Yapay zekâ ve makine öğrenimi kurumlara çeviklik sağlıyor

Yapay zekâ ve makine öğreniminin BT altyapılarında her alanda kullanılabileceğini hatırlatan İşcan, "Bu tür yenilikçi çözümler kurumlara çeviklik ve öngörü sağlıyor. Hızlı olunabiliyor, tahminleme yapabiliyor, önlemler daha kolay alınıyor" diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DERYA ÇOŞKUN SAYIN

Profesyonel hayattaki iş süreçlerini yalın iş kavramına göre şekillendirmek için şirketlere destek sağlayan BT Bilgi Teknolojileri, iş ihtiyaçlarına yalın teknoloji odaklı yaklaşımlar sunmanın yanı sıra kurumlara ileriye dönük fark yaratacak çözümlerin de kapılarını aralıyor.

BT Bilgi Teknolojileri’nin içerisinde yeni trendleri takip etme isteği olduğunu söyleyen BT Bilgi Teknolojileri Pazarlama Müdürü Zuhal İşcan, “Biz müşterilerimizin operasyonel işlerini tamamladıktan sonra onlara daha başka neler sunabileceğimize bakıyoruz” diyor.
Zuhal İşcan ile BT Bilgi Teknolojileri’nin iş süreçlerini ve gelecek planlarını konuştuk…

İş süreçleriniz nasıl devam ediyor?

BT Bilgi’deki en tanınmış projeler hizmet yönetimi tarafında olan projeler. Hizmet yönetimi dediğimizde de kullanıcı deneyiminden başlıyor, son kullanıcının uç noktasındaki yönetimine kadar devam ediyor. Neticede, sürekli ihtiyaçlar değişiyor, onunla birlikte de projeler devam ediyor. BT Bilgi Teknolojileri açısından hangi ürünün kullanıldığı önemli değil. Önemli olan müşterinin taleplerini yerine getirebilmek. O yüzden de projeler uzun soluklu olabiliyor. Bunu yaparken de BT Bilgi’nin kendine ait kullandığı belirli iş yapış biçimleri var. Bunlar müşterilerle paylaşıldığında daha faydalı işler ortaya konuyor. Dahası BT Bilgi Teknolojileri’nin ürettiği projelerde operasyon tarafı kadar ileriye dönük süreçler de söz konusu. Bu yüzden de BT Bilgi Teknolojileri’nin içerisinde yeni trendleri takip etme isteği var. Hizmet yönetimi de böyle bir isteğin sonunda doğdu. Bunun temelinde işi ve teknolojiyi yaygınlaştırmak ve her ikisinin entegrasyonu var. Biz müşterilerimizin operasyonel işlerini tamamladıktan sonra onlara daha başka neler sunabileceğimize baktığımızda da yeni şeyler ortaya çıkıyor. Operasyonel analitik sağlamak, yapay zekâyı kullanmak ve hatta çeşitli şekillerde kullanıp bir fark yaratmak gerekiyor. Bizim de bu konularda hazırlıklı olduğumuzu düşünüyorum.

Son dönemde dünya çapında gerçekleşen büyük atakları da düşünürsek, yazılım güncellemelerinin kurumlara etkilerini değerlendirir misiniz?

Bunun zaten başlı başına özel ve ayrıcalıklı bir konu olduğunu düşünüyorum. Güvenliğin temelinde önlem almak yatıyor. Son günlerde yaşadığımız WannaCry saldırılarında da bu durum ön plana çıkıyor. Açık bilinirken önlem alınması gerekiyordu. Önlem de yama güvenliği ile alınıyor. Bunların periyodik olarak takip edilip uygulanması şart. Zira kurumsal bir şirkete birçok yama geliyor. O yama hemen ertesi gün uygulanmıyor, arada bir geçiş süreci var. Kontroller yapılması ve birtakım testler gerekiyor. Bu testler gerçekleştikten sonra da yamanın nasıl dağılacağı, nasıl aşamalardan geçileceğine dair bir program yapılıyor. Bunlar zaman alan süreçler, en başarılı yapılabilen 10 gün sürüyor. Bu noktada, fidyeciler de çevik bir şekilde hareket ettiği için, açıkları kötü niyetli kullanarak saldırıları gerçekleştirebiliyor.

Peki, yama güvenliği başlı başına bir güvenlik önlemi olabilir mi?

Hiçbir şey tek başına bir önlem niteliği taşımıyor. Başlıca olanı yama güvenliği… Bunun yanında antivirüs yazılımları ve tehditlere karşı kullanılacak uygulamalar da önemli. Kurumlar, tehdit durumlarını gözlemleyerek, olası tehditler üzerinden işlem yapabilse çok daha güvende olacaklar. Şirketlerin bu noktada kontrollü ilerlemesi ve daha çevik olmaları gerekiyor. Çünkü açık ortaya çıktığı anda fidyeciler de bu açığın orada olduğunu biliyorlar.

Yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi yenilikçi çözümlerin kullanılmasının BT yapılarına katkısı ne olacak?

Bu tür çözümler BT altyapılarında her şey için ideal. Güvenliğinden, uygulamaların performanslarını ölçmeye, pazarlama süreçlerinin kontrolüne kadar her alanda kullanılabilir. Bu tür yenilikçi çözümler kurumlara çeviklik ve öngörü sağlıyor. Hızlı olunabiliyor, tahminleme yapılabiliyor, önlemler daha kolay alınıyor.

Peki, kurumların eksik yönü çevik bir yapı olabilir mi?

Bu sadece Türkiye için geçerli değil. Kurum ne kadar büyükse yönetilmesi de o denli zor oluyor. Orta ölçekli firmalarda da bunları takip edecek kişilere odaklı bir durum söz konusu. Birinde ‘tool’lar var, büyük olduğu için çevik hareket edemiyor; diğeri daha hızlı hareket edebilir ama uyarılması gerekiyor. Bunların da otomatize edilmesi sağlanabilir.

Bir taraftan da yapay zekâ, makine öğrenimi gibi yeni nesil çözümlerin teknoloji firmalarında istihdam sürecini değiştireceği yönünde iddialar var, siz bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben buna katılmıyorum. Günlük operasyonel işler söz konusu. Bunu bir robot pekâlâ yapabilir. Bunun yanında; işi büyütmek, daha inovasyona dayalı işler yapmak çok daha önemli. Bu tür süreçleri yine insanlar yapacak. Ben inovasyonu insanların yaratacağına inanıyorum. Her şey hızlı değişiyor. İnsanın var oluşundan bu yana üretilen veri ile bir yıl içerisinde üretilen veri neredeyse eşit. Bunları nasıl ve nerede kullanacağınız önemli.

“Pazarlama sektörü yapay zekanın kullanımında çok ileride”

Daha çok hangi sektörlerin yapay zekâ ve makine öğrenimi konusunda ileride olduğunu düşünüyorsunuz?

Pazarlama her zaman bu konuda çok ileride. Son kullanıcıdan gelen veri miktarını düşünürseniz, büyük bir veri var ve yapay zekânın harekete geçmesi için de veriye ihtiyaç var. O verinin yenilenmesine ihtiyaç var ve o veriye geri dönüp bakılıp tespitlerin ne kadar doğru olup olmadığına bakmak gerekiyor. Bu noktada pazarlama bu çözümleri çok fazla kullanıyor. Bunun yanında; Fintech ve sağlık sektöründe de yaygın bir kullanım söz konusu. Sağlık sektörü özelikle görsel tarafını çok fazla kullanmakta.