“Yatırım için istikrar ve öngörülebilirlik önemli”

YASED Başkanı Engin Aksoy, dünyada doğrudan yatırım çekme için rekabet yaşandığını belirterek, “Rakip ülkelere göre iki konunun ülkemize yatırım yapma kararını en çok etkileyen faktörler olarak öne çıktığını görüyoruz: Makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevenin öngörülebilirliği” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) 43. Olağan Genel Kurul Toplantısı yapıldı. Genel Kurula, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’ın yanı sıra YASED üyeleri de katıldı.

YASED Başkanı Engin Aksoy, Türkiye’ye yatırım kararlarının, küresel, bölgesel, siyasi ve ekonomik gelişmelerin belirsizlikleri her geçen gün artırdığı, uluslararası doğrudan yatırım çekme konusundaki rekabetin de her geçen gün daha da çetin bir hal aldığı bir ortamda gerçekleştiğini vurguladı.

Aksoy, “Böyle bir konjonktürde, ülkemizin iş ve yatırım ortamını uluslararası doğrudan yatırım çekme konusunda rekabet içinde olduğumuz ülkelerle mukayeseli bir şekilde analiz eden tüm çalışmalarımızda, iki konunun ülkemize yatırım yapma kararını en çok etkileyen faktörler olarak öne çıktığını görüyoruz: Makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevenin öngörülebilirliği” dedi.

“18,6 milyar dolarlık yatırım harekete geçer''

Engin Aksoy konuşmasına şöyle devam etti: “Ülkemiz yatırım ortamının tanıtımına ve daha fazla uluslararası doğrudan yatırım çekilmesine en fazla katkı sağlayan unsurun, uluslararası yatırımcıların yatırım ve büyüme haberleri olduğunu biliyoruz.

Enflasyonla mücadelenin, rasyonel politikalar çerçevesinde, öngörülen yol haritası ile sürdürülmesi, fiyatlama mekanizmalarında ortaya çıkan belirsizliklerin planlandığı şekilde giderilmesi ülkemize duyulan güvenin yeniden inşasında da büyük önem taşıyor.

Başta dijital ve yeşil dönüşümün düzenleyici altyapısı olmak üzere, mevzuat ve uygulamalarımızın rekabet içinde olduğumuz ülkelere kıyasla bizi daha rekabetçi hale getirmesi, daha yenilikçi ve yatırımcı dostu olmayı hedeflemesi önümüzdeki dönemin en önde gelen gerekliliklerinden.

Nitekim şubatta açıkladığımız YASED Pulse CEO Anketimiz; yatırım kararını etkileyen temel alanlarda gerçekleştirilecek iyileştirmelerin, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye gelebilecek 18,6 milyar dolar yatırımı harekete geçireceğini işaret ediyor. Ülkemizin, 2023 yılında 10,6 milyar dolar yatırım çektiği dikkate alındığında, ülkemizde yatırımı olan şirketlerimizin geleceğe yönelik bu olumlu öngörüsünü destekleyecek iyileşmelerin bu yıl ülkemizin de öncelikli gündemi olması gerektiğini düşünüyoruz.”

Cari açığın kapanmasına 7 milyar dolarlık katkı

 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da yatırım teşviklerinde yeni yaklaşımın ilk örneği olarak teknolojik ve stratejik yatırımlara odaklanan Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programını hayata geçirdiklerini kaydetti.

Bakan Kacır, “Yatırımcılarımızın uzun vadeli ve uygun koşullar da yatırım kredisine erişimini kolaylaştıran bu programla Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artırıyoruz, millî ekonomimizin yükselişini destekliyoruz” diye konuştu.

Türkiye'yi ileri teknoloji üretim merkezi haline getireceklerini kaydeden Kacır, "Makine, mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık ve kimya ile dijital dönüşüm alanlarında desteklediğimiz, orta yüksek ve yüksek teknoloji odaklı 103 milyar lira yatırım tutarında 182 proje ile cari açığın kapanmasına yılda 7 milyar dolar katkı sunacağız" açıklaması yaptı.

21 yılda 262 milyar dolar yatırım geldi

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye’nin 2003 yılından bu yana 262 milyar dolar yatırım çeken bir ülke olduğunu söyledi. Dağlıoğlu, “Yabancı şirketler Türkiye'deki özel sektör istihdamının yüzde 8,4'ünü oluşturuyor. Türkiye'deki ihracatın 2021 verisi itibarıyla yüzde 30'unu uluslararası sermaye şirketlerimiz sağlıyor. Uluslararası sermayeli şirketler Türkiye'deki özel sektör ARGE harcamalarının da yüzde 30'unu gerçekleştiriyor. İhracatın yüzde 60'ı ise yüksek ve orta yüksek ürünlerden oluşuyor” dedi.