Devler ‘Made in Turkey’ reklamı yaptı tekstilcinin ‘Amerikan rüyası’ başladı

Zara, H&M ve Marks&Spencer gibi Türkiye’de üretim yapan firmaların ABD’nin büyük şehirlerinde mağazalar açmasıyla Amerikalı dev markalar, Made in Turkey etiketiyle daha sık karşılaşmaya başladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MERVE YİĞİTCAN

İSTANBUL - On yıl önce 1.5 milyar dolar seviyesinde olan, ancak şimdilerde 400 milyon dolar civarında gerçekleşen ABD’ye tekstil ihracatında eski günlere dönüş için harekete geçildi. Özellikle doların değer kazanması Türk tekstilini ABD pazarında cazip hale getirdi. ABD’li tüketici için Türk tekstili ucuzlamış oldu. Ayrıca, Avrupalı tekstil markalarının ABD’de mağazalar açması ve bu markaların kullandığı Made in Turkey etiketli ürünler Türk tekstilinin kalitesi için ‘kendiliğinden’ reklam etkisi yarattı. Amerikalı ünlü tekstil perakendecisi Ann Taylor, Türkiye’ye incelemeye geldi. Ardından yüklü miktarda sipariş verdi. Bu gelişmeler sektör için önemli bir işaret oldu. İTHİB, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Başbakan Davutoğlu’na “Devlet de bir şeyler yapsın, bu fırsatı kaçırmayalım” diye mektup yazdı. 

ABD’de doğan ilgiyi değerlendirmek isteyen Türk tekstilciler, nisanda ortak akıl toplantısı yaptı. Konuyla ilgili DÜNYA gazetesine konuşan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, gerçekleştirilen toplantıda ABD pazarını hedef olarak belirlediklerini, bu ülkeye hem kumaşçıların hem de konfeksiyoncuların beraber hareket ederek çıkarma yapmaları konusunda hemfikir kaldıklarını söyledi. TGSD ve İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçılar Birliği (İTHİB) ABD’ye ihracatı artırmak, eski seviyelerine taşımak için bir yol haritası çizmek üzere çalışma komitesi oluşturdu. Çalışma grubu, öncelikle daha önceden bu ülkeye ihracat yapan şirketlerin ve mümessil firmaların yetkilileriyle bir araya gelip fikir alışverişinde bulunmaya başladı. 

Etkili bir roadshow düzenlenebilir 

Tekstilciler, ABD’ye güçlü bir çıkarma yapmak için hangi yöntemi kullanacakları konusunda henüz karar vermiş değiller. Ancak TGSD Başkanı’na göre seçenekler arasında en ağır basanı, ünlü Amerikan markalarıyla tek tek ya da gruplar halinde bir araya gelerek ‘roadshow’ gerçekleştirmek. Yine seçenekler arasında büyük bir fuar düzenlemek de yer alıyor. Dolayısıyla çalışma grubu şimdilerde öncelikle şu sorunun cevabını arıyor: “Nasıl bir pazarlama yöntemi izlersek, ABD’den yeniden eskisi gibi kabul görebiliriz?” ABD’de mağaza açmaya başlayan Zara’nın da için de yer aldığı Inditex Grubu, H&M ve Marks&Spencer gibi markaların ürünleri arasında pek çok Türk etiketli ürünlerin yer aldığına dikkat çeken Şeref Fayat, şöyle devam etti: “Amerikalı alıcılar, Avrupalı mağazalarda rastladıkları ‘Made in Turkey’ etiketi nedeniyle heyecanlandılar. Gördüler ki, moda olan ve çok satan ürünler Türkiye’de üretiliyor. Bu doğal olarak etiketin kendiliğinden yaptığı bir reklam oldu. Biz bu konuda hiç çalışmaya başlamadan bile ünlü Amerikan tekstil grubu Ann Taylor, Türkiye’ye bir heyet gönderdi ve bu heyet çeşitli firmalarla görüşmeler yaptı. Hatta giderken de Türk malını denemek için yüksek miktarda sipariş verdi.” 

Fayat’a göre Amerikalıların, Türk üretimlerini sık görmeye başladıkları bu dönemde, “Bunu sizler için de yapabiliriz” demek çok önemli. Fayat, “Avrupa’da hızlı modayı üreten markalara hızlı üretim ve teslimat yapabiliyoruz. Öne çıkarmak istediğimiz özellikler öncelikle bunlar” diye konuştu. 

efwd.png

Sonbaharda çıkarma yapılacak 

“Sonbaharda ABD’ye çıkarma yapacağız, ama şekli henüz belli değil” diyen Fayat, şöyle konuştu: “Türkiye’nin hazır giyim toplam ihracatındaki ABD’nin payı yüzde 2. ABD’nin toplam hazır giyim ithalatındaki Türkiye’nin değeri ise yüzde 0,5. Bu komik bir rakam. Neredeyse Avrupa kadar alışveriş yapan tek bir ülke var. Ama Avrupa’ya sattığımızın 10’da birini ancak satabiliyoruz. Biz en azından 2005’te ulaştığımız seviyeyi yakalamak istiyoruz. Hedefimiz 2017 sonunda yeniden 1,5 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirmek.” 

Cumhurbaşkanına mektup yazdılar 

TGSD ile beraber bu çalışmalara başlayan İTHİB’de de Başkan İsmail Gülle, ABD’ye ihracat konusunda Türkiye’nin avantajları olduğunu, ancak yine de girmenin çok kolay olmayacağını belirtti. “Çünkü sizi kapıda beklemiyorlar” diyen Gülle’ye göre, Türkiye’deki kumaş kalitesini bildikleri için tekstilin şansı ABD’de daha yüksek, hazır giyimde ise yüzde 30’a yakın vergi sektörü zorluyor. Bu konuyla ilgili devletin de bir şeyler yapması gerekebileceğini söyleyen İTHİB Başkanı, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Bu fırsatı yeniden yakalamamız gerekiyor” diye bir mektup yazdıklarını dile getirdi. “Kaliteli ürün ve hızlı tedarikle pazarda kendimize avantaj oluşturabiliriz” diyen Gülle de Fayat gibi, “kendimizi iyi anlatabilmenin” bu noktada önemine dikkat çekti.

Amerikalı aracısız çalışmaz

Euratex Başkan Yardımcısı Ruşen Çetin de, bu faaliyetlerle ilgili görüş verdi. ABD’de Türk tekstiline yönelik pozitif bir havanın olduğuna dikkat çeken Çetin, buna örnek olarak Türk mümessil firmaların kapsının Amerikalı alım heyetleri tarafından şu sıralar sık sık çalınmasını örnek gösterdi. Çalışma grubu olarak sektörün önünü açmak için ABD’yle uzun yıllar iş yapmış firmalarla temasa geçtiklerini ve fikir aldıklarını söyleyen Çetin, Avrupa ile ABD’nin iş yapma modelleri arasındaki farkların iyi analiz edilmesi gerektiğini savundu. Çetin’e göre, Avrupalı alıcı sabah gelir, 50 üreticiyi gezer, işini halleder ve akşam gider. Ama Amerikalı alıcılar daha farklı: “Amerikalı mutlaka aracı gönderir. Dolayısıyla o aracılardan yani mümessillerden kimler kaldıysa onlarla kafa kafaya verdik.” Eskiye göre Türk hazır giyim ve tekstil sektörünün çok değiştiğini düşünen Çetin, artık büyük adette üretim ve hızlı yükleme yapabilmenin sektör için avantaj yarattığına inanıyor. Çin’in her zaman ABD’de Türkiye’nin rakibi olacağını söyleyen Euratex Başkan Yardımcısı, Vietnam, Bangladeş ve Kamboçya’nın da dişli rakipler olarak sahada yer aldığını hatırlattı. “İhtiyacımız olan pazarlamak ve satmak” diyen Çetin, pazarı iyi bilen Türk firmalarının elini taşın altına koymasıyla bunun gerçekleşeceğini kaydetti.

Başarılı Avrupa modeli avantaj

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Başkanı Ahmet Öksüz de çalışma grubunda ABD’ye ihracatı artırmak için ter döken isimlerden biri. Öksüz, geçmişte zayıf dolar ve güçlü TL nedeniyle özellikle hazır giyim ihracatının bu ülkeye düştüğünü hatırlatarak, bu ülkenin son gelinen konjonktürde yeniden cazibesini artırdığını söyledi. “Yeniden eski rakamları yakalamak kolay değil” diyen Çetin, yine de bu pazarda kesinlikle daha etkili yer almak gerektiğini düşünüyor. Çalışma grubunun da bu amaçla kurulduğunu kaydeden Çetin’e göre, bu kez klasik yöntemlerin dışında o ülkeye daha farklı gidilmesi gerekli. Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin başarılı bir Avrupa modeli var. Orada moda ürünler satan markaların başarılarını örnek gösterip, kaliteli malı hızlı sevk edebildiğimizi anlatmalıyız. Bu anlamda Amerikalıların da nasıl bir çalışma yöntemine sahip olduklarını iyi gözlemlememiz lazım. Uzakdoğu’yla çalıştıkları için siparişlerini erken veren, Avrupa’ya göre daha hantal alım yapan bir ülke ABD.”

Bu konularda ilginizi çekebilir