'Tüm sektörlerde ithalat bağımlısı oluyoruz'

Plastik sektörünün dışarıya olan bağımlılığının arttığına dikkat çeken SOCAR Türkiye Başkanı Yavuz, "Türkiye, sadece plastikte değil, tüm sektörlerde giderek daha fazla ithalat bağımlısı oluyor" diye konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL -  Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER), sektörün en önemli maliyet kalemleri arasında bulunan enerjinin verimli kullanımı konusundaki çalışmaların paylaşıldığı "Plastik Sanayinde Enerji Verimliliği Semineri" başlıklı bir seminer düzenledi.  

SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğuna işaret ederek, yüksek maliyetlerle edinilen enerjinin hem günlük hayatta hem de üretim süreçlerinde tasarruflu ve verimli kullanılmasının önemini vurguladı. 

Enerji verimliliği konusunda şirketlerin uyguladıkları farklı teknikleri birbirleriyle paylaşmaları gerektiğini belirten Yavuz, plastik sanayinin hızla büyüdüğünü ama kronik problemleri bulunduğunu dile getirdi. 

Yavuz, sektörün geleceğe yönelik önemli tehditler ve tehlikeleriyle ilgili şirketler ve ülke olarak alınabilecek tedbirler olduğunu, bunlara yönelik olarak sürekli gündem yaratmak ve lobi oluşturmak gerektiğini ifade etti.  

"Türkiye ithalat bağımlısı oluyor"

Plastik sektörünün hammaddede dışarıya olan bağımlılığının arttığına dikkati çeken Yavuz, "Petro kimyada tek ara malı üreticisi şirketin sorumlusu olarak bunu üzüntüyle söylüyorum. Ama böyle bir acı gerçek var. Türkiye, sadece plastikte değil, bütün sektörlerde giderek daha fazla ithalat bağımlısı oluyor" diye konuştu.  

Türkiye'nin 1930'lu yıllarda uçak üretip satabildiğini anlatan Yavuz, "Ama birileri 'Siz çok pahalı üretiyorsunuz, üretim maliyetleriniz çok yüksek, biz bunu size ucuza satarız' dedi ve bize uçak fabrikasını kapattırdı. Ne yazık ki ithalat lobisinin uydurduğu bu sapık ideoloji, ülkemizi hegemonyası altına aldı. Bu ülke dışarıdan ucuza bulduğu hammaddeyi, mamulü ya da yarı mamulü getirip üstüne işçilik koyup satarak ayakta duramaz. Bu ülkenin geleceği, üretim zincirlerinin tamamında söz sahibi olmaktan geçer" değerlendirmesinde bulundu.  

 Yavuz, ucuz ithalata dayanarak sanayisini geliştiren bir ülkenin olmadığını ifade etti.  

"Ülkemizin geleceğini, sadece AVM'yle, rezidansla, inşaatla ayakta tutamayız"

  Kenan Yavuz, köklü üretim şirketlerinin AVM ve rezidans yapmaya döndüğünün acı örneklerinin yaşandığına değinerek, şunları kaydetti:  

"Üretim zor iş. Maliyeti yüksek, çilesi fazla, karı az. Çalışanla uğraş, devletle uğraş, maliyeyle uğraş, çevreyle uğraş. Herkes kafanızda boza pişirir. Yap bir AVM, ver kiraya; kar marjları hiçbir üretim prosesinin yanından geçmeyecek kadar yüksek. Dolayısıyla mutlular. Ama ülkemiz açısından acı hikayeler var. Bunlara bir yerde dur demek zorundayız. Ülkemizin geleceğini, sadece AVM'yle, rezidansla, inşaatla ayakta tutamayız. Üreten bir ekonomi olmak zorunluluğu her geçen gün kendini daha fazla gösteriyor.  

İşte, cari açık problemini yaşıyoruz. 'Faiz ne olacak, döviz ne olacak?' diye sürekli konuşuyoruz. Çünkü cari açığımız var. Kök neden cari açık. Cari açık diye bir derdimiz olmasa, ne borsa ne de faizlerin şöyle mi böyle mi olacağını, ne Avrupa Merkez Bankası'nın faizi indirdiğini mi kaldırdığını mı, ne de Amerikan Merkez Bankası'nın parasal genişlemeye dur mu yoksa kalk mı diyeceğini tartışmak zorunda kalırız." 

Türkiye'de son 12 yılda büyük bir altyapı devrimi gerçekleştirildiğini aktaran Yavuz, bunu bugün üretim devrimiyle buluşturup taçlandırmak  gerektiğini ifade etti. 

Türkiye'nin daha çok üretmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yavuz, "Daha çok üretmemiz için de rekabet koşullarını, üretim girdilerini, devletten ve kendimizden kaynaklanan üretim maliyetlerini kontrol altına almamız gerekiyor. Bilgiyi ve tekniği paylaşmamız gerekiyor. Bizden daha iyi yapanların nasıl yaptıklarının peşinde koşmamız gerekiyor" diye konuştu. 

"Enerji yönetimiyle yüzde 50'ye varan tasarruf yapılabilir" 

PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci ise enerji yoğun bir sektör olan plastik sektöründe hammaddeden sonra en büyük gider kaleminin enerji olduğunu söyledi. 

Türkiye plastik sektörü olarak üretim kapasitesi bakımından Avrupa'da Almanya'dan sonra ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldığına işaret eden Semerci, "Geçen yıl yüzde 13,5'lik bir büyüme hızı yakalayarak, ülkemizin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olduk. Bu büyüklük ve trafiğe paralel olarak sektörümüzdeki enerji ihtiyacı da hızla büyüyor. Bu maliyeti düşürebilmek plastik sektörü için enerji yönetiminin gerekliliğini artıran en önemli unsurlardan biri" diye konuştu. 

Semerci, yüksek enerji maliyetlerinin plastik sektörü için ciddi bir tehdit haline geldiğini belirterek, bu maliyetlerin sektörün rekabetçiliğine, üretimine, ihracatına ve istihdamına olumsuz yükler getirdiğini ifade etti. 

Doğru enerji yönetiminin sektörün rekabetçiliğine pozitif katkı yapacağına dikkati çeken Semerci, "Yapılan çalışmalar, iyi bir enerji yönetimiyle hali hazırda harcanan enerji miktarından yüzde 30 oranında tasarruf yapılabileceğini ortaya koyuyor. Hatta bazı özel durumlarda bu tasarruf oranı yüzde 50 civarlarına ulaşabiliyor. Bu demek oluyor ki, işlenen her bir kilogram plastik için kullanılan enerji miktarının azaltılması ve böylece kalıcı tasarruf elde edilebilmesi, plastik işleme süreçlerinde basit görevler ve ulaşılabilir hedeflerle mümkün" ifadelerini kullandı.  

Plastik endüstrisinde imalat operasyonlarında kullanılan enerji ve enerji yönetimi konularında uzman olan Dr. Robin Kent de seminer kapsamında katılımcılara bir sunum yaptı. 

Bu konularda ilginizi çekebilir