Sübvansiyonda 'kapa-aç' sera yatırımına gaz verdi

Son 2 yıldır sera yatırımlarının durma noktasına geldiğini belirten SERKONDER Başkanı Uslu, hazine destekli finansman ve kredi desteklerinin önce düşürülmesi, ardından yeniden eski şekline dönülmesi ile sera yatırımlarının ivmelendiğini kaydetti.

Sübvansiyonda 'kapa-aç' sera yatırımına gaz verdi

Mehmet H. GÜLEL

Hazine destekli süb­vansiyonlu tarım kredi oranlarının kapatılıp açılması sera yatı­rımlarına ivme kazandırdı. 24 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cum­hurbaşkanlığı Kararı ile Ha­zine destekli sübvansiyonlu tarımsal finansman ve kre­di desteğinde oranlar yakla­şık yüzde 50 oranında düşü­rülmüştü.

Ancak tarım sektö­ründen gelen tepkiler üzerine kredi üst limitlerinde herhan­gi bir değişiklik yapılmadı ve sübvansiyonlu kredilerde faiz indirimi yeniden eski oranlar­la uygulanmaya devam edildi. Söz konusu kararın geri alın­masının ardından, sübvansi­yon oranının yeniden düşürü­lebileceği endişesi ile sera ya­tırımlarının hız kazandığını belirten Türkiye Sera Kons­trüksiyon Donanım ve Ekip­man Üreticileri ve İhracatçı­ları Derneği (SERKONDER) Başkanı Ufuk Salih Uslu, sera üretimi yapan firmalarda nor­malde kapasite kullanımı yüz­de 50 seviyesinde bulunuyor­du. Uslu, son iki ayda hareket­lenen kurulumlarla kapasite kullanımının yüzde 75’e çıktı­ğını aktardı.

Sera kurulumu yıllık 5 bine kadar düştü

Sera yatırımlarının 2 yıldır neredeyse durduğunu belir­ten Ufuk Salih Uslu, Hazine destekli tarım kredilerinde sübvansiyon oranının önce düşürülmesi, daha sonra es­ki seviyesine getirilmesinin yatırımcıları harekete geçir­diğini bildirdi. Sera yatırım­larının 2025 yılının ilk 10 ayında durgun geçtiğini be­lirten Uslu, “Sera yatırımla­rında sübvansiyonlu krediler burada birinci itici güç. 2023 yılında kredi üst limitleri ve sübvansiyon oranlarının yük­seltilmesi sektöre büyük bir can verdi. Yine pandemi dö­neminde de gene aynı şekil­de finansal destekler çok kuv­vetliydi. 2025 yılında bu kredi üst limitleri, 2 yıl önceki üst limitlerle aynı tutuldu. Fakat bu üst limitler ve sera birim fiyatları eski yıllarda kalınca proje yapma miktarında dü­şüş yaşandı. 2020 yılında 20 bin dönüm sera kurulumu ya­pılırken, daha sonra her yıl kurulum oranı azaldı ve Tür­kiye genelinde yıllık 4 bin 500 ile 5 bin dönüm modern sera kurulumuna kadar geriledi” dedi.

250 bin dönüm sera yapısal dönüşüm bekliyor

Organize Sera Tarım Bölge­leri’nde yeni alanlar kurulma­sının planladığını ve yatırım­cıların da orada sera kurma­sı için izin verildiğini bildiren Uslu, dolayısıyla burada en önemli konunun finansal ta­raf olduğunu belirtti. Çiftçi veya büyük yatırımcılar için finansal kaynakların avanta­jının bu enflasyonist ortam­da çok büyük olduğuna vurgu yapan Uslu, “Sıfıra kadar dü­şen faizlerde yatırım yapmak çok büyük avantaj. Bundan 20 senenin üzerinde olan seralar artık ekonomikliğini kaybet­ti ve teknolojileri çok düşük kaldı. Bu sebepten dolayı iste­nilen verimli ürünleri ürete­mediğimiz için burada bir ciro kaybı söz konusu. Bu sebep­ten dolayı yaklaşık 250 bin dö­nüm kadar seranın moderni­zasyon için bir yapısal dönü­şüme girmesi gerekiyor” diye konuştu.

Yatırımlarda son 2 aylık artış yılı artıya geçirdi

Ekim ayında alınan sübvan­siyon indirimi ve tekrar eski hâline getirilmesi kararının piyasaya ciddi bir hareketlilik kazandırdığını belirten Uslu, “Durağan olan ve düşünme aşamasında olan yatırımcılar bir an önce bu mevcut imkân­ları kaybetmemek adına tek­rardan harekete geçti. Sera yatırım ivmesi ciddi bir şekil­de yukarı doğru yükseldi. Süb­vansiyon kararının geri alın­ması sayesinde bir yıl içindeki eksikliği, bu son 2 aydaki hız­lanmayla tekrardan doldur­duk. Bu yıla durağan başladık ve yüzde 20 eksi ile kapatmış olacaktık. Sübvansiyon kararı yatırımları öne çekti ve 2025 yılını artı ile kapatacağız” ifa­delerini kullandı.

SERKONDER üyelerinin yıllık 20 bin dönüm sera kuru­lumu yapabildiklerine dikkat çeken Uslu, dernek üyeleri ol­mayan firmalarla beraber yıl­lık 35 bin dönüm sera kurabil­diklerini ifade etti.

“Stratejik bir program yapılması şart”

Tarımda farklı ürün gruplarının yetiştirilmesiyle piyasanın canlandığını ve şu anda özellikle çilek üretiminin hızlanan bir trend içinde olduğunu bildiren Ufuk Salih Uslu, “Bunlar için eski seranın sökülüp, hurda değerinin belki 2-3 misli prim verilebilir. Belli bir kısmı karşılanabilir. Yine 2-3 yıl ödemesiz uzun vadeli krediler sunmak önemli olacak. Bunun yanında özellikle modernizasyona girecek olan çiftçiye destek vermek gerekiyor. Bu bir ihracat ayağımıza, ikincisi sağlıklı ürüne ulaşmamız konusunda çok daha büyük anlam katacak. Üçüncüsü ise çiftçilik yapan üçüncü jenerasyonun kaybetmemek. Üçüncü jenerasyonların büyük bir kısmı kasabalardan şehirlere kaymış durumda ve bunları tekrardan geri kazanmak çok zor. Yani çiftçiliğe tekrar geri döndürmek için önemli. Sırf bunun için bile stratejik bir program yapılması şart” dedi

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL