Trump bile tekstili destekliyor bizim çıkmamız akıl kârı değil

Türkiye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Başkanı Vehbi Canpolat, Türkiye’de tekstilin gözden çıkarılamayacağını belirterek, “Trump bile ABD’de iplik üretimini destekliyor. Türkiye ise tekstil, terbiye, hazır giyimde entegrasyonunu sağlamış nadir ülkelerden biri. Buradan çıkmak bizim için akıl kârı değil" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan A. ERGÜN

Türkiye’nin tekstil ve ha­zır giyimde 75-80 mil­yar dolarlık bir güce sa­hip olduğunu belirten Türki­ye Tekstil Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) Başkanı Veh­bi Canpolat, katma değer üret­me noktasında özellikle teks­tile haksızlık yapıldığını söyle­di.

Canpolat, “Türkiye’de ‘Artık teknoloji odaklı alanlara yöne­lim, tekstil biraz daha ötelen­sin ya da çıkalım’ benzeri yakla­şımlar doğru değil. Katma değer neye göre ölçülür? Bir ürünün satış kilosuna göre. Bugün ha­zır giyimde kg birim fiyatı 16-17 dolar var. Hatta markalı çok da­ha yüksek. Kumaşta 7-8 dolar­dan aşağı yok. Kısa zamanda bu 10 dolara çıkacak.

Teknik teks­tilde çok daha yüksek. Ama öyle bir noktaya geldik ki tekstil kat­ma değer üretmeyen, hiçbir fay­dası olmayan sektör gibi görü­lür oldu. Bu tamamen haksız, ülkeye zarar verecek bir iş” yorumu yaptı. Tür­kiye’nin ihtiyacı olan ürünleri Çin’den ge­tirme lüksü olma­dığını ifade eden Canpolat, “Sana­yileşme devrini ta­mamlayan Fransa bunu yapabilir. Kişi başı gelir 40 bin dolar. Ki onlar bile bu sektörden çıkmanın yanlış olduğunu gö­rüyor. Türkiye tekstil, terbiye, hazır giyimde entegrasyonunu sağlamış nadir ülkelerden biri. Buradan çıkmak akıl kârı değil” diye konuştu.

“Hazır giyim gitsin iplik kalsın olmaz”

Bugün dünyanın geldiği nok­tada gelişmiş ülkelerin kendi üreticilerini koruma adımları attığını dile getiren Canpolat, ABD Başkanı Donald Trump’ın da iplik yatırımını desteklediği­ni belirtti. Canpolat, “Dünyada en çok iplik yatırımı yapan ül­kelerden biri ABD. Amerika’da elyaf var ama iplik yok. Şimdi Trump ‘dünyanın en büyük pa­muk elyaf üreticisiyim. Bunu 2 dolardan Türkiye’ye satacağı­ma iplik yapayım 3.5 dolardan satayım, ipliğe ihtiyacım oldu­ğunda da gidip Çin’den almaya­yım’ dedi. Dünyada böyle bir eğilim varken bizim ‘bu sek­törlerden artık çıkalım’ de­memiz akıllıca olmaz. Teks­til ve hazır giyime bütün olarak bakmamız lazım. Hazır giyim gitsin iplik kalsın olmaz” dedi.

“Elyafı 1.5 dolardan satıp 2 dolardan geri alıyoruz”

Öte yandan tekstilde katma değeri düşüren unsurlardan birinin direkt elyaf satışı olduğu tespitini paylaşan Vehbi Canpolat, şöyle devam etti: “Geçen yıl pamuk, 500 bin ton gibi ciddi miktarda elyaf olarak satıldı. Elyafın kilosu 1.5 dolar. Bu da tekstilde katma değeri düşüren bir unsur.” Bu durumu Türkiye için ‘kanayan yara’ olarak nitelendiren Canpolat, bunun nedenini de şu şekilde açıkladı: “Üreticinin paraya ihtiyacı var, alıcı yok. Ne yapıyor? Ucuz fiyattan elyafını satıyor. Gelişmiş ekonomilerde depolama sistemi var.

Üretici ürünü götürüp depoya koyar. Depodan onun değerini, parasını kredi olarak kullanır. İstediği zaman satar, faiz alınmaz. Ama bizde böyle bir şey yok. Ekmiş, biçmiş, getirmiş. Türkiye’de de satamıyor. Satamayınca da nakite ihtiyacı olan üretici kim kaç lira verirse ona satıyor. Acı olan tarafı ise 1.55-1.60 dolardan sattık. Gittik 2 dolardan aldık. Bu geçen yıl da böyle oldu. Depolama sistemi kurulmadığı sürece bu yıl da böyle olacak.”

Kotalı Uzakdoğu ürünleri DİR ile kapıyı Mısır’dan açıyor

Öte yandan, Türkiye’nin güçlü üretim kaslarından olan ve ülke ekonomisne 50 milyar dolarlık katkı sağlayan tekstil ve hammaddeleri sektörü, ‘kotalı’ olduğu halde dolaylı yollarla iç pazara giren Uzakdoğu menşeili ürünlerden şikayetçi. Dahilde İşleme Rejimi (DİR) ile getirilen farklı iplik, kumaş gibi ara mamullerin yerli üreticiye zarar verdiği vurgulanıyor.

TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, Uzakdoğu menşeili ürünlerin DİR kapsamında Mısır ve Yunanistan üzerinden Türkiye’ye sokulduğuna dikkat çekti. Birçok tekstil ürünün de Türkiye’nin Uzakdoğu ürünlerine karşı koruma uyguladığını hatırlatan Canpolat, “Ancak, bunun çok fazla suistimali yapılıyor. Türkiye’nin Mısır ile serbest ticaret anlaşması (STA) var.

Çin’den mal alınıp Mısır’a götürülüyor, orada etiketi değiştirilip Mısır menşeili gibi sıfır gümrükle Türkiye’ye getiriliyor. Aynı şekilde Yunanistan üzerinden Avrupa belgesi alınıp orada üretilmiş gibi gösteriliyor. Çin’e fuara gittiğimizde bize ‘Mısır’dan mı, Yunanistan’dan mı geliyorsunuz?’ diye soruluyor” dedi. Yerli üreticinin bununla mücadele etmekte zorlandığını ifade eden Canpolat, “Çin’in hammaddesi kendi içinde, devlet büyük destekler veriyor. Çok büyük miktarda üretimler yapılıyor. ‘İpliğe vergi getirdim’ demekle korumacılık olmuyor” diye konuştu.

“Üretimde kullanana lafımız yok”

TTTSD Başkanı Vehbi Canpolat, sadece gelen ipliğin yüzde 65’inin DİR kapsamında ülkeye sokuldu­ğunu dile getirdi. Canpolat, şöyle devam etti: “Bu işlemcinin önü­nün mutlaka ve mutlaka çok hızlı kesilmesi gerekiyor. Kumaş it­halatında STA ve DİR değiştiri­lip suistimal önlenmeli. Yoksa üretiminde kullanmak için geti­rip ihracat yapana lafımız yok. Ama dolaylı yollarla getirip iç piyasaya satan, yerli üretime zarar veriyor.”

Bu durumun direkt olarak tekstil terbiye sektörünü de etkilediğine işaret eden Canpolat, “İthal kumaş getirilirse Türkiye’deki kumaş üretimi azalıyor, iplik düşüyor. Örmecinin işleri azalıyor. Sonuçta Türkiye’de entegre bir sanayi” dedi.

“Denetimlerde aktif rol almaya hazırız”

Mısır üzerinden getirilen ürün­lerin denetlenmesi gerektiği­ni ifade eden Vehbi Canpolat, “STA’yı kaldıralım demiyoruz ama Dahilde İşlem rejimi ile ge­len ürün gerçekten Mısır’da mı üretildi, bunun ortaya konul­ması lazım. Sektör olarak biz de elimizi taşın altına koyma­ya hazırız. Çünkü gün geçtik­çe ticaret bizim aleyhimize gelişiyor” değerlendirme­sini yaptı. STA’ların da göz­den geçirilmesi gerekti­ği görüşünü paylaşan Canpolat, belli ürün gruplarında STA kap­samının daraltılabi­leceğini söyledi.

Ara malı ithalatının yüzde 16.5’i DİR’li

 Türkiye’nin ihracat ve ithalatının önemli bir bölümü DİR kapsa­mında gerçekleşiyor. Temmuz sonu itibarıyla son bir yılda da­hilde işleme izin belgesine bağ­lanan 75 milyar dolarlık ihracat, aynı dönemde gerçekleşen toplam 261.5 milyar dolarlık ihracatın yaklaşık yüzde 27’si­ne; bu kapsamda izne bağla­nan ara malı ithalatı da aynı dönemdeki 239.6 mil¬yar dolarlık toplam ara malı it­halatının yüzde 16.5’ine denk geliyor. DİR kapsa­mındaki ara malı ithalatı/ ihracat geliri oranının yüksek oluşunda, sağ­lanan vergi muafiye­ti teşvikinin de etkisi bulunuyor.