plastik sektöründe kriz fırsatlar da getirdi
Plastik sektörünün 2024 yılına hızlı bir giriş yaptığını ve ihracatını artırdığını dile getiren Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, “Yılın ilk iki ayında sektörün ihracatının miktar bazında %15’in üzerinde arttığını gözlemledik” dedi.
Plastik Sanayicileri Federasyonu’ndan yapılan yazılı açıklamada, yılın ilk iki ayında sektörün ihracatının miktar bazında yüzde 15’in üzerinde arttığını ifade edildi.
Tüm bölgesel gelişmelere rağmen ihracatın yükseldiğini belirten PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, plastik sektörünün dinamik yapısını ortaya koyması açısından bu durumu önemsediklerini söyledi. Plastik sektörünün ihracatının artışının arkasındaki en önemli nedenlerden birinin de Kızıldeniz’de yaşanan kriz olduğunu kaydeden Karadeniz, Kızıldeniz krizi sebebiyle lojistik maliyetlerin arttığını ve teslimat sürelerinin uzadığını aktardı.
“Pazar payını kalıcı hale getirmeliyiz”
Karadeniz, "İhracat verilerini incelediğimizde de en önemli pazarımız olan Avrupa’ya ihracatımızın payının hızlı bir şekilde arttığını görüyoruz. Türk plastik sektörü lojistik avantajının yanı sıra dinamik yapısı sayesinde ortaya çıkan bu tedarik zinciri değişimini de iyi değerlendirmekte. Tabi ihracatta yaşanan bu nevi konjonktürel artışlar kök nedenin ortadan kalkması akabinde hızla eriyebilir. Bu sebeple kazandığımız bu pazar payını kalıcı hale getirmek için daha büyük çaba göstermeliyiz” dedi.
Plastik sektörünün diğer imalat sanayi kollarından pozitif ayrıştığına dikkati çeken Karadeniz, İSO PMI verilerini incelediğinde, kimyasal, plastik ve kauçuk ürünleri sektörünün geçen ay olduğu gibi bu ay da eşik değer olan 50’nin üzerinde yer aldığını söyledi. 14 sektör arasından sadece 3 sektörün şubat ayında eşik değerin üstüne çıkabildiğini belirten Karadeniz, şöyle konuştu: "Zira tüm krizi fırsata çevirme yönündeki girişimlere rağmen imalat sanayinin potansiyelini gerçekleştirmesi önündeki temel sorunların hala çözülememiş olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Yüksek finansman maliyetleri firmaların rekabette ayakta kalabilmek adına gerçekleştirmesi gereken yatırımların ertelenmesine sebep olurken, işletme sermayesi sıkıntısı çeken kimi işletmelerin ise kapasite düşürmesine neden olmaktadır. Bu kapsamda kalıcı büyümenin yegâne anahtarı olan üretimi önceleyeceksek mutlak suretle finansman maliyetlerini düşürmemiz ve finansmana erişim kanallarını kolaylaştırmamız gerekmektedir.”
Döviz kurundaki sıkı politika ihracata zarar veriyor
Mevcut döviz kurunun ihracatın artışını yavaşlattığını söyleyen Karadeniz, “Döviz kurunun güncel pozisyonu ve üretici fiyatlarında yaşanan enflasyon, ihracat pazarlarında rekabet gücümüzü olumsuz etkileyerek ihracat artışımıza ket vuruyor. Döviz bazında tüm girdi kalemlerinde çok hızlı bir artışla karşı karşıyayız.
Örneğin asgari ücrete yapılan son zam sonrası asgari ücret döviz bazında çok sert bir artış yaşadı. Buna mukabil verimlilikte böylesi bir artış gerçekleşmedi. Bu durum özellikle emek yoğun sektörlerin ihracatının istenilen seviyelere gelebilmesi adına büyük bir engel teşkil ediyor. Eğer büyüme yolunda ihracatın gücünü tam anlamıyla almak istiyorsak kurun biraz daha gevşemesi gerekiyor” diye konuştu.