İplikçiden 'ithalata vize vermeyin' çağrısı
Uygulamaya 4 yıl önce konulan 'pamuk ipliğinde koruma' kararı ile yeni yatırımlara imza atan Maraşlı iplik üreticileri, Ekonomi Bakanlığı'nca Bakanlar Kurulu'na sunulan öneriyle korumanın kaldırılacağını iddia ederek, 'ithalata vize vermeyin' çağrısında b
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Handan Sema CEYLAN - Ali ESKALEN
KAHRAMANMARAŞ - Türkiye pamuk ipliği üretiminin yüzde 35'ini tek başına gerçekleştiren Maraş, Bakanlar Kurulu'na yapılan 'pamuk ipliğinde korumanın kaldırılması önerisi' üzerine ayağa kalktı. 5084'ün heyecanı ile 2005 yılında 450 milyon lira olan vergisini bugün 1.5 milyar liraya, 45 bin kişi olan istihdamını 110 bin kişiye çıkaran Maraş, koruma tedbiri ile gerçekleştirdiği yatırımlarının ve istihdamın zarar görmesinden endişe ediyor. Son 10 yılda kente 7.5 milyar lira özel sektör yatırımı yapılırken, kentin yıllık sanayi hasılası ise 6 milyar lira. Koruma önleminin 1.5 yıl daha süresi bulunuyor. Kentteki sanayici bu sürenin tamamlanmasının ardından da Türkiye'ye maliyetinin altında pamuk ipliği satmaya çalışan bazı ülkelere anti-damping ve ek vergiler uygulanmasını talep ediyor. Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) göre bir koruma tedbiri uygulandıktan sonra, uygulandığı sürenin yarısı kadar yeniden bir önlem konulamıyor. Pamuk ipliği üreticisinin en büyük korkusu, tedbir kaldırılırsa 2 yıl gibi bir süre yeniden uygulamaya konulamayacak olması.
Koruma tedbirinin kaldırılacağı ihtimalini gören alıcılar da frene basmış durumda. İplikçilerden alımlar günü birlik yapılmaya başlanmış.
Öte yandan Suriye'de yaşanan iç savaş da kentteki tekstilciyi etkiliyor. Maraş'taki iplik üreticileri teknolojisini yenilemek istediği makinelerini, karışıklıklar çıkmadan önce Suriye'ye satıyor, oradan da diğer Arap ülkelerine bu iplik tezgahları dağıtılıyordu. Şu anda eski tekstil makineleri de Suriye'ye satılamıyor. 5084'ün sağladığı son istihdam teşvikinin de 31 Aralık 2012 tarihinde bitmesi sanayici için başka bir handikap. Sanayici en azından Suriye'deki sıkıntılardan etkilenen kentlerde 5084'ün 3 yıl daha devam ettirilmesi gerektiğini söylüyor. Sanayiciler Batı'nın sektör değil şirket bazında kurtarma operasyonları yaptığını da anımsatarak, Türkiye'de yaklaşık 8 milyon kişiyi sektörün sesine kulak verilmesini istiyor.
Sanayici sadece koruma tedbirleri ile değil stratejik bir ürün olarak tanımladığı pamuğa da destek istiyor. Kilo başına 43 kuruş destek yerine 1 lira destek sağlanmasını isteyen sanayici, böylece uluslararası arenada rekabet şansının kazanılacağına dikkat çekiyor.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) öncülüğünde düzenlenen bir toplantı ile koruma tedbirleri masaya yatırıldı. Toplantıyı DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yönetti.
Önlem oranının düşürülmesi önerisi
İplik üreticilerinin tepkisine neden olan tebliğ, Ekonomi Bakanlığı'nın çalışması ile 21 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmıştı. Tebliğde "İthalatta Koruma Önlemlerini Değerlendirme Kurulu, 52.05 Gümrük Tarife Pozisyonunda yer alan 'pamuk ipliği (dikiş ipliği hariç) (ağırlık itibariyle %85 veya daha fazla pamuk içeren ve perakende olarak satılacak hale getirilmiş olanlar)' ithalatında 28/1/2012 tarihli ve 28187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2012/2721 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince uygulanmakta olan korunma önleminin yürürlükten kaldırılmasına yönelik bir kararın istihsali hususunda Bakanlar Kurulu'na öneride bulunulmasına toplantıya katılan üyelerin oy birliği ile karar verilmiştir" denildi. Tebliğ'in değerlendirme ve sonuç bölümünde ise "..mevcut pazar koşulları ve yerli üreticilerin durumu dikkate alındığında önem oranının ilk üç yıla göre daha düşük oranlarda belirlenmesinin uygun olabileceği değerlendirilmektedir" ibaresi yer aldı.
Arıkan: Önlemi tüm
kesimler istedi
Koruma önlemleri için Hazine Müsteşarlığı'nda yapılan toplantıların hepsine katıldığını anlatan Arıkan Mensucat Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arıkan, "2007-2008 en fazla pamuk ithal ettiğimiz yıllardı. Sektör zora girmişti. Konfeksiyon, dokumacılar, iplik üreticileri, sivil toplum örgütleri tüm kesimler masanın etrafında oturdu. Yüzde 50 ipliği yurtiçinden alma yüzde 50 ithal etme şartı vardı. 'Siz yüzde 50-50 şartını ortadan kaldırın. Siz de koruma getirin' denildi ve sektör temsilcileri bu duruma razı oldular. 2008 yılında da koruma önlemi konuldu. Şimdi aynı sektör temsilcileri farklı ifadeler kullanıyor. Bu koruma önlemi hem sektörümüzün hem Türkiye'nin kaderini değiştirdi. Bu sayede dünya krizinden çok etkilenmedik" diye konuştu. 2010-2011 yılarında hem ham kumaşa hem de konfeksiyona ek vergi konulduğunu anımsatan Arıkan, "Ek vergiye herkes taraftar oldu. Koruma süresi dolunca da uzatılması için girişimde bulunduk, yine kimse itiraz etmedi. Çünkü Hindistan gibi büyük üreticiler onları yarı yolda bırakmıştı. 2008 yılında sonra yapılan yatırımlar hep compacta kaydı. Bu sayede dünya piyasasında daha kaliteli bir yer edinmemiz sağlanmış oldu" şeklinde konuştu. "1.5 yıl daha bu koruma önleminin süresi var" diyen Arıkan, 1.5 yıl daha önlemin devam etmesinde fayda olduğunu kaydederek, "Sektörün şu anda yatırıma ihtiyacı var. Bunların önünü tıkamamak lazım. 1.5 yıl sonra tekrar sektörle masaya oturalım, sektörle bunu masaya yatıralım. Hepimiz aynı geminin içindeyiz" ifadelerini kullandı. Arıkan, "Zannediyorlar ki koruma kalkarsa, Hindistan'dan ucuz iplik ithal edilebilecek. Hindistan 2007-2008 döneminde stratejik olarak pamuğu bize düşük fiyatla, maliyetinin altında ihraç etti. Biz eğer koruma tedbirini almasak onlar muvaffak olacak ve Türkiye iplikte yeni yatırımları yapamamış olacaktı" şeklinde konuşarak, "Öyle olsa zaten şu anda onlarla rekabet edemez durumda olurduk. Avrupa pazarında Çin ve Hindistan'ın ardından üçüncü ülke Türkiye. Biz bu yarıştan geri kalmak istemiyoruz" dedi. Arıkan şöyle devam etti: "2023 için tekstil ihracatı hedefimiz 60 milyar dolar. Hayal değil bunu gerçekleştirebiliriz. Bunu tutturmak için pamuk politikasını gözden geçirmemiz lazım. Pamuğun en az yüzde 50'sini yani 750 bin-800 bin ton pamuk üretmek zorundayız. Amerika pamuğu tüketen ülke değil, ama en çok ihraç eden ülke. Fiyatı onlar belirliyor. Bunun için de çiftçisine destek vermeye devam ediyor."
Çinkay: Alıcıların
iştahı yok
Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesi Başkanı ve Aral Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çinkay da koruma tedbiri alınmadan önce, bir kaç fabrikanın kapandığını çok sayıda işçi çıkartıldığını anlatarak, "Tedbirden sonra Maraş'ta en az 4 bin kişi istihdam edildi. Dünyada kriz varken Maraş, kendini alıp götürdü. Ayrıca 5084 sayesinde 4 bin 500 kişi olan OSB'deki istihdamımız 7 bin kişiyi buldu. Bölgemizde boş parselimiz yok. Yatırımcı yatırım yapmak istiyor biz ona arsa gösteremiyoruz" diye konuştu. Türkiye'deki koruma önleminin kaldırılmasını en çok isteyen ülkenin Hindistan olduğunu öne süren Çinkay, şunları söyledi: "Orada çok güzel bir iklim var, işçilik ucuz, istiyorlar ki aynı şartları kullanalım. Aynı şartları kullanırsak geride kalırız. Üstelik şu anda fiyatları da ucuz değil ama yine de 'ne yaparsak kar' mantığı ile yola çıkıyorlar. Oradan çok ithalat yaptık zamanında. Dokumacı olarak ben de yaptım. Ama oradan gelen iplik kalitesi kesinlikle bizimkilerin altında. Ayrıca akreditif açıyorsun, geri dönüşü yok. Malım bozuk çıktı desen sahip çıkan yok. Türkiye'nin bu yüzden çok dövizi gitti."
Şimdi koruma tedbirinin kaldırılacağını gören alıcılar arasında bir beklenti olduğunu da belirten Çinkay, "Sektörde iştah yok, alımlarını günübirlik yapıyor" dedi.
Balsuyu: 'Made in Turkey' imajı için koruma şart
Balsuyu: 'Made in Turkey' imajı için koruma şart
"İthalat Genel Müdürlüğü'ndeki yetkililerle görüşmelerimiz kapsamında Ocak ayı içinde koruma tedbirinin kalkacağı söylendi" diyen Balsuyu Mensucat, CMS Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ökkeş Balsuyu, "Müşterilemiz alımlarını azaltmaya başladılar. 80 ton iplik alacak müşteri, kararı beklediği için 30 ton iplik alır hale geldi, frene bastı" açıklamasını yaptı. Koruma önlemi ile birlikte Maraş'ta tekstil sektöründe yatırımlar yapıldığını ve borçlanıldığını anlatan Balsuyu, "Koruma önleminin kalkması ile karşı karşıya kaldığımızda hem borçlarımızın altında kalacağız hem istihdamı düşürmek mecburiyeti ile yüz yüze geleceğiz. 'İplik korunmasın' diyen kesimler var, bunlar tamamen mesnetsiz konuşuyorlar. Bir gömleğin tamamında kumaş maliyeti yüzde 30-40 arasında. Bu da kumaşın cinsine göre değişir. Bu yüzde 30'luk kumaş maliyetinin içinde iplik maliyeti ancak yüzde 10'u 15'dir. İplikte koruma olduğundan 10-20 cent fazla mal alıyorsalar bile bir anlam ifade etmiyor. Ayrıca ihracatçı DİR kapsamında, yani ihraç kaydıyla iplik de ithal edebilir" diye konutu. Balsuyu, şöyle devam etti: "Son 5-6 yıldan beri 'Made in Turkey' diye her alanda ihracatımızın imajını artırma hamlesi içindeyiz. Bazı sektörlerde bunu başarmaya başladık. Dünya pazarlarında 'Made in Turkey' imajının oturması için her alanda kaliteli üretim yapmamız gerek. İhracatımızın hem niteliğinin hem niceliğinin artmasının şartı kaliteli üretim yapmaktan geçiyor. Biz eğer fabrikalarımızı kapatmak zorunda kalırsak, bu arkadaşlar nasıl kaliteli 'Made in Turkey' algısını oluşturacaklar."
Tanrıverdi: İplik yatırımı üretime ara veremez
Maraş'ın Türkiye için rol model bir kent olduğunu söyleyen Ensar Tekstil ve Liverpool Pamuk Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Ertuğrul Tanrıverdi ise "Üniversiteyi burada okudum. Dışardan gelen arkadaşlar bana 'Burada kahve var mı?' diye sordular. Düşündüm ufak tefek mahalle kahveleri hariç burada kahve yok. Çünkü kahveye gidecek adam yok, herkes çalışıyor" diye konuştu. İplikteki istihdamın ve üretimin süreklilik istediğini de belirten Tanrıverdi: "Konfeksiyon tesisini 2 ay kapatabilirsiniz, sonra yeniden üretim sorunsuz başlar ama iplikte durum böyle değil" diyerek, şunları dile getirdi: "Hindistan bizi koruma önlemi nedeniyle DTÖ'ye şikayet etmişti. Ama iki yıl önce Hindistan kendi çiftçisini ve üreticisini korumak için önce pamuk ihracatını sonra pamuk ipliği ihracatını yasakladı. Burada bizim desteğe ihtiyacımız var. Türkiye'de her çeşit iplik üretiliyor. Çok yüksek teknolojili nano tekstil kumaşları için üretilen bazı ipliklerin dışında her çeşit ipliğin en kalitelisini üretiyoruz."
Narlı: Çekin yasasını çıkardık ticaretini bitirdik
Narlı: Çekin yasasını çıkardık ticaretini bitirdik
Son iki yıldır iplik üreticilerinin para kazanmış gibi gözüktüğünün altını çizen Narteks Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Narlı, "Amerika'da şu anda pamuk 2 dolar yani 3.60 lira. Türkiye'de 3 lira, biz şu anda o aradaki farkı yiyoruz" dedi. Bazı ülkelerin Türkiye'ye pamuk ektirmemek için elinden geleni yaptığını anlatan Narlı, "GDO'lu pamuk da ürettirmiyorlar. Buranın en büyük çiftçilerinden biriyim ama pamuk ekemiyorum. GDO'lu pamuğu yurtdışından alıyoruz, tohumunu getirip yağını yapıp yiyoruz. Küspesini ineklerimize veriyoruz. İneklerimiz süt yapıyor onu içiyoruz. Biz niye ekemiyoruz?" şeklinde konuştu. Çekle ilgili sıkıntılara da değinen Narlı, "Çekle çok ciddi oranda ticaret yapıyorduk, yasasını çıkardık ticareti bitirdik. Bundan önce kimi hapse atmışlar. Ama hapis cezasının kalkması ile güveni ortadan kaldırdık" diyerek, sözlerini "Rusya'da deri satan mağazaların hepsi dükkanına 'Made in Turkey' yazıyor. Biz gücümüzün farkında değiliz" şeklinde tamamladı.
Arpasatan: 2008'deki Mutsuz günlerimize döneriz
Pamuk ipliğinin yüzde 35'inin kentte üretildiğini bu nedenle sektörde Maraş olarak söz sahibi olduklarını aktaran Zirve Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Ali Arpasatan, "2008'in Temmuz ayına kadar biz mutsuz sanayicilerdik" diyerek, "O zaman siyasetçilerin de cari açığı azaltmak için destekle, koruma tedbiri geldi bizim de yüzümüz güldü. Son 4 senenin verileri de bunu gösteriyor. Kapasite kullanım oranımız yüzde 10 artmış, iplik ithalatı yüzde 33 düşmüş, yeni yatırımlar yapılmış ve hiç bir fabrika kapatılmamış" ifadesini kullandı: Arpasatan, 2012 Haziran'ında iplik alanında teşvik beklerken, teşvik alamadıklarını, gönüllerini almak için siyasilerin sadece modernizasyona teşvik verdiklerini anlatarak, "Moraller bir miktar da o dönemde bozuldu" dedi. Arpasatan, şöyle devam etti: "Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete'de İthalat Genel Müdürlüğü aldığı bir kararla Bakanlar Kuruluna pamukta iplik ithalatında koruma tedbirlerinin kaldırılması için öneri getirmiş. Bu öneriyi gönderen kurum Ekonomi Bakanlığı'na bağlı. Bunun kaldırılacağına inandılar ki bu yazıyı yazdılar. Bu karar kalktıktan sonra aynı kararın konulması için DTÖ'ye göre en az yarısı kadar zaman geçmesi gerekiyor. İthalatımızın yüzde 70'ini 4 ana ülkeden yapıyoruz. Hindistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Pakistan. Hiç olmazsa bu ülkelere bir anti-damping soruşturması açılabilir. Avrupa'daki sıkıntıdan dolayı zaten bir pazar sorunumuz var. Ortadoğu'daki durumu biliyorsunuz. Koruma tedbiri kalktığında bir de maliyet baskısı üstümüze binerse, 2008'deki mutsuz günlerimize döneriz."
Erayman: İşçi sirkülasyonu artar
Koruma önlemi kaldırılırsa, bazı tesislerin kapanacağını anlatan Matesa Testil Yönetim Kurulu Üyesi Talat Erayman, "Bu da işsizliği beraberinde getirecek ve asayişi etkileyecek. Artık asgari ücretli işçi kalmadı. Daha önceleri çok büyük bir işçi sirkülasyonu oluyordu. Şimdi bu azaldı. Asgari ücretin üstünde verdiğiniz zaman, işinden ayrılan olmuyor. Yeniden ücretler düşerse bu durum değişecek" dedi. Erayman, "Hindistan'dan 3 konteynır iplik aldık. Akreditif açtığımız halde pamuk fiyatları arttı diye bizim malımızı yüklemediler. Biz Brezilya'ya 3 bin ton 3 dolardan iplik sattık. Pamuk 3 dolardan 4 dolara çıktı biz ipliğimizi yükledik" diyerek, Türk sanayicisinin daha güvenli olduğuna dikkat çekti.
Büyükerzurumlu: Koruma aslında bir ayrıcalık değil
Büyükerzurumlu: Koruma aslında bir ayrıcalık değil
Sanayicinin teşvik aldığında istihdamı arttırarak, bunu paylaştığını dile getiren Erdem Tekstil Pazarlama Müdürü Sadi Büyükerzurumlu, "Zaten teşvik alınsa istihdam oluşturulmasa bu teşvik alınamıyor" diye konuştu. 2008-2012 arasında pamuktaki dalgalanmaların dayanılabilecek gibi olmadığını da kaydeden Büyükerzurumlu, "2008'den biz çıkarken, 1.200 dolar kuruyla 2009'a girdik. Hammadde alımlarımız etkilendi. Uluslararası piyasalarda da kurlar değişti. 2010-2011'e geldiğimizde Avrupa'daki krizin etkisiyle farklı bir sene. 1 küsur dolarlarda olan pamuğun spekülasyonla 5 dolarlara kadar çıkması ve sonra yeniden düşüş. Koruma tedbiri bir ayrıcalık değil aslında. Bazı büyük ülkelerin sektör değil, şirketleri bile tek tek kurtarmak için operasyon yaptığını gördük. Türkiye'de 7-8 milyon insanı ilgilendiren bir sektörden bahsediyoruz" şeklinde konuştu. "2010-2011 yılında büyük ihracatçı ülkeler ihracatlarını durdururken, biz bütün dalgalanmalara göğüs gerip alıcılarımıza taahhütlerimizi yerine getirdik" diyen Büyükerzurumlu, "Alıcılarımız bunu unutuyor. Bangladeşli, Endonezyalı 'satacağım' dedi, satmadı. Biz bunların bedelini ödedik. 2007-2008 döneminde 700 kişi istihdam ediyorduk. Fakat şu anda 1200 kişi istihdam ediyoruz. Bu istihdamı biz depoluyoruz. Bu koruma bir ayrıcalık değil" değerlendirmesini yaptı.
Arifioğlu: Pamukta prim 1 TL olmalı
Karacasu Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arifioğlu ise "5084 ve koruma önlemi sayesinde 2008 krizini 'teğet' geçirdik" diyerek, "Şimdi bütün bu desteklemeler bir anda bitince psikolojik bir etkilenme oluyor. Pamuk çiftçisine 43 kuruş destek veriliyor. Ben ziraat yüksek mühendisiyim. 1 TL prim olursa herkes pamuk eker. Yoksa insanlar mısır eker, işçiliği de daha az. Satarlar bir yabancı firmaya o da ondan şeker çıkartır. Bizim yabancıya bağımlılığımız ne kadar azalırsa, sektörü o kadar büyütürüz, cari açığımız da artmaz" şeklinde konuştu. Arifioğlu, "Yurtdışından gelecek pamuk 2-3 ayda gelir, burada çiftçi sana 2-3 haftada teslim eder. Sistem kendi kendini finanse eder. 1 kilo pamuğun Türkiye gelişi 15 dolar/cent. Bu 15 centi çiftçiye versek daha faydalı olur. Pamuk tekelleri 'Size pamuk göndermiyoruz' deseler Türkiye'de sektör yerle yeksan olur. Pamuk stratejik bir ürün" dedi.
Kemal Karaküçük Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Suriye'deki sıkıntılardan etkilenen kentlere ayrıcalık tanınmalı
Pamuk ipliğindeki koruma önlemi kaldırılıyor. Bu da Kahramanmaraş için çok önemli. Türkiye'deki pamuk ipliği üretiminin yüzde 35'ini biz Maraş olarak tek başımıza sağlıyoruz. Dünyada pamuk ve pamuk ipliğinde çok büyük dalgalanmalar oldu. Pamuk bir dolardan 5 dolara kadar çıktı, sonra 2 dolara düştü. Bu arada 2008'de dünya krizi oldu, arkasından Euro Bölgesi krizi başladı ve devam etti. Dünyanın en büyük pamuk ihracatçısı ve üreticisi olan Hindistan bu dönemde hemen pamuk ihracatını yasakladı, arkasından da pamuk ipliği ihracatını yasakladı. Kendi sanayisi hammaddesiz kalmasın, tekstil ihracatı zarar görmesin diye bu önlemi aldı. Küreselleşen dünya, yeniden korumacı milli politikalara dönüyor. Bildiğiniz gibi biz dünya borsalarından hammadde alıyoruz, dünyadaki girdi maliyetlerinden de yukarda bir girdi maliyetimiz var. Burada en azından dış piyasalara karşı, ek vergiler, anti-damping yasaları devam ettirilmeli. Tekstil bildiğiniz gibi Türkiye'nin en büyük istihdam deposu, ihracata baktığınız zaman yine hep lider sektörlerden.
Suriye'de yaşanan iç savaştan dolayı zarar gördük. Gerek tekstil gerek metal mutfak eşyası olarak kan kaybettik. Hazine'ye 49 ilin 5084 desteği yük gelecekse bile, en azından Suriye'deki sıkıntılardan etkilenen kentlerde 5084'ün 3 yıl daha devam ettirilmesi gerekiyor. 5084'ün başladığı 2005 yılında istihdam 46 bin kişiyken 2012'ye gelindiğinde bu rakam yüzde 150 artarak 110 bini buldu. Demek ki bu doğru bir reçeteymiş.
Pamukta uygulanan prim yetersiz kalıyor, bunun yanında gübresini, mazotunu dünya fiyatlarının üzerinde kullanıyoruz. GDO'lu pamuk üretimine izin verilmiyor ama dışardan ithalatına izin veriliyor. Bu da çarpık bir model. Hindistan ve Amerika pamuk ektiği zaman 1 tona yakın ürün alabilirken, biz 400 kiloya yakın mahsul alıp dünyayla rekabet etmeye çalışıyor. Bu da mümkün değil.