Daha doğru bilmek için Bilgi Mimarisi
Daha çok bilmeniz gerek, onu da öğrenmelisiniz, bunu da ve hatta şunu da. Bir gözünüzle kitap okurken, diğeri ile yeni çıkan o müthiş bilimkurgu filmini izlemelisiniz. Sakin olmaya çalışın.
Richard Saul Wurman ismini duydunuz mu hiç? Ona göre bilgi yalnızca içinde yaşadığımız çağa adını vermiyor, aynı zamanda kendisini tanımlamak için kullandığı bir tamlamanın büyük parçası. Princeton, Cambridge ve Ucla gibi üniversitelerde mimarlık, grafik tasarım, şehir tasarımı dersleri veren, kendini de "bilgi mimarı" olarak tanımlayan Wurman, TED konferanslarının da fikir babası.
Bildikleriniz ve bilmek zorunda hissettiklerinizin arasındaki fark açıldıkça, kendinizi o boşluğun daha derinlerine düşüyor gibi hissediyor musunuz? Cevabınız evetse, korkmayın bu çok normal.
Eskiden onlarca kitap, ansiklopedi ve çeşitli yayını karıştırarak ulaşamayacağınız bilgiye şimdi yalnızca Google’a sorarak ulaşmanız mümkün. Elbette aradığınız konuda pek dişe dokunmayacak hafif bilgilere ulaşabileceğiniz gibi, onlarca referansı takip ederek gitmenizin yıllar alacağı bir bilgi kırıntısı doğru sorgulamalarla birkaç saniye içerisinde karşınıza da çıkabilir.
Google araştırması ile ulaşabileceğimiz bilgilerin çok daha fazlasını ve bu bilgileri nasıl kullanacağımızı ise Udemy, Coursera gibi platformlarda bulmamız mümkün. Teknolojinin en önemli etkilerinden biri de eğitim alanında ortaya çıkan bu tip devrimsel platformlar.
Bilgi Anksiyetesi yaşıyoruz
İnternet, mobil iletişim olanaklarımız, Google ve saydığımız diğer bilgi yüklü platformlar yanı başımızda olduğu sürece bilgiye ulaşmak çok kolay. Ama bu kolaylığın yarattığı bir rahatsızlıktan bahsediyor Wurman, ‘Bilgi Anksiyetesi’. Daha çok bilmeniz gerek, onu da öğrenmelisiniz, bunu da ve hatta şunu da. Bir gözünüzle kitap okurken, diğeri ile yeni çıkan o müthiş bilimkurgu filmini izlemelisiniz. Sakin olmaya çalışın. Bu kaygının içinizde gitgide büyümesine neden olan ve yeni bir şeyler öğrenmeden, daha fazlasını bilmeden yaşamayacağınızı sanmanınız nedeni ‘eskiye göre daha çok şeyi daha kolay biliyor oluşunuz’. Wurman’a göre etraftaki bilgi bolluğu sizi bu kaygıya sürükleyen şeyin ta kendisi.
Wurman’ın ortaya koyduğu bu yaklaşıma gereken önemi doğru zamanda göstermezsek ne olur? Bunun sonucunu olumlu ya da olumsuz, çok daha bilgili olacağımız bir gelecekte göreceğiz. Belki de insanlığın tercihi ‘ bilgisiz mutluluk’ olacaktır, bilinmez.
Wurman bu bilgi bolluğunun getirdiği sorunları ortaya koyarken, kendisini de boşuna ‘Bilgi Mimarı’ olarak adlandırmıyor. Ona göre: "Giderek daha karmaşık bir hal alan bilgiyi düzenleyecek, bunu yaparken de yaratıcılıktan taviz vermeyeceklerin mesleği" bilgi mimarlığı. Stratejiler geliştirip bilgiyi işe yarar şekilde kullanabileceğimiz, bir zeminde derlemeliyiz. Bu yaklaşımın en çok uygulandığı alanlar ise elbette web tasarımı, kullanıcı deneyim, kullanıcı ara yüzü gibi son kullanıcıya temas eden ve ‘ bilgi’nin her türlüsüne ulaşmamıza vesile olan ara birimler. Bilgi mimarisini özgün bir tasnifçilik çabası olarak görmek mümkün olsa da, insanları ‘aşırı bilgi yükleme’ (orijinal terim ‘information overload’) sorunlarından kurtaran bir yaklaşım olduğunu reddedemeyiz. Evinizde aradığınız hiçbir şeyi bulamaz hale gelip, herhangi bir odada işlevsel ya da görsel olarak tatmin olmadığınızı hissettiğiniz bir anınızda, yeterli kaynaklara da sahipseniz, hangi meslek erbabından yardım almak aklınıza gelir? Yoksa mimar mı!
Her türlü bilginin bu yaklaşımlar doğrultusunda mimari bir tasarımla ulaşılabilir kılınması için de bir ‘Bilgi Mimarı’na ihtiyacınız var. İronik kısım ise şu; bu ağır rolü üstlenecek kişinin Bilişsel Bilimler, Nörobilim, Psikoloji, İletişim Tasarımı ve elbette Bilgi Teknolojileri alanlanlarında çok bilgili olması gerekiyor.
Aradığınızı bulamadığınızda
İnsanoğlu olarak bilgi mimarisine önce akademide ihtiyaç duyduk, sonra teknoloji tasarımı yaparken keşfettik ve şimdi ‘daha doğru bilmek’ için kullanıyoruz. İster pazarlama, yazılım, insan kaynakları gibi bilginin birçok farklı türüne dokunan alanlarda çalışın; isterseniz de herhangi bir işin patronu olun. Aradığınız ama ne olduğunu bilmediğiniz o şeyi, geçeceğiniz bir yolda bulmak isteyeceksiniz. Peki bulamadığınızda?