'Kur', 53 konfeksiyoncunun kapısına kilit vurdurdu

Değerli TL politikaları nedeniyle dünya ile rekabette gerileyen hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe yaprak dökümü yaşanıyor. Bursa'da geçen yıl 53 firma kapandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Esra ÖZARFAT
 
BURSA - İhracat yoğun çalışan ve değerli Türk lirası nedeniyle maliyetlerini dünya ile rekabet edebilecek düzeye çekmekte zorlanan tekstilciler çareyi sektörden çıkmakta buluyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe özel üretimlere imza atan Etay Giyim, bu ay itibariyle üretimine son verirken, Aybur Tekstil, Truva Tekstil gibi firmalar da sektörden çıktı.
 
Bursa'nın köklü firmalarından Galatasaray eski başkanlarından merhum Özhan Canaydın'ın sahibi olduğu Biesseci'nin de üretimini durdurduğu biliniyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) verilerine göre Bursa'da geçen şirket kapanışlarının en fazla yaşandığı sektörler arasında tekstil ve konfeksiyon sektörü ön sıralarda yer aldı. Geçen yıl Bursa'da hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteren 53 firma Bursa TSO'ya başvurarak faaliyetlerine son verdiklerini beyan etti. Sektör temsilcileri bölgede teşviklerinde yeterince cazibe yaratamadığı görüşünde.
 
Ek vergiler zorlayıcı oldu
Değerli TL politikasının önümüzdeki yıllarda da süreceği öngörüsüyle üretimlerine son veren Bursalı firmalardan Etay Giyim, ihracatçı firmaların içinde bulunduğu durumu da gözler önüne seriyor. Erkek, kadın dış giyim imalatı ve ihracatı yapmak üzere 1988 yılında kurulan Etay Giyim, Demirtaş OSB'de 10 bin metrekarelik kapalı alana sahip fabrikasında 550 çalışanı ile 25 yılda 250 milyon dolardan fazla ihracata imza attı. Etay Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Arif Özer, son 10 yıldır Merkez Bankası'nın düşük döviz, değerli TL tabanlı kur politikalarının sürdüğünü belirterek, "Bu durum, özellikle bizim gibi satışlarının yüzde 100'ü ihracat olan firmaların kar oranlarını sürekli aşağıya çekiyor. Çünkü, yapılan zamlarla işletme içi enflasyon yükseliyor ve girdi maliyetleri sürekli artıyor, öz kaynaklarımız sürekli erozyona uğruyor. Bu politikaların önümüzdeki yıllarda da süreceği öngörüsünün hakim olması, bu kararı almamızın temel nedenidir. Geçen sene işçilik, elektrik, doğalgaz gibi şirket içi enflasyon yüzde 12.8 olurken, dolar ve euro yüzde 5,5 düştü. Bu toplam yüzde 18.3'e tekabül ediyor. Sektörde verilen kar marjlarının yüzde 10 civarında olduğu kabul edilirse, durumun riski ve ciddiyeti ortaya çıkar. Cari açığın azaltılması gerekçesiyle, üçüncü dünya ülkelerinden ithal edilen kumaşa getirilen ek vergileri kumaşçıların maliyetlerine eklemeleri nedeniyle maliyetlerdeki artışlar da konfeksiyoncu ihracatçıları negatif etkilemiştir" ifadesini kullandı.
 
6. Bölge'de altyapı eksik
Özer, AB'deki durgunluk, fiyatların ve sipariş adetlerinin müşteriler tarafından devamlı düşürülmesinin de süreçte katalizör görevi gördüğünü anlattı. Koleksiyon tasarım ve numunelerinin sayısının ve çeşidinin çoğalmasının birim maliyetlerin üzerindeki yükü arttırdığına vurgu yapan Özer, "Müşteriler, ülkenin yüksek işçilik maliyetlerini bahane ederek zaman  zaman bizim tarafımızdan yapılan koleksiyon ve numuneleri başka
ülkelere kaydırıyor. Özellikle bazı markaların; ikiyüzlü sosyal sorumluluk politikaları, merdiven altı üretimi görmezden gelerek haksız rekabete yol açıyor. Etik kurallara uygun düşünce ve davranış yapınızla üretim ve ihracat yaparken rakiplerinizin aynı hassasiyet içinde olmamaları, sektörde yüzde 69 oranındaki sigortasız işçi çalıştırılması, ücretlerin tam gösterilmemesi de haksız rekabet yaratan diğer faktörler. Diğer bir sıkıntı da yeni eleman teminlerinde yaşanıyor" açıklamasını yaptı.
 
Yeni teşvik bölgesi olan 6. Bölge'ye; kalifiye eleman eksikliği, eleman yetiştirme ve optimum verimlilik elde etme süresinin çok uzun ve maliyetli olması nedeniyle yatırım yapılmasının da uygun olmadığını kaydeden Özer, firmaların ciddi maliyet ve çalışma gerektiren markalaşma konusuna ayıracak sermaye birikimi olmamasını eleştirdi. Özer şöyle konuştu; "Şu andaki aklımızla bu işi tekrar kurmazdık."
 
Kurlar enflasyon oranında değer kazanmalı
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Yeşim Tekstil CEO'su Şenol Şankaya, sektörde kar endekslerinin düştüğünü belirterek, "Bunda da en büyük etmen kurun etkisi ile birlikte aşırı değerlenen TL ve enerji maliyetleridir" dedi. Merkez Bankası'nın büyük rezervlere sahip olduğunu ancak kurların bu seviyede kalmasının ihracatçıyı olumsuz etkilediğini belirten Şankaya, "Geçen yıl elektriğe yüzde 15 civarlarında bir zam geldi. Doğalgaza da yüzde 20. Ayrıca işçilik zamlarını ödüyorsunuz. Baktığınız zaman bugün euro 2.36. Bundan 1.5-2 sene evvel 2.45-2.50'lerdeydi. Dolar aynı şekilde; 1.80-1.85'ti, bugün 1.76-1.77. Aradaki yüzde 15'lik maliyet artışını ve kurdaki geriye düşüşü, bu aradaki makası ihracatçı nereye yedirecek? Bunları çok ciddi düşünmek lazım" diye konuştu. Rekabette eldeki en büyük silahın kur olduğuna dikkat çeken Şankaya, paranın aşırı değerli olmasının ülkeye bir itibar kazandırmayacağını söyledi. Paradaki değerin artmasıyla üretimde rekabetin kaybolması arasında bir doğru orantı olduğuna vurgu yapan Şankaya şunları söyledi; "Japonya, Amerika'nın amacı, paralarının değerlenmemesi. Paranız değerlendiği süre içinde, maliyetlerinizi
siz hiçbir zaman dünyayla rekabet edecek boyutta tutamazsınız. Son iki yıldır sektör firmalarının büyük bir kısmı bu sıkıntılardan dolayı kapanıyor. Bir önlem alınmaz ise bu durum devam eder. Bu gidişata son vermek için kurların enflasyon oranında değer kazanması gerekir. Kuru baskılamak doğru değil. Bizde her zaman kur bastırılıyor, bastırılıyor, sonra bir anda oktan fırladığı gibi yukarı çıkıyor ve herkesin dengesini bozuyor. Amacımız, istikrarlı bir kur politikası."