“Tüketiciler, yerel üreticiler aracılığıyla bölgesel ekonomiyi desteklemeli”

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsa Coşkun, “Dünya Süt Günü’nde üreticiler ve tüketiciler birlikte hareket ederek, süt sektörünün sürdürülebilirliğini ve gelişimini destekleyebiliriz” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dünya Süt Günü’nün süt ve süt ürünlerinin sağlık, beslenme, sürdürülebilirlik ve ekonomik açıdan önemini vurgulayan özel bir gün olduğunu hatırlatan İsa Coşkun, bu özel günde üreticilerin süt üretiminde sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamalarına öncelik vermesi, ürünlerin kalitesini ve güvenliğini sağlamak için hijyen standartlarına ve gıda güvenliği kurallarına titizlikle uyması gerektiğini vurguladı.

Dr. İsa Coşkun, ayrıca “Tüketicilerimiz de süt ve süt ürünlerinin sağlıklı bir beslenme düzeninin önemli bir parçası olduğunu unutmamalı, yerel üreticiler aracılığıyla bölgesel ekonomiyi desteklemeliler” dedi.

“Sektör 2023 yılında ülkemizde 21,5 milyon ton süt üretti”

 Türkiye’nin süt üretimini değerlendiren SETBİR Başkanı Çoşkun, ülke süt üretimi ile ilgili olarak şu bilgileri paylaştı: “Türkiye, inek sütü üretiminde dünyanın en büyük dokuzuncu; Avrupa’nın ise Almanya ve Fransa’dan sonra en büyük üçüncü ülkesi konumundadır.

Yıllık yaklaşık 50 milyar TL’yi aşan cirosu bulunan Türkiye süt ve süt ürünleri sektörü, süt işletmesinden aldığı çiğ sütü her gün yaklaşık 1 milyonu aşkın ambalajlı, sağlıklı, hijyenik süt ürünlerine dönüştürerek tüketicilerle buluşturuyor.” Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylı 2 bin 464 adet süt işleme tesisi ve 5 bin 947 adet süt toplama merkezi bulunduğu bilgisini paylaşan İsa Coşkun, “2023 yılında ülkemizde üretilen 21,5 milyon ton sütün yüzde 92,9’unu inek, yüzde 4,3’ünü koyun, yüzde 2,5’ini keçi, yüzde 0,2’sini ise manda sütü oluşturdu” dedi.

“En çok ihracat Ortadoğu ülkelerine yapılıyor”

Süt ürünlerinin her gün binlerce satış noktasında tüketicilerle buluştuğunu söyleyen Dr. İsa Coşkun, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ve Avrasya Ekonomik Birliği ülkelerinin de dâhil olduğu 100’ü aşkın ülkeye süt ve süt ürünleri ihracatı yaptığını ifade etti.

Sektör ihracatı ile ilgili verileri değerlendiren İsa Coşkun, “2022 yılında 193 bin ton süt ve süt ürünü ihraç edilmiş, 574 milyon dolar gelir elde edildi. 2023 yılında 123 bin ton süt ve süt ürünü ihraç edilmiş olup, bunun ciro olarak karşılığı 333 milyon dolar oldu. 2023 yılında süt ve süt ürünü ihracatı 2022 yılına kıyasla yüzde 36, parasal değer olarak da yüzde 42 azaldı” dedi.

Çoşkun, 2023 yılı ihracatında 2022 yılına göre yaşanan düşüşün genel olarak, süttozu ve tereyağı ihracatında yaşanan düşüşten kaynaklandığını belirtti. İsa Coşkun, en çok ihracat yapılan ülkeler arasında Ortadoğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetlerini gösterdi ve yeni gelişen pazarlar arasında AB, Rusya ve Çin’i saydı. Ayrıca İsa Coşkun en çok ihraç edilen ürünlerin süttozu, peyniraltı suyu tozu, peynir ve dondurmadan oluştuğunu kaydetti.

“Nesnelerin interneti cihazları analiz süreçlerini iyileştirecek”

 Süt ve süt ürünleri endüstrisinin önümüzdeki yıllarda gelişimini değerlendirmek için küresel eğilimler ve teknolojik yenilikleri göz önünde bulundurmak gerektiğini vurgulayan Dr. İsa Coşkun, “Otomatik sağım sistemleri ve robotik teknolojiler, sağım sürecin daha verimli ve hijyenik hale getireceğinden iş gücü maliyetlerini düşürürken üretim kapasitesini artıracak” şeklinde konuştu.

Nesnelerin interneti cihazlarının çiftlik yönetiminde veri toplama ve analiz süreçlerini iyileştireceğini söyleyen Coşkun, “Sağlık bilincinin artmasıyla birlikte probiyotik, prebiyotik ve diğer fonksiyonel bileşenler içeren süt ürünlerine talep artacak.

Bu tür ürünler, tüketicilerin sağlıklı yaşam beklentilerine yanıt verecek” dedi. Teknolojinin gelişmesiyle hem süt kalitesinde hem de üretim veriminde önemli iyileşmeler sağlandığını vurgulayan Dr. İsa Coşkun, modern sağım makinelerinin hijyenik koşullarda sağım yapılmasını sağlamakla birlikte süt kalitesini artırdığını ve kontaminasyon riskini azalttığını hatırlattı.

Dünya genelinde kullanımı artan dijital teknolojilerin, tarım ve gıda sektöründe yaygınlaşması ile sektör paydaşlarının her geçen gün yeni bir avantajla buluştuğuna değinen Coşkun, “Tarım ve gıda sektöründe büyük veri, bulut bilişim sistemleri ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin kullanımı ve entegrasyonu ile üretici için kontrollü ve veriye dayalı üretim sağlamasına fırsat tanıyor” dedi.