Dünyanın tüm robotları birleşin
Teknoloji, yapay zeka ya da robotik konularında gerçekten bu kadar korkacak bir şey var mı, yoksa hayat teknoloji yardımıyla insan için daha katlanılır hale mi gelecek?
DATASSİST
Robotlar işlerimizi elimizden alacak’tan başlayıp ‘robotlar dünyayı ele geçirecek’e kadar giden, hatta hızını alamayıp ‘robotlar insanlığı yok edecek’e varan bir teknoloji temelli gelecek öngörüsü içerisinde günü yaşamaya devam ediyoruz. Konu yapay zeka ya da robotlardan açılınca geleceğe duyduğumuz merak ve gelecekten korkma dürtümüz aynı anda harekete geçiyor. Peki gerçekten bu kadar korkacak bir şey var mı, yoksa hayat teknoloji yardımıyla insan için daha katlanılır hale mi gelecek?
Spacex ve Tesla gibi günümüzün en önemli girişimlerinin öncüsü Elon Musk Yapay, zeka ve insanın biyolojik zekasının birlikte ele alınması gerektiğini savunan transhümanizm düşüncesine göz kırpan yeni şirketi Neuralink ile yapay zekadan korkmamızı gerektirmeyecek bir gelecek için çalışacağını duyurdu. İçimize su serpen bu duyuru elbette yakın zamanda beyinden bilgisayara, bilgisayardan beyne veri aktarımı gibi ilk meyvelerini vermeye başlayıp, korkularımızı da tekrar gündeme taşıyabilir.
Elon Musk’ın da öncülerinden biri olarak görüldüğü Transhümanizm düşüncesinin en önemli gelecek öngörüsü, yapay zeka ile biyolojik zekanın birbirinden ayrılamayacağı konusunda. Bu öngörülerden yola çıkarak geliştirilecek insan gibi düşünen makineleri göreceğimiz günü iple çekiyor olsak da, günlük hayatın içinde çözülmeyi bekleyen onlarca sorun varlığını sürdürmeye de devam ediyor. ABD'li yazar, bilim insanı, mucit ve fütürist olmasının yanında Google’ın yapay zeka projelerinin de başında bulunan Ray Kurzweil’ın son yazılarından biri şu başlığı taşıyor: ‘Teknolojilerimizle Birleşince Neye Dönüşeceğiz?’. Cevabı tam olarak kimse bilmese de dönüşüm çoktan başladı diyebiliriz. Evet, Ninja Kamplumbağalar’daki ‘Beyin’ karakteri gibi, benliğimizi taşıyan ve bizim yönettiğimiz yarı-robotik vucütlarımıza henüz kavuşamamış olsak da beklediğimiz gol için ilk atak bir Japon firmasından geldi.
İlk atak Japonya'dan
Japon Nitto firması tarafından geliştirilen giyilebilir sandalye, saatlerce ayakta kalarak çalışanların dertlerine derman olacak gibi görünüyor. Adını Japonca’daki “yürünebilir sandalye” kelimesinden alan “Archelis” ameliyatlar sırasında uzun süreler boyunca ayakta kalan cerrahlar düşünülerek tasarlandı. Archelis, ayakta fazla kalmaktan dolayı yorgunluk çeken cerrahların bir anlamda oturduğu yerden çalışmasını sağlayacak. Ayakta kalmaktan şikayetçi olanların tersine IT gibi pek çok sektör çalışanlar ise günlerini masa başında bilgisayarın karşısında geçirmekten muzdarip. Onları da oturduğu yerde hareket ettirecek, belirli kas gruplarını çalıştırarak tutulmaların ve ağrıların önüne geçecek bir teknoloji hiç fena olmazdı. Yada Archelis yardımıyla yazılımcılar da cerrahlar gibi ayakta ‘kodlar’lar. Bu da fena sayılamayacak bir çözüm.
Daha önce haftanın önerisi köşesinde tanıttığımız Nörobilimci David Eagleman, duyularımızı kendi işlevleri dışında da kullanabileceğimiz fikrinden yola çıkarak tasarladığı VEST (Çok Yönlü Ekstra-Duyusal Dönüştürücü) adlı yelek ile işitme engelliler için duyma yetilerini yeniden elde edebilecekleri ucuz ve etkili bir yol geliştirdiler. Duyusal yerine geçme olarak adlandırılan bir yöntemle VEST, bir cep telefonu uygulamasını mikrofon olarak kullanarak, ses dalgalarını bir dizi motor ile kullanıcı tarafından hissedebilen bir titreşime dönüştürerek beyine elektrik sinyalleri gönderiyor. Eagleman’ın da belirttiği üzere beynimiz herhangi bir bilgiyi nasıl deşifre edeceğini kendi kendine öğreniyor. 37 yaşındaki sağır bir kullanıcı 5 günlük VEST kullanımıyla, kendisine söylenen kelimeleri, söylenirken görme ya da dudak okumaya gerek duymaksızın, net bir şekilde anlayıp yazabildi.
Yazının başında sorduğumuz soruyu tekrar sormakta fayda var. Teknoloji, yapay zeka ya da robotik konularında gerçekten bu kadar korkacak bir şey var mı, yoksa hayat teknoloji yardımıyla insan için daha katlanılır bir yer haline mi gelecek? Şuana dek gördüğümüz örneklerde teknoloji en önemli gelişmeleri hayatı kolaylaştıracak konularda bizlere sunuyor. Elbette bu ilerleyiş bir noktada Stephen Hawking’in uyarılarını dikkate almamızı gerektirecek şekilde yoldan da çıkabilir. Sonuçta ‘insan’, robot teknolojisi bebek adımlarıyla yürürken robotlardan vergi istemeyi düşünebilen bir canlı. Robotlarla tadımızın kaçmasını istemiyorsak belki de şu vergi konusunu bir daha gözden geçirmek gerekiyordur.
Transhümanizm nedir?
Transhümanizm; insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması ve yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslararası bir entelektüel ve kültürel hareket. Transhümanizm düşüncesinin en önemli gelecek öngörüsü ise, yapay zeka ile biyolojik zekanın birbirinden ayrılamayacağı konusunda.
RİSK ALTINDAYIZ
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, insanlığın gelecekte yaratacağı yapay zeka formu ile ya en büyük icadını yapacağını ya da kendi sonunu hızlıca hazırlamış olacağını söylüyor. Yapay zeka konusunda yaşanan kontrolsüz gelişmelerin karşısında olduğunu belirten Hawking, düzgün yönetilmedikleri takdirde düşünen makinelerin medeniyetimizin sonunu getirebileceğini düşünüyor.