"Tohum ihtiyacımız yok"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'nin tohumluk ihtiyacından dolayı ithalat yapma mecburiyetinin ortadan kalktığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünde (TAGEM) düzenlenen "Dünden Bugüne Sertifikalı Tohum" konulu bilgilendirme toplantısında konuşan Eker, fütüristlerin enerji, su ve gıda-tarım olmak üzere 3 mücedele alanı belirlediklerini, insanlığın ve ülkelerin bu 3 alanda mücadele edeceğini söylediklerini ifade etti. 

Dünyadaki suyun yüzde 75'inin tarım ve gıdada kullanıldığı düşünüldüğünde mücadele alanının büyük kısmının tarım ve gıdadan oluştuğuna işaret eden Eker, bu durumun tarım ve gıdanın stratejik önemini belirlediğini ve tarımı bu bakış açısıyla ele aldıklarını vurguladı. 

Eker, tarımsal üretimin en önemli faaliyet alanını oluşturan bitkisel üretimin esasının tohum olduğunu belirterek, "Tohumu geliştirmeden, tohumda belirli bir standarda ulaşmadan ne verimliliği ne kaliteyi ne standardı artırabiliriz ne de rekabet edebilir hale getirebiliriz" dedi. 

4 milyon tondan fazla buğday ihracatı

Enformatik kirlilik olduğunu dile getiren Eker, zihinlerde tarımla ilgili yanlış bilgilerin bulunduğunu söyledi. Buğdayda Türkiye'nin 4 milyon ton fazlasının olmasına, dünyanın en büyük buğday unu ihracatçıları arasında bulunmasına ve bunu 7 yıldır sürdürmesine rağmen zaman zaman "Türkiye buğday ihtal eder hale geldi" ifadeleriyle karşılaştıklarını aktaran Eker, enformatik kirliliğin ortamı olumsuz etkilediğini söyledi. 

Eker, şöyle devam etti: 

"Sertifikalı buğday tohumluğunu destekleme kapsamına aldık. Türkiye'nin sertifikalı tohumluk üretimi 145 bin tondan yaklaşık 650 bin tona çıktı. Bu büyük bir artış. Buğdayda süne mücadelesinde uçakla mücadeleyi yasakladık, yer aletlerine geçtik. Bunu gericilik olarak nitelendirenler oldu. Biz Türkiye'deki buğday kalitesini çok önemli noktaya getirdik. Eskiden düşük kalite nedeniyle ihtalat yapılıyordu. Bugün Türkiye sadece hammadde olarak ihtiyacından daha fazla üretiyor ve fazlasını ihraç ediyor. Türkiye ihtiyacından dolayı ithalat yapmak mecburiyetinde değil, bu ihtiyaç ortadan kalktı." 

Tohumda eksik yok fazla var

Eker, Türkiye'nin tohum miktarı itibariyle ihracatının ithalatından daha fazla olduğuna dikkati çekerek, "Tohumda eksiğimiz yok, fazlamız var. Birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Türkiye'nin İsrail'e yaptığı tarımsal ürün ihracatı ithalatının 3 katı" ifadelerini kullandı. 

Cumhuriyet tarihi buğday rekoltesi rekoru kırarak buğday üretiminin 22 milyon tona ulaştığını belirten Eker, sertifikalı tohum kullanımının daha artırılması durumunda söz konusu miktarın 25-26 milyon tona ulaşabileceğini dile getirdi. 

Avrupa'da 1., dünyada 7. 

OECD'nin 2012 yılına ilişkin yayımladığı tarım raporuna da değinen Eker, "Raporda Türkiye'nin 2008'den beri dünya sıralamasında tarımsal gayri safi hasıla değeri sıralamasında 7. büyük ülke olduğu tekrar kaydedildi. 10 sene önce Türkiye dünyanın 11., Avrupa'nın 4. büyük ülkesi iken bugün Avrupa'da 1., dünyada ise 7. sırada bulunuyor" diye konuştu. 

Türkiye'nin gıda bakımından tam güvende olduğuna dikkati çeken Eker, ülkenin uluslararası piyasalardaki konumunu korumak için tarımın ekonomiye olan katkısını artırmayı hedeflediklerini söyledi. 

Tarım desteklerini de bu hedefler doğrultusunda yaptıklarını kaydeden Eker, şöyle devam etti: 

"Bu yıl 9 milyar lira, Türk çiftçisine net karşılıksız hibe destek ödememiz var. 7 Ekim itibariyle ödediğimiz para 7 milyar 313 milyon lira. Yılın ilk 10 ayında 7,5 milyarı ödenmiş olacak. Geri kalan 1,5 milyar lirası da kasım ve aralıkta ödenecek. 

Destekleri üretimde verimliliği ve kaliteyi artıracak şekilde planlıyoruz. IMF, OECD ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar bizi tenkit ediyor. 'Niye üretimi artırıyorsunuz? Niye desteği üretimi artıracak şekilde veriyorsunuz?' diyorlar. Biz de diyoruz ki hedeflediğimiz verimlilik düzeyine biz bir gelelim ondan sonra destekleme politikamızı Türkiye'nin ihtiyaçları, hedefi ve stratejisi neyse bu doğrultuda zaman gelince değerlendirme yaparız. Bizim hedefimiz Türkiye'nin çıkarları için doğru bir hedef. 10 yılda sağlanan başarı, bu hedefin ve uygulanan politikaların doğrulunu gösterdi." 

"Arazi toplulaştırma tasarısı TBMM'de" 

Hibrit sebze tohumu konusunda 2005'te bir proje başlattıklarını hatırlatan Eker, bu tarihte Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu tohumun sadece yüzde 10'unu karşılayabildiğini, bugün ise bu oranın yüzde 50'lere ulaştığını vurguladı. 

Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini önlemek için hazırlanan tasarının TBMM gündeminde bulunduğunu belirten Eker, "İnşallah ilk fırsatta görüşülür ve geçer. Eğer biz rekabetçi bir tarım yapacaksak, gıda güvenliğini sürdüreceksek, bu tasarının mutlak surette yasalaşması lazım. Türkiye'nin tarım toprakları son 80 yılda babadan evlada geçerken miras yoluyla sürekli bölünüp parçalandı ve ekonomik, verimli bir tarımsal üretim yapılamaz hale geldi. Halı büyüklüğüne düştü. 30 milyon parsel oldu" diye konuştu. 

Türkiye'deki ortalama işletme büyüklüğünün 6 hektar olduğunu belirten Eker, bir işletmenin de 10 parçaya bölündüğünü, bu durumda rekabet etmenin mümkün olmadığını söyledi. 

Amerika'da ortalama bir çiftliğin büyüklüğünün 181, İngiltere'de yaklaşık 46, Fransa ve Almanya'da 43 hektar olduğunu kaydeden Eker, şu anda Türkiye'de 2 milyon hektara yakın arazinin aşırı bölünmüş olmaktan dolayı kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. 

5 yıl içinde 1 milyon tonluk sertifikalı tohum üretimi hedefi 

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Yıldıray Gençer de tohumculuk sektörünün bugün 70 ülkeye tohumluk ihraç ettiğini belirterek, "Önümüzdeki 5 yıl içinde hedefimiz, sertifikalı tohumluk üretimini 650 bin tondan 1 milyon tona, ihracatımızı da 130 milyon dolardan 250 milyon dolara çıkarmaktır" şeklinde konuştu. 

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Masum Burak ise dünya gıda güvenliğinin ve sürdürülebilir tarımın olmazsa olmazının tohum olduğuna dikkati çekti. 

Bakan Eker, toplantı sonrasında tohum geliştiricilere ve sertifikalı tohumları en çok satan ilk 3 firmanın temsilcilerine plaket verdi.  

Eker, ayrıca burada bulunan gen bankasını ziyaret ederek incelemelerde bulundu ve yetkililerden bilgi aldı.