“Sigortalı alanların yüzde 50’sinde zirai don teminatı yok”

Dijitalleşme ile müşteri memnuniyetini odağına alan Bereket Sigorta Grubu Genel Müdürü Faruk Gökçen, zirai dondan etkilenen çiftçiye özel yeni sigorta ürünleriyle, zararın en aza indirilebileceğini söyledi. Gökçen, ekilebilir alanların hâlâ %75’nin sigortalı olmadığına da dikkat çekti.

“Sigortalı alanların yüzde 50’sinde zirai don teminatı yok”

Sevilay ÇOBAN

Zirai don, son dönemde gündemin ana maddele­ri arasına girerken, hem ekonomiye hem de çiftçinin ta­rımsal varlığını sürdürmesi­ne etkileri de tartışılmaya baş­landı. Hal böyleyken çiftçinin tarladaki izini korumak ve ka­zançlı üretimi bir üst seviye çı­karmak için ürünlerin güven­ce altına alınması da oldukça önem arz ediyor.

Tarım Kredi Holding’in iştirakleri arasında yer alan Bereket Sigorta da bu konuda önemli adımlar atıyor. Bereket Sigorta Grubu Genel Müdürü Faruk Gökçen hem ta­rım sigortalarının hem de si­gortacılık sektörünün gelişimi adına yürüttükleri çalışmaları DÜNYA Gazetesi ile paylaştı.

“Ekilebilir alanların %75’i sigortalı değil”

Söze, Bereket Sigorta Gru­bu’nun iştiraki olduğu Tarım Kredi Holding hakkında bilgi vererek başlayan Gökçen, “18 bölge birliği, 1635 kooperatif, yaklaşık 843 bin çiftçi ortağı olan Türkiye Tarım Kredi Ko­operatifleri’nin 162 yıllık bir geçmişi var. Biz Bereket Sigor­ta’nın hizmetlerini ikiye ayı­rıyoruz. İlki Tarım Kredi’nin ekosisteminde yer alan bütün şirketler. Buradaki sigorta var­lığının büyüklüğü 500 milyar TL.

Bir de çiftçilerin sigorta ih­tiyaçlarını yönettiğimiz ikinci kısım var, orada da 1635 koope­ratif yer alıyor. Çiftçiler kanun­da da tanımlandığı üzere bizim ortaklarımız. Çiftçilerimizin hem tarım sigortalarına hem de tarımsal faaliyetin dışın­daki trafikten, kasko­ya, sağlık ürününe kadar diğer sigorta teminatlarına erişimini sağlıyoruz” dedi.

Gökçen, TARSİM uygula­maları ile yapılan sigortacılık işlemlerinde sektörün 2024 yılı sonu itibari ile yaklaşık 1,1 trilyon TL sigorta bedeline ulaştığını kaydederek, “Buna karşılık üreticilerin prim öde­melerindeki devlet desteği tu­tarı ise 14,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Kurulduğu gün­den bu güne kadar ise TARSİM tarafından çiftçilerimize yak­laşık 32 milyar TL hasar öde­mesi gerçekleştirildi.

Ülke­mizde; sigortalılık oranlarına bakıldığında ekilebilir alanla­rın %75’inin sigortalanmadı­ğı, sigortalanan alanlarda ise %50 oranında don teminatının seçilmediği görülmektedir. Si­gorta yaptırma ve teminat ter­cih etme seçeneği üreticilere bırakıldığında, katastrofik ve bölgesel don risklerinin her yıl yaşanmamasından ötürü yay­gın olan davranış; sigortalan­mama ya da eksik teminat al­ma yönünde” diye konuştu.

“Tarımda sigortalılık oranları artırılmalı”

“Yakın bir zamanda zirai don hadisesi bizlere bir kez daha iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerinde­ki olumsuz etkilerini gös­terdi” diyen Gökçen, şöyle devam etti: “Tarımın depre­mi olan ‘zirai don’ olayı, üreticile­rimizin faali­yetlerinin ke­sintisiz bir şekilde de­vamlılığı için tarım sigortası­nın öne­mini or­taya koy­muştur. Bu bağlamda hem mevcut uygulama­ların daha fazla yaygın­laştırılması hem de üreti­cilerin yaşadıkları hasarların bazı durumlarda teminat kap­samı dışında kalmasını önle­mek buna bağlı olarak tarımın sürdürülebilirliğinin kesintisiz sağlanması açısından bazı ge­liştirmelere ihtiyaç duyulduğu gözlemliyoruz.”

Kayıtlı tüm parsellere sigorta zorunluluğu

Gökçen, doğal afetlere kar­şı çiftçilere daha kapsamlı çö­zümler sunulabileceğine dik­kat çekerek, “Kısa ve hızlı çö­züm önerisi olarak bitkisel üretim faaliyetleri kapsamında belirlenen ürün bütçeleri üze­rinden kişinin varlığına göre belirlenecek ve mevcut faali­yetini devam ettirmeye imkân sağlayacak teminat tutarlarının belir­lenmesi ve bu tu­tarlar üzerin­den tüm riskleri içeren standart tek paket poliçe yapılması çözü­me katkı sağlayacaktır. Böyle­ce çiftçilerimizin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için kayıtlı tüm parsellerin sigortalanma­sının zorunlu hale getirilmesi ise uygulamanın sürdürülebi­lirliği açısından büyük önem arz ediyor” diye konuştu.

Orta ve uzun vadeli çözüm için ise “Bitkisel ürün sigorta­larında uygulanan gelir koru­ma sigortası, köy bazlı verim sigortası (kuraklık), ağaç-fi­dan sigortası ve dolu-don te­minatı içeren ürün sigortala­rının tekilleştirip tek bir ürün haline getirilmesi” önerisini sunan Gökçen, “Mevcut sigor­ta ürünlerinin ‘Verim Sigorta­sı’na dönüştürülerek çiftçinin faaliyetine devam edebileceği tutarların zorunlu minimum teminat tutarı olarak belirlen­mesi, zorunlu teminat tuta­rı üzerinde yer alan gelirin si­gortalanmasının ise ihtiyari olarak üreticilere bırakılması sistemin gelişmesini sağlaya­cak ve üreticilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecektir” dedi.

Hedef, 23 milyar TL’lik prim üretimi

2025 yılı hedeflerinden de söz eden Gökçen, “Hedefimiz güçlü mali bünyemizin sürdü­rülmesi, pazar payımızda artış ve dengeli risk portföyü yöne­timi ile sürdürülebilir kârlılık olacak. Bu kapsamda; müşte­ri deneyimini en üst seviyeye çıkartırken pazar payımızı ar­tırmayı hedefliyoruz. Mevcut ürünlerimizin yanı sıra sağlık alanında da müşterilerimizin de ilgisini çekecek ve beğeni­sini kazanacak ürünlerin ha­zırlığı içerisindeyiz. Stratejik planımıza göre büyümeyi arzu ettiğimiz en önemli segment KOBİ’ler. Tüm bu gelişmeler odağında 2025'te enflasyon üzerinde bir büyüme rasyosu ile 23 milyar TL bandında prim üretimi gerçekleştirmeyi he­defliyoruz” diye konuştu.

Teknolojik atılımlar: Kapsül ve SADAR

Grubun kendi mühendislik altyapısıyla geliştirdiği “Kapsül” uygulaması ile müşteri verileri tek platformda toplayarak hem müşteri hem de acente tarafında işlemlerin hızlandığını anlatan Gökçen, “Uygulama ile çağrı süresinde %50, sistem erişim süresinde ise %96’lık zaman tasarrufu sağlandı. Yapay zekâ destekli ‘SADAR’ sistemi ise hasar tespiti süreçlerinde fotoğraf analiziyle hem operasyonel verimliliği artırıyor hem de suiistimal riskini azaltıyoruz. SADAR uygulaması %153 oranında maliyet tasarrufu sağladı ve uluslararası platformlarda ödüller kazandı” ifadelerini kullandı.

“Büyüme TSS, konut ve yangın sigortalarında olacak”

Sigorta sektörünün büyüme ile ilgili hiçbir dönem sorun ya­şamadığını belirten Gökçen, “2025'te de çift haneli büyüme yaşayacağını, reel olarak da enflasyonun üstünde bir bü­yümesinin olacağını öngörü­yoruz. 2025’te TSS, konut ve yangın sigortalarının büyüme üzerinde etkili olacağını ön­görmekteyim. Ekonominin yavaşlaması, enflasyon ve faiz­lerin düşmesinin beklendiği bir ortamda, yüksek rekabet orta­mının yumuşaması ile sektör daha stabil bir ortam ve teknik kârlılığın ön planda olacağı bir döneme girebilir” dedi.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL