Zeytin ağacındaki çiçekler ihracatta rekor için umut oldu

Sezonun ortasında olunmasına karşın bu yıl bir önceki yılın toplamının 3 katına yakın ihracat gerçekleştiren zeytinyağı sektörü, bu yıl da çiçeklenmenin daha iyi olması nedeniyle önümüzdeki sezonda ihracatta 2-3 katlık artış bekliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ahmet USMAN

Ziytinyağı ihracatçıları bu sene ihracatta büyük bir atılım bekliyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Davut Er, çiçeklenme döneminde ağaçların çok iyi durumda olduğunu, çiçeklerin zeytine dönmesi halinde önümüzdeki sezon bu sezonun 2-3 katı ihracat rakamına ulaşılabileceğini söyledi.

Zeytin ve zeytinyağı sektörünün mevcut durumu ve beklentilerini anlatmak için düzenlediği basın toplantısında zeytin ağacında şu an çiçeklenme dönemi olduğuna işaret eden Er, “2016-2017 sezonunun ilk 7 aylık döneminde Türkiye geneli sofralık zeytin ihracatımız miktar bazında 38 bin tona ulaştı, tutar bazında ise 71 milyon dolar oldu.

Bu geçen yılla yakın rakamları ifade ediyor. Öte yandan, aynı sezonun ilk 6 aylık dönemine ait zeytinyağı ihracatımız, miktar bazında yüzde 425’lik artışla 25 bin tona, değer bazında ise 92 milyon dolara ulaştı. Bu hızla gidersek sezon sonunda 40-50 bin tonu bulur. Geçen senenin tamamında 14 bin ton zeytinyağı ihraç etmiştik. Var yılı olmasına karşın rekolte düşük olunca, fiyatlar ihraç edilebilecek seviyenin çok üstüne çıkmıştı. Bu yıl oluşan fiyat ise üretici, ihracatçı ve tüketiciyi tatmin eder düzeyde. 2017-2018 sezonu için Türkiye’nin her tarafında çiçeklenme çok iyi gidiyor. Eğer olumsuzluk yaşanmaz da çiçekler zeytine dönüşürse ihracatın 2-3 katına çıktığı bir Türkiye ile karşılaşırız” diye konuştu.

Sofralık zeytine 50 kuruş zeytinyağına 2.5 TL destek talebi

İhracatçılar olarak ana hedefl erinin zeytin ve zeytinyağı üretiminin artırılması ve ihracatta sürekliliğin sağlanması olduğunu vurgulayan Er, “Oluşturulan zeytinlik alanlarla birlikte zeytin ağacı varlığımız 170 milyonu aştı. Bu rakamla Türkiye zeytinyağında söz sahibi olacaktır. Uluslararası rekabette gücümüzün artırılması için üretimin tüm safhasında girdi maliyetlerimizin daha rekabetçi seviyelere çekilmesi gerekiyor. Bunun sağlanabilmesi için de zeytinyağında üreticiye ödenen primin, diğer yağlık ürünler arasında yer alan mısır, ayçiçeği, soya, aspir benzeri ürünlerdeki gibi olması gerekiyor. Bu çerçevede, sofralık zeytine 50 kuruş, zeytinyağına ise 2.5 TL düzeyinde destek sağlanmalı. Bu destek sağlandığı takdirde, üretilen miktarın tamamı kayıt altına alınacak ve vergilendirilebilecektir” dedi.

Maliyet artışı ihracatı zora sokuyor

Er, Türkiye’de üretilen zeytin ve zeytinyağı maliyetlerinin rakip ülkelerden daha yüksek olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Bu da ihracatımızı zora sokuyor. Asli çözüm; zeytin yetiştiricilerinin girdi maliyetlerinin asgari düzeye indirilmesi, makineli tarım ve modern zeytincilik yöntemlerine geçişin sağlanmasıdır. 2023 yılı ihracat hedefl erinin gerçekleştirilebilmesi için; sofralık zeytinde, zeytinyağında ve prina yağında mevcut ve plantasyonu yeni yapılan zeytinlik alanların ve sektörümüze ait işletmelerin verimli hale getirilmesi gerekiyor. Özellikle Tekir, Domat, Memecik, Kalamata gibi yüksek talep gören iri taneli zeytin çeşitlerinin dikim ve üretimi teşvik edilmeli. Yaşlı ağaçların budama yöntemiyle gençleştirilmesi ve eski plantasyonlarda mümkün olan yerlerde verimi arttırma amaçlı sulama, gübreleme gibi projeler hazırlatılıp, hayata geçirilmeli.

Türkiye’de sayısı 80 milyon adet tahmin edilen delice zeytin ağaçlarından aşılanabilir durumda olan 40 milyon adedinin aşılatılarak üretime ve ülke ekonomisine kazandırılması amacıyla proje hazırlatılmalı. Zeytin-zeytinyağının riskli analiz grubundan çıkarılarak son kullanma tarihinin kavanoz ve tenekeli ürünlerde 2 yıl, plastik kova ve vakumlu ürünlerde ise 1 yıl olarak revize edilmesi için girişimlerde bulunulmuş ve bu yönde çalışmalar sürmektedir.”

'AB, Türk zeytinyağı için belirlediği kota miktarını arttırsın'

Sektörün önündeki bir başka engelin de, AB’nin zeytinyağında Türkiye’ye uyguladığı yüksek oranlı gümrük vergileri ve kota politikası olduğuna işaret eden Er, şunları söyledi: “AB’nin Fas, Tunus gibi kimi rakip üretici ülkelere tanıdığı kotalar karşısında ülkemize uyguladığı 100 tonluk kota yok denecek kadar azdır ve artırılması yönünde girişimlerimiz devam etmektedir. Bu konunun önümüzdeki dönemde ülkemizle AB arasında yürütülecek olan Gümrük Birliği gözden geçirme sürecinde dikkate alınmasını bekliyoruz. Yine 2016 yılında sofralık zeytin ve zeytinyağı için 0-1 kg, 1-2 kg ve 2-5 kg olarak uygulanmakta olan tarımsal ürünlerde ihracat iadelerine ilişkin desteklerin revize edilerek en az iki katına çıkartılmalı. Ayrıca, hali hazırda herhangi bir ihracat iadesi verilmeyen prina yağı ihracatı ile müşteri markalı olarak gerçekleştirilen ihracat destek kapsamına alınmalı.”