Alacak sigortası ‘borçlu’ olanları da geliştiriyor

Euler Hermes Genel Müdürü Özlem Özüner, alacak sigortası yaptıran şirketlerden mal alanların artık kendilerini daha çok aramaya başladığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

SERHAT ALİGİL

Hem dünya hem Türkiye’de yaşanan ekonomik durgunluk, bölgesel sorunlar ve artan rekabet mal ve hizmet satışlarında riskli alanları daha da büyütüyor. Bu durum hem iç hem ihracat pazarları için geçerli. Bu noktada ortaya çıkan ‘güven’ arayışında, özellikle ‘alacak sigortası’ gibi finansal enstrümanlar büyük önem kazanıyor. Alacak sigortasının özellikle tahsilata destek olan bir finansal enstrüman olduğunu ifade eden Euler Hermes Genel Müdürü Özlem Özüner, Türkiye’de bu tür sigortayı önce büyük şirketlerin tercih ettiğini ama artık hızla yayılmaya başladığını belirtti. Ödenmeyen faturaların, çeklerin alacak sigortasıyla güvence altına alınabileceğini söyleyen Özüner, bu hizmetle aynı zamanda iç ve dış piyasaları yakından takip ederek riskler konusunda müşterilerine düzenli bilgi akışı sağladıklarını da anlattı. Alacak sigortasının dünyadaki yerine dikkat çeken Özüner, yurtdışından gelen bir şirketin asla sigortasız mal satmadığını hatırlattı.

Nakit akışı sorunu batırır Mal ve hizmet satanların dikkat etmesi gereken noktalar konusunda da önemli uyarılar yapan Özüner, “Bütün bilanço kalemlerine yakından bakmalılar. Yeni güvenceler geliştirmeliler. Fabrikasını sigortalayan bir girişimcinin alacağını sigortalamaması çok şaşırtıcı. Çünkü bir şirketi en çok nakit akışında yaşanan sorunlar batırır. Bir de ‘ilk malı her zaman peşin parayla satın’ diyoruz... Ayrıca alacak sigortası sizi rekabette de öne çıkarır. İhracatçıların yeni pazarları girmesinde kolaylık sağlar” dedi. Alacak sigortasının mal alan şirketleri (borçlu) de geliştiren bir araç olduğunu vurgulayan Özüner, bu konuda şunları söyledi: “Artık mal alanlar bizi daha çok aramaya başladı. Çünkü alacak sigortası yaptıran şirketlere mal sattıkları şirketlerle ilgili güvence limitleri veriyoruz. Yani onlara ‘mal satışında şu limitlerle o şirketler için sigorta güvencesi veririz’ diyoruz. Bu durumda mal alan şirketler bize gelip ‘bizim için az limit vermişsiniz’ diyor. Biz de onlara, ‘bilançonuzu düzeltir, bu tür konularda daha çok bilgi paylaşırsanız bu limitini olumlu etkiler’ diyoruz. Böylece şeffaflık da gelişiyor.”

Alacaklar açısından güncel gelişmeleri de yorumlayan ve 15 Temmuz darbe girişiminin iç piyasa üzerindeki etkisini değerlendiren Özlem Özüner, bu girişimin vadeleri öne çektiğini belirtti. Özüner şöyle devam etti: “Zaten tahsilat büyük bir sorundu Türkiye’de. 15 Temmuz’dan sonra daha da önemli hale geldi. Bu da vadeleri öne çekti. Örneğin ortalama 120 günden 90 güne indi. Bir durağanlık yaşanıyor. Bu genel büyümeyi de aşağı çekecek. Konsolidasyon beklenebilir.” Euler Hermes’in, yeni yayınlanan “80 Günde Devr-i Alem” başlıklı ekonomik görünüm raporuna göre tahsilat zorluğu açısından incelenen 44 ülkeden 22’sinde zorluk ciddi veya çok yüksek seviyede. Türkiye, tahsilatın en zor olduğu ilk 20 ülke arasında 19’uncu sırada yer alıyor. Özüner’in verdiği bilgeye göre tahsilat sorunu yaşanan sektörler arasında kimya, demir çelik, perakende gıda dağıtımı, tekstil öne çıkıyor.

‘Kefalet’ ihalelere girebilmeli

Türkiye’de gelişmesi için çalıştıkları önemli sigorta alanlarından birinin de kefalet sigortası olduğunu belirten Özüner, bunun önemini şöyle anlattı: “Türkiye’de teminat mektuplarını bankalar veriyor. Oysa örneğin ABD’de teminat mektuplarını sigorta şirketleri verir. Büyük taahhüt firmaları bu sigortanın önemini anlamaya başladı. Zaten bu sigorta daha çok projelere yönelik bir finansal enstrüman. Özellikle yurtdışındaki inşaat, enerji gibi işler için gerekli. Ayrıca ithalat garantisi için de önemli. Bu sigortayla bankalarla riski de paylaşmış oluyoruz. Ancak bu sigortanın gelişmesi için kamu ihale sisteminde de kullanılabilir hale gelmeli. Bugün kamu ihalelerine katılan kişilere mektup veremiyoruz. Bu düzenlemenin yapılacağı, konu üzerinde Maliye’nin çalıştığı söyleniyor. Bu yapılırsa bu kefalet sigortası örneğin Milli Piyango ihalesinde bile kullanılabilir. Bu konuda umutluyuz. Ayrıca zaten kefalet sigortasıyla ilgili lisanları Hazine verdi. Maliye’nin de kapıyı açmasını bekliyoruz. Umutluyuz.”

‘İflasta yüzde 8 artış bekliyoruz’

Euler Hermes’in uluslararası düzeyde takip ettiği ve rapor haline getirdiği konulardan biri de şirket iflasları. Bu kapsamda son tahminlere göre global iflasların 2009’dan bu yana ilk kez 2016’da artacağı ve bunun oranının yüzde 1 olacağı öngörülüyor. Türkiye için iflas artışlarına yönelik öngörüsü ise yüzde 8. Buna göre Türkiye’de 16 bin şirketin iflası bekleniyor. Ancak Özlem Özüner, bugünkü ortamda bu artış oranının çok kötü olmadığını düşünüyor. Özüner, “Örneğin Çin’de artış oranı yüzde 20 bekleniyor” dedi. Son iki yıldır Türkiye’nin önemli bir konusu haline gelen iflas ertelemeleri de sektörü açısından değerlendiren Özüner, bu konuda asıl sıkıntıyı geçen yıl çektilerini, hasar/ prim oranının yüzde 100’ü geçtiğini vurguladı. Özüner’e göre bu açıdan 2016 daha iyi durumda.

Doğu Avrupa’da sorun yok

Pazarın yapısı, tahsilat durumu gibi konularda ihracatçılara dış pazar hakkında uyarılar yapan Özlem Özüner, “Doğu Avrupa iyi durumda, sorun yok. Avrupa’da da şirket iflasları azalıyor. Rusya’da ise tahsilat sorunu yüksek. Afrika, Ortadoğu’da da benzer sıkıntılar var. Buna karşın örneğin Kuzey Afrika ülkesi Fas cazip” dedi.