Çin’in robot ordusu dünyayı iki koldan tehdit ediyor!

2014’te ‘robot devrimi’ne start veren ve ‘akıllı üretim’e odaklanan Çin’de geçtiğimiz yıl 90 bin robot kuruldu. Amaç verimliliği artırmak, ihracatı parlatmak ve rekabet gücünü yükseltmek. Ancak bunun yaratacağı tehditler de var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

Otomasyon Çin’in imalat sektörünü yeniden şekillendiriyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, imalat sektöründe robotları ve otomasyonu gittikçe daha yoğun olarak kullanıp verimlilik artışı elde etmeye çalışıyor. Diğer yandan da ihracatta rekabet gücünü daha da artırmayı hedefliyor. Ancak madalyonun diğer yüzüne bakıldığında, baş döndüren bir hızla artan robot kullanımın gelir eşitsizliği ve küresel ticaret için ciddi sorunlar doğurabileceği görülüyor. Yapılan araştırmalara göre otomasyon büyümeyi destekleyebilir ama Çin’in ekonomik yapısındaki çarpıklıkları derinleştirebilir.

Geçen yıl 90 bin robot daha kullanıma girdi

Öncelikle ülkede robotlaşmanın hızına bir bakalım.Geçtiğimiz yıl ülkede kullanıma giren robot sayısı 2015’e oranla yüzde 27 artarak neredeyse 90 bin oldu. Bu dünyadaki yeni robot sayısının üçte birini oluşturuyor. Robot kullanımının hızlanarak artacağı tahmin ediliyor. Uluslararası Robot Federasyonu, Çin’in endüstriyel robot talebini karşılamak için 2019’da 160 bin adet robotun satılacağını öngörüyor.

Yani Avrupa’da yapılması beklenen satışların iki katından, Kuzey Amerika’daki satışların üç katından fazla. Yine de robot yoğunluğu hala gelişmiş ülkelerin gerisinde. 2015 rakamlarına göre Çin’de 1000 işçiye 4.9 robot düşüyor. Güney Kore’de 53.1, Japonya’da 30.5 olan bu rakam, Almanya’da 30.1, ABD’de 17.6 civarında. Çin hükümetinin hedefi 2020 yılında 1000 işçiye düşen robot sayısını 15’e çıkarmak. Bu da çok büyük çaplı yatırım demek.

Hedef yıllık üretimi 100 bine çıkarmak

2014’te ‘robot devrimi’ne start veren ve ‘akıllı üretim’e odaklanan Çin’in bir diğer hedefi de 2020 yılına gelindiğinde yıllık robot üretimini 100 bine taşımak. 2015’te üretim büyüklüğü 33 bin idi. Ülkedeki robot üreticileri, ‘fabrikalarda bir tek işçi kalmayıncaya kadar robot üretimine devam’ diyor. Çin’i bu kadar hızlı robotlaşmaya iten başlıca nedenlere gelecek olursak; demografik kaygılar yani nüfusun yaşlanması, maaşlardaki artış ve ihracatı daha parlak günlerine geri döndürmek.

Birleşmiş Milletler (BM) verisine göre, Çin’de çalışabilir nüfus 2015’te 933 milyon ile zirve yaptı fakat 2030 yılına gelindiğinde bu sayının 888 milyona ineceği projeksiyonları yapılıyor. Bu da maaşların artması, ihracatta rekabet gücünün azalması anlamına geliyor. Wuhan Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Çin’de bir fabrika işçisinin 2015 yılında aldığı aylık 65 doların Vietnam’daki işçiden 3, Hindistan’daki işçiden 4 kat fazla olduğunu ortaya koyuyor. Otomasyon, bu soruna da bir çözüm olarak görülüyor.

Gelir eşitsizliği ve yeniden ihracata yönelme yaratabilir

Ancak verimlilik ve rekabet konusunda Çin’in elini güçlendirecek olan robotlaşma Bloomberg Intelligence tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre dünyanın geri kalanı için iki koldan tehdit oluşturuyor. İlki; ülkenin endüstriyel yükselişi gelişmiş ülkelerin rekabet güçlerini azaltıyor. İkincisi ise robotların ülkedeki gelir dağılımını daha da bozacak olması. Rapora göre robotlaşma devrimi şimdilik maaşlara yansımadı ancak yansımaya başladığında gelir eşitsizliği derinleştirecek. Şu an hala ülkede maaşlar hızlı yükseliyor ama robot kullanımının artması ilerde az vasıflı kesimin gelirini erozyona uğratacak. Bu da tüketimi sarsacak, ülkede alım gücünü aşağı çekecek. Tüketimi dayalı ekonomi modeli hasar görecek.

Ekonomistlere göre bunun etkisi Çin’in sınırlarını aşabilir. Economistler, otomasyonun arzı turbo hızıyla artırıp, talebi baskı altında bırakarak Çin’in ihracata dayalı büyüme modeline gereksinimini yeniden artırabileceğini savunuyor. Bu da daha dengeli iç ekonomi ve küresel ticaret beklentileri için bir tehdit oluşturacak.

Citi ve OECD de iş imkanları konusunda uyardı

Bazı uzmanlar robotlaşmanın iş imkanları için küreselleşmeden çok daha büyük bir tehdit olacağını düşünüyor. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), otomasyon ve robotiğin küresel ekonomiyi ve insanların işlerini etkilemesiyle ilgili olarak, 2020 yılı itibarıyla bu trendler sonucunda 5 milyon civarında işin ortadan kalkacağını öngörüyor. Finans kuruluşu Citigroup ve Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma da, Çin’deki iş pozisyonlarının yüzde 77’sinin, OECD ülkelerindeki pozisyonların ise yüzde 57’sinin otomasyon riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısı yapılıyor.

Çin, robot sektöründe lokomotif

Çin Hükümeti’nin yayınladığı “Made in China 2025” ekonomi planında robot yatırımlara büyük önem verileceği belirtiliyor. Bu doğrultuda 2020 yılına kadar ülkede 600-650 bin arası yeni robotun kurulacağı ön görülüyor. 2015 yılında dünya genelinde 254.000 robot satıldı. Bu rakamın yüzde 20’den fazlası olan 68.600 adet Çin’de satıldı. Geçtiğimiz yıl bu rakam 90 bine ulaştı. Aynı yıl AB ülkeleri toplamında satış rakamının 50.100 olduğu göz önünde bulundurulursa Çin pazarının ne kadar büyük olduğu anlaşılıyor.

Çin’den sonra en büyük robotik pazarlar ise Güney Kore ve Japonya oldu. Kore’de pazar yüzde 55, Japonya’da ise yüzde 20 büyüdü. Uluslararası Robotik Federasyonu’nun tahminine göre 2019 yılına 1.4 milyon yeni robot çalışmaya başlayacak ve dünya genelinde kurulan robotların sayısı 2.6 milyonu geçecek. Dünyada kullanılan endüstriyel robotların yüzde 65’i şu an AB ülkelerinde çalışıyor. AB’deki robotların yaklaşık yarısı otomotiv endüstrisinde görev yapıyor.