Barış, Doğu ve Güneydoğu'ya 'turizm hareketi' başlatacak

 

 

İZMİR - Hükümetin PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı'da yürüttüğü barış görüşmelerinden ortaya çıkan olumlu sonuçların, yıllardır adı terörle anılan Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri için olası etkileri konusundaki iyimser görüşler geliyor.

 

Turizm, bu iyimserliği yaşayan sektörlerin başında yer alıyor. Sektörün 2011 yılında Arap baharı ile yakaladığı büyümeyi, bu yıl da Kürt baharı ile yakalayacağına inanan turizmciler, uluslararası kamuoyunda yıllardır terör haberleri ile gündeme gelen Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya karşı bir ilgi oluştuğunu belirtti. Turizmciler, barış ortamının sağlanması ile şimdiye kadar bastırılmış bu ilginin harekete geçeceğine inanıyor. Dünyada, turizmcilerin bu beklentisini destekleyen örnekler var. Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığı için yıllarca silahlı mücadele sürdüren IRA örneğinde de olduğu gibi; barış geldiğinde insanlar yıllarca çatışma haberleri ile duyduğu bölgeleri görmek için harekete geçti. İngiltere ile IRA arasında barış sağlandıktan sonra bir dönem ismi

IRA eylemleri ile özdeşleyen Belfast başta olmak üzere Kuzey İrlanda'ya giden turist sayısında ciddi artış oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 1980'li yılların başından bu yana uluslararası kamuoyunun gündemine terör, Kürt sorunu, ayrılıkçı militanların eylemi gibi başlıklarla girmiş bir bölge. Turizmciler, barış ortamının sektörü kıyılarda olduğu gibi iç bölgelerde de güçlendirecek bir ortam sağladığını savunuyor.

 

Barış görüşmelerinin Türkiye'de terörle ilgili bazı sıkıntıları ortadan kaldıracağı öngörüsünü dillendiren Türkiye Oteller Federasyonu(TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, insanlarda yıllarca çatışma ortamında ismi geçen bu bölgeleri görme ve tanıma ilgisi uyandığını belirterek, "Şimdiye kadar güvenlik kaygısı ile bastırılmış bu ilgiyi, barış ortamının sağlanması ile hayata geçirmek isteyeceklerdir" diye konuştu.

 

Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık, barış ortamının tesis edilmesi ile Doğu ve Güneydoğu'daki kentlere yoğun bir turizm hareketi beklediklerini belirterek, bu ilginin bu sezon Türk turizminin önemli dinamiği olacağını söyledi.

 

 

 

 

Barış ortamı ile Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde gelişecek turizm hareketliliğinin Türkiye'nin toplam turizmine ciddi bir katkı koyacağını savunan Ayık, "Bu bir süreçtir yaşayarak göreceğiz ama bölgenin Türkiye'nin turizm büyümesinde bizi şaşırtacak bir katkı koyacağına inanıyorum. Önümüzdeki yıllarda da biz buralarda ciddi bir atılım gerçekleştireceğiz" dedi.

 

Turizmciler olarak, sadece kıyılarda değil, ülkenin her noktasında  turizm yapmayı hedeflediklerini, barış ortamının turizmin Türkiye'nin geneline yayılması anlamında çok olumlu katkı sunacağını vurgulayan Ayık, "Bunlar bizim için olumlu gelişmeler. Zaten bizim tek amacımız sadece kıyılarda değil, ülkenin her noktasında turizm yapmak. Bu barış ortamı ülkemize geldiği takdirde, terör sıkıntısından da kurtulduğumuz için, ülkemizin her noktasından daha rahat turizm yapabilir hale geleceğiz. Geçmiş yıllarda Doğu Anadolu turları ile bu bölgelerde ciddi anlamda misafir ağırlıyorduk. Şu anda da o bölgede ciddi bir  turizm altyapısı var. O bölgede otellerimiz var, uluslararası zincir oteller Doğu Anadolu'da bir çok  noktada oteller açtı. Yollarımız yapıldı, hava meydanları açıldı. Dolayısıyla biz altyapı olarak aslında bütün eksikliklerimizi burada giderdik" açıklamasını yaptı.

 

 

Osman Ayık, Türkiye'de özellikle kitle turizmi açısından tüketicinin herşey dahil sistemine ciddi bir talebi olduğunu, Almanya'dan gelen turistlerin yüzde 80'ninin herşey dahil sistemini tercih ettiğini kaydetti. Bu sistemden tamamen çıkmak söz konusu olmamakla beraber, içerik anlamında sadeleştirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Ayık, "Ama işletme maliyeti ile satış fiyatı arasında ciddi bir kıskaç işletmecilerin üzerine her geçen gün gelmeye başlıyor. Bir çok çeşit var, ultra var, highclas var, her isimde bir herşey dahil uygulaması var. Bu uygulamaları sadeleştirerek, tüketicinin de almadığı bir takım hizmetlerin parasını verdiği kanısına kapılmasının önüne geçebiliriz. Belki sadeleştirme ile adına 'Basic Herşey Dahil Sistem' diyerek, temel bir içerikle başlayıp, onun üzerinde bir takım  eklemeler yaparak çeşitliliğide belki bu anlamda disipline edebiliriz" dedi. Osman Ayık, turizm altyapısı 10 yılda ciddi anlamda güçlenen Türkiye'nin, ülkenin her noktasında turizm yapabilir hale geldiğini belirterek, " Bu iç bölgelerdeki altyapının daha da gelişmesi ile biz kıyılarda belki herşey dahil sisteme devam edeceğiz ama diğer bölgelerde her şey dışında, var olan tüm ürünlerimizi ayrı fiyata sunarak rakamları bu şekilde arttıracağız" diye konuştu.

 

 

 

 

Türkiye'nin, turizmde zor bir yıl olmasına rağmen 2012'yi artıda kapattığını hatırlatan Osman Ayık, özellikle toplam turistlerin yüzde 30'unu sağlayan Almanya ve Rusya'dan ciddi artış olduğuna işaret etti. Ayık, şu ana kadar gelen izlenimlere göre 2013'te de geçtiğimiz yılın paralelinde bir büyüme beklediklerini vurgulayarak, "Sektörün sürdürülebilir anlamdaki gelişmesini devam  ettirmesi ile, Türkiye'nin klasikleşmiş bir turizm destinasyon haline geldiğini gördük. Buradan tüketicinin her zaman Türkiye'de tatil yapmayı isteyeceği anlamını çıkarıyorum. Önümüzdeki sürecin de çift haneli olmayan ama tek  haneli olmakla birlikte artı ile geçeceğine inanıyorum" dedi.