Bütün donanımlar dönüşecek ve yazılım halini alacak
SAP EMEA Başkanı (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Franck Cohen' in saptamaları: "Yapay zekânın insanın yerini alması doğal bir gelişme olacaktır. Unutmayalım ki Endüstri 4.0 aşaması için en büyük yatırımı Çin yapıyor."
Rüştü BOZKURT
Kurumsal uygulama ve yazılım alanında dünya lideri SAP, Türkiye’de 15 yılı geride bıraktı. "Vesile olmadan dost bağına girilmez" der atalarımız. SAP yöneticileri 15’inci yıl nedeniyle "SAP Executive Summit Etkinlikleri" düzenledi. Çeşitli sektörlerden 200’ün üzerinde iş dünyası liderinin bir araya gelmesi sağlandı. Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen söz konusu etkinlik nedeniyle Türkiye’ye gelen SAP EMEA Başkanı Franck Cohen'le buluştuk.
Zihnimde düğümlenen dört soru var: Birincisi, dijital dönüşümün etkilerini gelişmekte olan pazarların insanları da "fark etti". Farkındalık var ama "ne yapacaklarını ve nasıl yapacaklarını" net olarak bildiklerini söylemek mümkün mü? Gelişmekte olan piyasalardaki iş insanlarının fark etme, ne yapacağını ve nasıl yapacağını netleştirme, eksik ve yanlış verilerle doğru yaptığını sanmaması için SAP olarak hangi değerleri paylaşıyorsunuz? İkincisi; dijital dönüşüm, ürünlerin doğasını, iş süreçlerini ve işgücü profillerini köklü biçimde değiştiriyor. Bu alandaki gelişmelerin keşfedilmesi, tanımlanması ve ilişkiye geçerek hayata taşınması için neler yapılmalı? Üçüncüsü, büyük verinin ehlileştirilmesi, akıllı veri haline getirilmesi ve hayatımıza değer katması için neler yapmalıyız? Dördüncüsü de SAP’nin '15 yıllık Türkiye deneyimi ve birikimleri’ bizi nasıl konumlandırıyor?
Dijital dönüşümün beş bileşeni
Franck Cohen dijital dönüşümün beş aşamasından söz ediyor: "Müşteri deneyimi, çalışanın deneyimi, iç süreçlerin iyileştirilmesi, dış süreçlerin iyileştirilmesi ve inovasyon. Bu beş aşamanın yarattığı dönüşüm süreci giderek hızlanıyor. Bu hızlanma şirketleri etkiliyor. Bütün donanımlar dönüşecek ve yazılım halini alacak Sistemlerin oluşturduğu ağlar giderek yaygınlaşıyor ve derinleşiyor. Var olmak ve varlığımızı korumak için her zaman ağların içinde yer almak, bağlantımızı korumak ve geliştirmek zorundayız. Bir şebeke içinde yer almak, canlı yaşamın oksijeni gibi. Sosyal medyaya, medyaya bağlanmadan nasıl var oluruz? Örneğin Afrika'da son tüketiciyi gelişmelerin nasıl etkilediğine bakalım. Yoksul insanlar ne zaman ellerine para geçse telefon kartı alıyor. Bu onlar için yemekten daha önemli. Yepyeni bir dünyayla ilişki kurabiliyorlar. Bu örneği daha genişletebiliriz: Dünya için, dünyada yaşayan topluluklar ve toplumlar için dijital dönüşüm yeni değerler, yeni anlamlar üretiyor. Küresel ölçekte dijital dönüşüm, kaynakların daha verimli kullanılması anlamına geliyor: Birincisi, üç boyutlu baskı ve eklemeli üretim sayesinde stoklara gerek kalmıyor; bu daha az kağıt tüketimi ve ağaçların kurtarılması demek. İkincisi, akıllı sensörler kullanırsam elektrik tüketimini optimize ederim; önemli bir kaynağı bağımsızlaştırabilirim. Üçüncüsü, otomobiller kendi kendini yönetince trafikte daha az bekleme olur ve bu şekilde insanlar daha az enerji ve vakit harcar. New York 9 bin taksi ile 15 bin taksinin işini yapabilecek hale gelir. Dördüncüsü, dijital dönüşüm doğal kaynakların korunmasını pozitif etkiler."
Bay Cohen'e, her olgunun pozitif etkileri kadar negatif etkileri olabileceğini anımsatıyorum. Tecrübesiyle kaldığı yerden sürdürüyor saptamalarını: "Kazananlar yanında kaybedenler de olacak. Uzmanlık gerektirmeyen sıradan emek, sistem dışına itilecek, yeni meslekler doğacak. Dijital dönüşümün pozitif etkileri kadar negatif sonuçlarının da olması bütün şirket yöneticilerini ilgilendiriyor. Geleneksel endüstriler yanında medya, eğlence finans, perakende gibi pek çok sektör gelişmelerden önemli ölçüde etkilenecek."
►Sap kendi kimliğini nasıl tanımlıyor?
Alanının lideri olması nedeniyle SAP'nin kendi kimliğini nasıl tanımladığını, kendini dijital dönüşüm karşısında nasıl konumlandırdığını da merak ediyorum: Franck Cohen, bakışlarını Boğaziçi'nin mavi sularına yönlendiriyor. Sonra bize dönüyor ve diyor ki : "SAP açısından bakarsak; biz öyle teknolojiler geliştirmeliyiz ki müşterilerimizin işi kolaylaşsın. Bu; buluta yatırımsa oraya yatırım yapmaktır. Mobil teknolojiler gerekiyorsa orada bulunmaktır. Büyük veri anlamlı hale geldiyse tam orta yerinde yerimizi almaktır. Nesnelerin internetine ve yapay zekâya yatırım yapmamız gerekiyorsa oralara odaklanmaktır; " Deneyimli yönetici " Bütün endüstriler gelecekle ilgili senaryolar üretiyor; onları hayata taşımak için enerjilerini oralara odaklıyor. Biz, oldukça uzun zaman önce bu ihtiyaçları öngörerek, bulut, mobil, büyük veri gibi alanlara yatırım yaptık; ve geliştirmelerimizi bu yönde hızlandırdık. " diyor.
►Teknoloji insanın yerini alacak mı?
Dijital teknolojilerle ilgili olan herkese klasik bir sorum var: "Son yıllara kadar teknolojik gelişmeler insanın kol gücü ve zihin gücünün uzantısıydı; insanın performansını artırıyordu. Şimdi ise, teknoloji otomasyon ve yapay zeka gelişmeleriyle insanın yerini alıyor. Bu Stephen Hawking'e varana kadar çok değişik insanları geleceğimizle ilgili kaygılandırıyor. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir ?"
Frank Cohen açık sözlü biri. Sözünü hassas terazilerde ayarlamadan söylüyor:" Bu kaçınılmaz bir dönüşüm. Bazı şirketler gereksiz işgücünü sistem dışına itecek. Bazıları bundan imtina edecek. Zamanın pratiği gelişmelere uyum gösterenlerden yana duracaktır. İki eksende ele alabiliriz bu sorunu: Birincisi, donanımlar yazılıma dönüşecek ve yazılım haline gelecek. Eğilimler ve uygulamalar bu yönde ilerliyor. İkincisi, otomatikleştirilmesi ihtimali olan her şey otomatik hale gelecek. Bazı işlerin yok olmasına, bir kesim işgücünün sistem dışına itilmesine çok karamsar bakmayalım. Daha farklı ve yüksek becerilerle donanmış insanlar için yeni bir dizi iş ortaya çıkacak. Örnek, Endüstri 4.0'a en çok yatırım yapan ülke Çin. Neden yapıyor? Ucuz işgücü çözümleri geleceği güvence altına almıyor; bu eğilimin farkındalar da ondan. Teknolojik gelişmelere uyum göstermek istiyorlar. Sırf bundan dolayı çılgın gibi yatırım yapılıyor. Ben bütün yöneticilere genç insanların eğitimi için daha fazla yatırım yapmalarını ve kaynak aktarmalarını öneriyorum. SAP olarak kendi içimizde eğitime ciddi kaynak ayırıyoruz. SAP’nin Kurumsal Sosyal Sorumluluk projesi “Afrika Kod Haftası” kapsamında Afrika 'daki kodlama eğitimlerinde 420 binin üzerinde genci eğittik. Kodlama dijital gelişmenin kaynağıdır. İş ortaklarımızla birlikte bu alana yöneliyoruz."
Dört sorumdan ilkine aldığım yanıtlar bunlar. Gazete yazısının sınırları burada kesmemi gerektiriyor. Bir hafta sonra diğer sorularımıza verilen yanıtları paylaşacağız.
BAĞLANTILAR ÖNEMLİ
Var olmak ve varlığımızı korumak için her zaman ağların içinde yer almak bağlantımızı kurmak ve geliştirmek zorundayız. Bir şebeke içinde yer almak, canlı yaşamın oksijeni gibi. Sosyal medya, medyaya bağlanmadan nasıl var oluruz? Örneğin Afrika’da son tüketiciyi gelişmelerin nasıl etkilediğine bakalım. Yoksul insanlar ellerine geçen parayı telefon almaya harcıyorlar. Bu onlar için yemekten daha önemli.
Dijital dönüşüm beş aşamalıdır:
Müşteri deneyimi
• Çalışanların deneyimi
• İç süreçlerin iyileştirilmesi
• Dış süreçlerin iyileştirilmesi ve inovasyon
Küresel inovasyon. ölçekte dijital dönüşüm, kaynakların daha verimli kullanılması anlamına geliyor. 3 boyutlu baskı ve ekleme sayesinde stoklara gerek kalmıyor.
Nesnelerin interneti (IoT) bileşenleri:
• Akıllı, bağlantılı ürünler sistemleşiyor.
• Otomasyon ve yapay zekânın önemi artıyor.
• Kontrol sistemleri gelişiyor ve etkinleşiyor. Türkiye KOBİ stratejisini dijital dönüşüm odaklı belirlemeli.
• Yapay zekâ herkesin, bütün iş dünyasının gündemi olacak.
• Uzaktan yönetim olanakları gelişiyor; mekânsal örgütlenme yeni bir boyut kazanıyor.
• Hizmet ve bakım etkinlikleri hızlanıyor; giderek eşzamanlı hale geliyor.
• Veri havuzunu zenginleştiriyor; büyük veri tabanını genişletiyor, akıllı veri potansiyeli artıyor.
• Ürünlerin doğasını değiştiriyor.
• Dönüşüm süreçlerini etkinleştiriyor.
• İşgücü profilinin özelliklerini değiştiriyor; yüksek becerili insan ihtiyacını artırıyor.
Dijital dönüşümde başarı yaratan etkenler
• Dönüşüm hız ve esneklik kazandırıyor.
• Bireysel üretim olanakları sağlıyor; üretimi demokratikleştiriyor.
• Entegre ederek ilerleme fırsatları yaratıyor.
• Veri üretimini hızlandırıyor; erişebilirlik olanakları yaratıyor.
• Açıklık, şeff afl ık ve görünebilirlik olanakları artıyor.
• Uygulanabilirlik potansiyelleri yükseliyor.
• Ölçeklendirilebilirlik daha kolay.
• Bağlantılı olma ve ağ bağımlılığı artıyor.