Gaziantep’te rengârenk bir mola

Bu haftaki güzergâhımız gerçekten gökkuşağı gibi: Gaziantep'te tarihin oturaklı tonlarına baklavanın sarısıyla fıstığın yeşili, kültürün coşkulu renklerine Fırat’ın kendine özgü mavisi eşlik ediyor... Hadi keşfedelim!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Eşine kolay rastlanmayacak bir coğrafyadayım... Doğanın oyduğu heykelleri andıran yüksek kayaların arasında. Önümüzde berrak; mavi mi desem, yeşil mi desem bilemediğim Fırat'ın suyu. Nazlı mı; değil, delişmen mi; değil, pazar gününü burada geçiren insanları merakla süzüyor... Tam karşımızda antik dönemden bugüne uzanan geçmişiyle hayranlık uyandıran Rumkale... Kalenin karşısındaki "sahil"deyim ben de o sabah. Çevre kalabalık, dün kenti gezerken Emine Göğüş Mutfak Müzesi’nde öğrendiğim pazar geleneği “sahre”yi, yani pikniği-kır eğlencesini bir haftalık ertelemiş Gaziantepliler... Ya da ertelemiş demeyelim de, o haftaki eğlencelerini yeme-içmeden ziyade “seyretme” üzerine kurmuşlar; ne olsa “gezen güzel, oturan gazel olur” diyorlar... İşte ben de onlarla birlikte seyrediyorum, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Rumkale Su Sporları Festivali’ni... 

520 sporcu katıldı

Serbest Dalış alanında rekorları da bulunan Milli Dalgıç Şahika Ercümen’in pırıl pırıl sularda gerçekleştirip su yüzüne Türk bayrağıyla çıkarak bol bol alkışlandığı 40 metrelik dalış, 26 takımdan 520 sporcunun kelimenin tam anlamıyla kıyasıya rekabetine sahne olan dragon bot yarışları ve çeşitli su sporlarıyla uğraşan sporcuların gösterileriyle Rumkale, upuzun tarihi içinde alışılmadık bir gün sunuyor o gün bize... Günün finalinde küreklere en sıkı asılan dragon bot yarışçılarından Gaziantep Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı birincilik, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ikincilik, Şehitkamil Belediyesi ise üçüncülük kupasını neşeyle kaldırıyor... Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in “Yemek kültüründen sonra ikinci bir hazinemiz var, saklı bir cennetimiz var: Rumkale. Bu cenneti dünyaya duyurmak istiyoruz. Fırat’ı ve Fırat’ın güzelliğini geleceğe taşımak istiyoruz. Buranın tanıtımını da su sporlarıyla yapmak istiyoruz” sözleriyle amacını özetlediği festival, katılanların anılarında masmavi bir resim bırakıyor... Bir de merak: Fatma Şahin’in söylediğine göre sualtı arkeoloji müzesi başta olmak üzere bir dizi çalışma yapılacak burası için, gelecek yıllarda gezginlerini artırmak hedefiyle... “Cennetten kopmuş, su sporlarının çok rahat yapılabileceği bir yer” diyen Şahika Ercümen de katılıyor Rumkale’nin daha çok tanıtılması gerektiğine...

Tekne turu yapabilirsiniz...

Tarihi antik döneme uzanan, toprak üzerindeki yapılarıysa 12. ve 14. yüzyıla tarihlenen Rumkale, kayadan oyma bir odasında, Hz. İsa’nın havarilerinden Yuhanna’nın İncil’in nüshalarını çoğalttığı rivayeti dolayısıyla inanç turizmi için de şanslı bir nokta. Bugün restorasyon çalışmaları süren Rumkale’yi, çıkılabilecek tekne gezileriyle seyreylemenin mümkün olduğunu da ekleyeyim yeri gelmişken...
Su Sporları Festivali dolayısıyla bir kez daha geldiğim Gaziantep, doğal, tarihi, kültürel ve gastronomik zenginlikleriyle keyifl i bir “Hafta Sonu Molası” sundu bana yine özetle... Gezimizin odağı Rumkale’ydi ama, şehri “hızlandırılmış bir tur”la gezmeyi de ihmâl etmedim tabii... Hadi siz de eşlik edin bu keyifl i tura...

Haydi kent turuna çıkalım

Gaziantep’e gelip de Kale’nin tepeden vakûr bir edayla etrafında gezenleri süzdüğü Kültür Yolu’na, ustaların çekiçlerinin sesinin türkü gibi geldiği Bakırcılar Çarşısı’na (üstte), baharat kokan “Almacı Pazarı’na, Kurtuluş Savaşı hatıralarını yaşatan panoramalardan hamam kültürüne uzanan onlarca farklı konudaki müzelerinin en az bir iki tanesine, oldukça büyük bir alana yayılan Hayvanat Bahçesi’ne, akşamüzerleri “İkindi Sazı” dedikleri yerel eğlencelerle şenlenen hanlarına-kafeteryalarına ve tabii ki lezzet duraklarına uğramamak olmaz...

5 asırlık Paşa Hamamı, artık müze

Zeugma başta olmak üzere pek çok müzeye sahip bir kent Gaziantep. Zaman kısıtlıydı, bu sefer birbirine çok yakın olan iki tanesine uğrayabildim. Haluk Perk Koleksiyonu’ndan oluşan Hamam Müzesi, 1557'de yapılan Paşa Hamamı’nda. Koleksiyona mizansenli heykeller eşlik ediyor. Müzede ilgimi çeken parçalardan biri balıklı hamam tasları oldu. Ortasına bir balık fi gürü monte edilen bu taslar, hamama anneleriyle gelen çocuklar oynasın diye yapılırmış...

Mutfak kültürünüzü arttırmak için 

Diğer durağım Emine Göğüş Mutfak Müzesi’ydi. Gaziantep ve mutfak deyince şöyle bir duracaksın... Gastronomisiyle UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na seçilmiş bir kentteyiz sonuçta. Gaziantep’te bir seyyah olarak kahvaltıda katmerle başladığınız yemek serüveninizin arka planını öğrenmek istiyorsanız, 1904’te yapılan Göğüş Konağı’nda yer alan müzeye uğramanız lâzım...

Hayvanat bahçesi'nin maskotları

Gaziantep’e yolu düşenlerin, hele ki çocuklularsa uğramadan geçmedikleri bir yer var: Hayvanat Bahçesi. İçinde mamut iskeleti de görebileceğiniz bir Zooloji ve Doğa Müzesi ile Safari Park da bulunan Hayvanat Bahçesi’ne yılda 3-3.5 milyon ziyaretçi geliyormuş. Bin 350 dönüm üzerine kurulu bu mekânda 3 bin 500 türden 7 bin 500 canlı var. Peki maskot kim? İki tane var: İlki Cesur... Hatırlarsanız birkaç ay önce, yol kontrol noktasında polisin yaptığı uygulamada bir araçta bulunmuştu bu aslancık. Gözleri bile açılmadan geldiği Gaziantep Hayvanat Bahçesi’nin en çok görülmek istenen hayvanlarından biri bugün. Artık et yemeye başlamış, biraz biraz palazlanmış. Şu an 2.5-3 aylık minik bir kedicik... Diğer maskotsa 1.5 yaşındaki şempanze Can. Annesinin ilk doğumuymuş, doğum bir türlü gerçekleşmeyince sezaryenle almışlar Can’ı. Fakat anne dışlamış, bakmamış ona. O da bakıcısını anne bilmiş... En sevdiği mama da meyveli yoğurt... Sevimli zürafa çifti Selvi ve Şakir ile tüpbebek olarak doğan fil Gabi ve arkadaşı Pili, Hayvanat Bahçesi’nin diğer popülerleri...

Gaziantep turu yemeksiz olmaz her lezzet müthiş bir emeğin ürünü

Gaziantep öyle bir durak ki buraya sadece yemek yemeye gelen bile var... Gelinmeyecek gibi de değil hani... Kebabı, baklavayı saymıyorum, nefis tencere yemekleriyle, katmerin baş köşeye kurulduğu kahvaltı sofralarıyla, pazarlarını arşınlarken karşınıza çıkacak onlarca lezzetiyle, hatta yalnızca fıstığıyla bile başınızı döndürecek bir güzergâhtasınız... Üstelik neredeyse her yemek müthiş bir emekle yapılıyor bu şehirde. Örnek mi istiyorsunuz, alın size örnek: Katmer... Taze kaymakla antep fıstığını buluşturan bu lezzetin yufk ası o kadar ince açılmalıymış ki sözgelimi arkasında kalan bir yazıyı okuyabilmeliymişsiniz. Üstelik elle çevirerek, farklı bir açma yöntemi var bu yufk anın... Hanımlar yufka açmazlarmış pek Antep’te, baklavacılık bu yüzden biraz erkek işi...

Tencere yemeği kültürü zengin

Peki, kebap yediniz, yüzlerce yemek çeşidinden bahsedilen Gaziantep’te tencere yemeklerine kayıtsız mı kalacaksınız? Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Mutfak Sanatları Merkezi (MSM) tencere yemeklerini daha iyi tanıtmak için çalışan bir lezzet durağı. MSM’de büyükler ve çocuklar için yemek temalı atölye çalışmaları da gerçekleştiriliyor. Ben burada bir Osmanlı yemeği olan Ekşili Ayvalı Taraklık’ı (üstte) tattım ve Yuvalama’nın öyküsünü dinledim. Vaktizamanında bir süredir nişanlısını göremeyen bir genç kız, bayrama gelecek olan sevdiceği için öyle bir yemek yapmış ki tek kaşığa 40 tane “köftecik” sığdırmış. O gün bugün yuvalama, bayram yemeğiymiş, bayram öncesi hanımlar bir gece birinin, diğer gece öbürünün evinde yuvalama yaparlarmış.

Aldığınız hediyeliklerin arasında yerel tatlar da olsun!

Gaziantep’e geldiniz, gezdiniz, yediniz içtiniz, artık dönüyorsunuz... Yanınızda getirdiğiniz valizde yer olmasında fayda var, çünkü başta antep fıstığı ve baklava olmak üzere pek çok lezzeti yanınızda götürmek, âdeta Gaziantep molasını uzatmak isteyeceksiniz... En çok alınanlardan biri kuruluk. Yani bütün pazarları süsleyen, kurutulmuş sebzeler. Yöreye özgü haylan kabağından patlıcana, domatesten kırmızı bibere pek çok kuruluk alabilirsiniz pazarlardan. Tabii baharat alternatifiniz de bol. Pulbiber alacaksanız, dayanıklılığınıza göre satıcılardan öneri almanızı tavsiye ederim, zira bazıları gerçekten çok acı. Salça da Antep dönüşlerinin tercih edilen ürünleri arasında. Gaziantep’te gastronomik lezzetlerin yanı sıra pek çok hediyelik alternatifi de var elbette. Özellikle de Kültür Yolu güzergâhında kalan hanlarda ve tabii Bakırcılar Çarşısı’nda... Yörenin kumaşı kutnuyla yapılmış objeler, yemeni denen rengârenk ayakkabılar, bakırdan cam üfl emeye pek çok hediyelik alternatifl eriniz arasında...

Bu konularda ilginizi çekebilir