Kendi kendine yetmek mümkün

100 dönümlük bir araziye kurulan ekolojik otel ve eğitim merkezi Narköy, şeker ve tuz dışında bütün ihtiyaçlarını kendi arazisinden karşılıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Selçuk ALTUN 

Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde, İstanbul’a 130 kilometre uzaklıkta 100 dönümlük arazinin üzerine kurulmuş bir tesis Narköy. Türkiye’nin ilk, dünyada da çok örneği bulunmayan, ekolojik otel ve eğitim merkezi olarak hizmet veriyor.

Yaklaşık 2 yıl önce faaliyete geçen (2013 Ağustos) Narköy, sıra dışı bir konsepte sahip. Otele gelen misafir doğayı ve organik hayatı öğreniyor.

Kuşçu ailesinin bir hayalden yola çıkarak hayat verdiği  Narköy,  ekolojik bir yatırımla da para kazanabileceğinin en büyük ispatı.  

Narköy’ü sadece otel olarak ele almak çok büyük bir haksızlık olur. Çünkü buranın çiftlik kısmında inanılması güç işler yapılıyor. Otel ile çiftlik iç içe geçmiş ve birbirlerini tamamlayan unsurlar olmuş.

Narköy’de şeker ve tuz dışındaki bütün gıdalar kendi arazilerinde ve yüzde 100 doğal yetiştiriliyor, otele gelen misafirlerin hemen hemen bütün gıda ihtiyaçları bu çiftlikten karşılanıyor.

 “Düşü olmayanın işi olmaz”

Narköy, bir düşün dışa vurumu aslında. Bu düşü kuran kişi de emekli bir ilkokul öğretmeni Nardane Kuşçu. Namı diğer “Naranne.”

Bir yörük kızı olan Naranne, Adana’da doğmuş ve toprak içinde büyümüş. Naranne, uzun yıllar öğretmenlik yapıp emekli olmuş.  “Düşü olmayanın işi olmaz” diyerek yola çıkan Naranne’nin çocukluğundan beri hayali ekolojik bir çiftlik kurmakmış ve bu hayalini eşi ve çocuklarına da aşılamış. Aşı tutunca bütün aile olarak bu hayali gerçeğe dönüştürmenin yolunu aramaya başlamışlar.

Emekli olduktan sonra 2002 yılında Nar Eğitim’i kuran Naranne, aile danışmanlığı yapmaya ve NLP eğitimleri vermeye başlamış. Naranne’nin bankacı oğlu Ozan Kuşçu da bu alandaki 9 yıllık kariyerine noktayı koyup Nar Eğitim’in kurumsal ayağını kurmuş. Ozan Kuşçu, bugün Narköy’ün Genel Müdürlüğü’nü de yapıyor. 

Bu hayalin gerçekleşmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerektiğinin bilincinde olan Kuşçu ailesi, kirlenmemiş, etrafında otoyol ve fabrika bulunmayan bir arazi aramaya başlamış. 2007 yılında da Kandıra’da Kerpe’de iki tarafında devlet ormanı olan 100 dönümlük şu anda Narköy’ün kurulduğu vadiyi bulmuş.

ozan-kuscuoglu1.jpg

Nar Eğitim’den kazandıkları parayı ve yıllarca yaptıkları birikimi Narköy’ü kurmak için harcadıklarını belirten Narköy Genel Müdürü Ozan Kuşçu, o zamanlar tarla olan bu vadiyi satın alıp önce buranın toprağını, hayvancılığını hazırlamaya başladıklarını söyledi. Kuşçu, killi olmasına karşın kirli olmayan toprağı sağlıklı ve organik tarıma elverişli hale getirmek için Naranne’nin yıllarca uğraştığını ve sonunda başarılı olduğunu vurguladı.

Sofradaki her şey orada yetiştiriliyor

Narköy’de sofraya gelen her şey orada yetiştiriliyor. Nohut, buğday gibi aklınıza gelecek ilk ürünlerden altın çileğe kadar her şey üretiliyor.

Çiftlik kısmı tamamen doğal tarım alanı olarak kullanılan Narköy’ün otel peyzajı yenilebilir. Dolaşırken, olgunlaşmış bir şeyi gördüğünüzde koparıp yiyebilirsiniz. Zaten misafirlerin oda kartlarının üzerinde bahçedeki domates, biber, salatalık… gibi şeyleri koparın yiyin diye uyarılar yapılıyor.

Sadece bulundukları yörede yetişmeyen pirinç gibi bir iki ürünü dışardan aldıklarını belirten Ozan Kuşçu,  onların dışında hemen hemen tüm sebze ve meyveyi Narköy’de ürettiklerinin altını çizdi.

Bunlara ek olarak Narköy’ün koyun ve keçiden oluşan yaklaşık 50 baştan oluşan bir sürü, 15’e yakın büyük baş hayvan, 100’den fazla kümes hayvanı, 10 civarında arı kovanına da ev sahipliği yaptığını belirten Kuşçu, et, süt, yumurta ve bal ihtiyaçlarını bu hayvanlardan temin ettiklerini aktardı.

narkoy2.jpg

Kuşçu, bunların dışında Narköy’de 1 eşek, 3 at, 10’dan fazla köpek, 20’den fazla kedinin yaşadığını bellirtti.

Hiçbir şey sınırsız değil

Narköy’ün otel kısmı klasik 5 yıldızlı otel mantığının çok dışında bir anlayışla yönetiliyor. Burada açık büfe yok. Hiçbir şey çok değil, sınırsız değil. Narköy’de yemek yerken sınırsız bir et ve sınırsız bir süt yok, her şey sınırlı.

Ozan Kuşçu, bunun nedenini “Çünkü gelen misafirlere doğada hiçbir şeyin sınırsız olmadığı, her şeyin bitebileceği mesajını vermek istiyoruz” sözleriyle aktardı.

narkoy3.jpg

Bunun yanı sıra, otel odalarındaki minibarda ve restoran kısmında gazlı içecek servis edilmeyen Narköy’de bunların yerine orada yetişmiş meyvelerden yapılmış kompostoların yer aldığını belirten Kuşçu,  “Biz ekolojik bir tesisiz dediğiniz zaman onu her şeyi ile yansıtmanız gerekiyor. Odalarımızdaki mini barda evet kola yok, ama onun yerine üzüm suyu var. Biz ekolojiğiz diyerek misafirlerimize endüstriyel gazlı içecek verirsek ekolojik olmayız. Bunun yanında yapmadığımız şeyin yerine kendi ürettiğimiz şeyler koyuyoruz. Mesela dolaplarınızda üzüm suyu, erik suyu bulabiliyorsunuz. Gelincik şerbetini bulabiliyorsunuz” diye konuştu.

Ekolojik ve konforlu

Narköy’ün otel kısmı ekolojik bir şeyin aynı zamanda konforlu olabileceği düşüncesiyle inşa edilmiş. Fransa’da mimarlık ofisi kuran Türk asıllı Emir Drahşan buranın ilk konseptini yapmış. Bu ofiste çalışan Kuşçu ailesinin kızı Beste Kuşçu’nun da tasarımda emeği var.

c¦giftlik.jpg

 

Otele toplam 8 milyon TL yatırım yaptıklarını açıklayan Ozan Kuşçu,  tamamen ekolojik, klima kullanmayan bir tesis yapmak için bölgenin 1 yıllık güneş açıları ve rüzgar açıları ölçümlerini yaptıklarını, binaları bu ölçümlere göre konumlandırdıklarını söyledi.

İzolasyon değerlerinin çok yüksek olduğu bilgisini veren Kuşçu, “Burada ısı kaybını minimize etmek için Sibirya şartlarına göre izolasyon yapıldı. Odalarda küçük bir elektrikli radyatörle ısı ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz. Odalar 23 dereceye sabitlenmiştir. Her daim bu sıcaklıkta korunur” dedi.

Binalar “havada” duruyor

Narköy’ün otel inşaatı tamamen çevreye dost bir şekilde düşünülmüş ve kurulmuş. Tüm tesis toprağı kirletmemek için kazıklar üzerinde inşa edilmiş, yani binalara beton temel atılmamış, havada duruyor.

narkoy.jpg

Ozan Kuşku, bunun nedenini şu şekilde anlatıyor; “Toprağa zarar vermemek için en uygun bu yöntemi bulduk. Bu tabii ilave bir yatırım maliyeti getiriyor. Ama yarın bir gün biz buradan gidecek olsak, binaları buradan alsanız arazi aynen hiç dokunulmamış gibi olacak.”

Yağmur suları toplanıp tekrar tekrar kullanılıyor

Narköy’ün teknik işleriyle ailenin babası Ahmet Kuşçu ilgileniyor. Elektronik teknikeri olan Ahmet Kuşku, tesisin altyapısını dönüştürülebilir ve ekolojik olarak tasarlamış.

Tesiste su ağırlıklı olarak güneş panelleriyle ısıtılıyor. Yağmur suları bina çatılarında toplanıp, orada drene edildikten sonra yağmur suyu deposuna alınıyor. Ondan sonra sulamada kullanılıyor. İhtiyaca göre göre el yıkama suyu olarak da kullanılabiliyor. El yıkama suyu olarak kullanılan sular bir daha çevriliyor ve tuvaletlerde tüketiliyor.

narkoy1.jpg

Bu yıl atık suların geri dönüşümü ile ilgili yeni bir yatırıma imza atacaklarını bildiren Narköy Genel Müdürü Ozan Kuşçu, “Tuvaletlerde kullanılan yağmur suları da bu yıl yapılacak yatırımla biyolojik arıtmadan geçirilip yine sulamada kullanabilir hale getiriceğiz. Aslında bu hemen geri dönüşü olacak bir yatırım gibi görünmüyor. Ama bu sular değerlendirilerek sağlanan ekolojik döngü, Narköy’ün prensiplerini yansıtıyor” diye konuştu.

Gelen misafirler organik tarımı öğreniyor

Narköy’de yapılan aktivitelerin klasik otel aktivitelerinden çok farklı olduğunu belirten Ozan Kuşçu, “Bütün aktiviteler doğayı koruyabildiğimiz ama keyifli bir hayatı yaşayabileceğimizi görmek ve öğrenmek adına yapılıyor. Misafirlerimiz organik tarımda çalışarak mutlu oluyor ve kendilerini geliştiriyor. Burada orman yürüyüşüne çıktığınızda sadece ormanda yürümüyorsunuz, ormana nasıl bakmamız gerektiğini de öğreniyorsunuz” şeklinde konuştu.

ciftlik.jpg

Narköy’de çoklu tarım yaptıkları bilgisini veren Kuşçu, “Burada endüstriyel, yani tek tarlada tek ürün üretmiyoruz. Mısır, kabak, fasulyeyi beraber ekiyoruz. 3 kız kardeş beraber büyüyor. Mevsimine göre ürünler beraber ekiliyor ve toplanıyor. Zaten ekolojik tarım yaptığımız için bir süre sonra kendileri de yer yer çıkıyorlar. Dikey seramız var, yukarıya doğru üretim aldığımız, çuvallar içerisinde patates üretiyoruz. Biz burada arazimiz var, burada üretiyoruz demiyoruz. Buraya gelen insanlara kendi balkonlarında kendi küçük bahçelerinde nasıl üretim yapabileceklerini ve buradan aldıkları ürünleri nasıl tohuma çevirebileceklerini öğretiyoruz. Bizim burada kendi bahçeni kendin yap eğitimimiz oluyor. Ailelere bu eğitimleri veriyoruz” dedi.

tarla.jpg

“Deneyim turizmi”

Artık insanların sadece gittiği otele değil, orada yaşadığı deneyime önem verdiğini belirten Kuşçu, turizmin de artık deneyim turizmi, eğitimin de artık deneyim eğitimine dayandığını, onun için de yaptıkları yatırımın da fizibilitesi olduğunu düşündüğünü söyledi.

Bu açıdan bakıldığında doğal bir ortamda bulunmak isteyenlerin Narköy’ü tercih ettiğini ifade eden Kuşçu, “Narköy’ü şu anda eğitim kurumları çok aktif bir şekilde kullanıyor. En başta Nar Eğitim’in kurumsal müşterileri farklı bir eğitim deneyimi yaşamak için geliyor. Onun dışında başka eğitim kurumları da Narköy’ü kullanıyor. Ayrıca, firmaların üst düzey yönetici toplantıları ve liderlik eğitimi gibi konularda tercih ettikleri bir yer burası. Aileler de çocuklarıyla farklı bir öğrenme, eğitim ve tatil deneyimi yaşamak üzere bizi ziyaret ediyor. Narköy’ü aktif olarak kullananlar arasında yoga eğitimi, bir takım spiritüel eğitim veren kişiler de bulunuyor” diye konuştu.

narkoy4.jpg

Doğal havuz ve elektriksiz SPA’sı da olacak

Tesiste yeni yapılacak yatırımlar hakkında da açıklamalarda bulunan Ozan Kuşçu, şunları söyledi; “Ne yapmayacağımızı söylemek isterim önce. Birincisi, Narköy yüzde 100 doluluğa ulaşsa bile, bizim konaklama kapasitemiz belki 15-20 kişi artabilir, ama bunun üzerine asla çıkmayacağız. Çünkü bu değerleri koruyamayız o zaman. Bunun dışında hem otel hem de çiftlik kısmına birkaç küçük yatırımımız olacak. Otel kısmında bir adet çok amaçlı salon yapacağız. İlk yapacağımız iş o. Yoga kampı ve eğitim kampı gibi 40-50 kişilik gruplar geliyorlar. O eğitimlerini yapıyorlar ama onlara rahat bir 150 – 200 metre kare büyüklüğünde bir yer yapmamız lazım. Onun dışında yağmur sularından tamamen doğal, içerisinde klor ve diğer kimyasalların olmadığı bir havuz yapacağız. Bir tane de içinde elektrik olmayacak ve 5 elementten oluşacak küçük bir SPA yapmak istiyoruz.

urunler.jpgÇiftlik tarafında da ürettiğimiz ürünleri sağlıklı bir şekilde İstanbul’a ulaştırmak için paketleme yapacak bir ünite yapmamız gerekiyor. Çünkü ürünlerimize çok talep oluyor. Ama nakliye sorunu nedeniyle bunu yapamıyoruz. Atlarımızı daha büyük bir yere almamız lazım. Yani çiftliği güzelleştirecek birkaç şey yapmamız gerekiyor.”

“Kapıyı kapatırsam burada yaşarız”

Çocukluğumuzda okullarda “Türkiye kendi kendine yeten nadir ülkelerden biridir” diye bilgiler verilirdi. Şu anda bu cümle eğitimin herhangi bir safhasında öğrencilere söylenmiyordur diye düşünüyorum. Çünkü artık Türkiye tarımda bile kendi kendine yeten bir ülke değil.

Ancak, Ozan Kuşçu, Narköy’de kurdukları ekolojik hayatla bu konuda oldukça iddialı bir konumda. “Tuz, şeker dışında her şeyi burada üretebiliyoruz. O nedenle kapılarımızı kapattığımız zaman misafirlerimizle birlikte burada kendi kendimize yeteriz.  Türkiye’nin kendi tohumlarından kendi ürünlerini üretebildiği bir zamana hazırlanmasını gerektiğini düşünüyoruz. Narköy ölçeğinde biz bunu yapabiliyorsak, kapıları kapattığında kendi kendine keyifli bir şekilde yetebiliyorsa, aslında Türkiye ölçeğine büyüyebilse bunu Türkiye de yapabilir teoride. Bunu mutlu bir şekilde yapabilir. Bizim bir tek şeyi hatırlamamız lazım. Emek vermemiz lazım. Birçok şeyi çok kolay elde etmeye başladık. İkincisi de azla yetinmeyi yine hatırlamamız lazım. “Yemek bitti”yi öğrenmemiz lazım, yemeğin bitebileceğini çocuklarımıza öğretmemiz lazım. Bugün ben tatil köylerinde tabaklarda gördüğümde üzülüyorum. O nedenle bizim daha az tüketip daha çok çaba sarf edeceğimiz bir dönemi hatırlıyor olmamız lazım.”

urun.jpg

Narköy’de yetişen ürünlere organik pazarda ulaşmak mümkün

İstanbul’daki Özgürlük Parkı ve Maltepe’de kurulan organik pazarda Narköy’de üretilen ürünleri bulmak mümkün.

Pazara mevsimine göre Narköy’de yetiştirilen ürünler, reçeller, süt, yumurta gibi ürünler götürülüyor.

Nakliye masrafları düşüldüğünde organik pazarda çok büyük bir maddi gelir elde etmediklerini belirten Ozan Kuşçu, gidiş nedenlerini şu sözlerle anlatıyor: “Oraya gitmek istiyoruz mutlaka. Biz bir kere o pazar kültürünün yaşamasını istiyoruz. İkinci olarak, o pazara gelip alışveriş yapan dostlarımıza bizden aldıkları ürünleri nasıl tohuma çevirebileceklerini ve kendi balkonlarında, bahçelerinde nasıl yetiştirebileceklerini öğretiyoruz. Biz belki unuttuk ama, yediğimiz her domates, her karpuz çekirdeği bir tohum. Bizden aldığı domateslerle kendi balkonundan domates üreten ve alt komşusuna, üst komşusuna domates veren arkadaşlarımız var.”

tavuk.jpg

Fide satışları yapmaya başladı

Organik pazarın yanı sıra seralar ve üreticilerin kendilerinden fide almaya başladığını aktaran Ozan Kuşçu, “Geçtiğimiz sene Uludağ Üniversitesi, bu sene de kendi organik tarım çiftliği olan restoran zincirlerinden biri bizden fide aldı. Bu da Narköy’ün kendi giderlerini karşılamak adına çok önemli. Şu anda 10.000 civarında fide siparişi aldık. Bu da önemli bir gelir yazdı çiftlik adına. Bizim konaklama dışında çiftlik ürünleri satışında elde ettiğimiz gelir, toplam gelirlerimizin yüzde 10’unu oluşturuyor.” bilgisini verdi.

fide.jpg

Konaklama çeşitleri

Narköy’de birkaç farklı konseptte konaklama imkanı sunulurken, günübirlik ziyaretlerde de bulunabiliyorsunuz.

Sakin ve tekli konaklama istendiğinde toplamda 25 civarında kişi ağırlanabildiğini belirten Ozan Kuşçu, konaklama türleri ile ilgili şunları söyled; “İkili konaklamaya çıkıldığında bu sayı 50’ye ulaşıyor. 3 kişinin de rahat bir şekilde kalabileceği şekilde odalar tasarlandı. Böyle durumlarda 75 kişiye kadar Narköy rahatlıkla hizmet verebiliyor.

Narköy’de farklı konaklama üniteleri bulunuyor. Normal odalar dışında iki süit oda mevcut. Bunun dışında 6 kişilik bir aile veya bir grup birlikte kalmak isterse ev denilen kısmı kendilerine tahsis ediyoruz. Burası gerçekten de bir ev. Mutfakları var, isterlerse bir şeyler alıp orada da pişirebiliyorlar. Yurt denilen bir alan daha var. 3 katlı ve  4 odalı. Altında şömineli bir salonu bulunuyor. Orada 4 çift veya 8 kişilik bir arkadaş grubu kalabiliyor.

cadir1.jpg

Ayrıca, konak denilen başka bir bölüm daha var. Orada bir kuzine, çok büyük bir mutfak bulunuyor. Tadım yapmak isteyen, beraber bir şey üretmek isteyen şefler grubu gelip orada ortak çalışmalar yapabiliyor. Oradaki mutfak 30-40 kişiye yemek çıkartabilecek büyüklükte.

Tüm bunlara ek olarak isteyen misafirler yörük çadırında da kalabiliyor. Orada aileler kamp yapabiliyor.”

domates_kufe.jpgİşletme giderleri çok düşük

Narköy’ün bir otel yatırımı olarak en büyük özelliklerinden bir tanesi de işletme giderinin çok düşük olması. Bütün gıdayı kendisi ürettiği için pek bir satın alma yapılmıyor.

Aylık maksimum 10 bin lira gibi bir satın alma gerçekleştirdikleri bilgisini veren Genel Müdür Ozan Kuşçu, “15 kişilik personel giderimizi de düşündüğümüzde toplam aylık maliyet 30 bin lirayı ancak buluyor.

Narköy şu anda çok rahatlıkla kendisini çeviriyor. Henüz çok yeni olmasına karşın, sezonda aylık 100 bin lira gibi bir ciroya rahatlıkla ulaşabiliyor. Bu açıdan baktığımız zaman, Narköy 7-8 yıl gibi bir sürede yatırım maliyetini çıkarmış olacak.

acik-derslik.jpg

Burası pahalı bir yer değil ama ucuz bir yer de değil.  Bir de biz burada fiyatı düşürelim,  herkes her zaman gelsin istemiyoruz. Buranın kıymetini bilecek insanlar geldikçe burası devam etsin istiyoruz. Ki biz bu araziyi de korumuş olacağız” şeklinde konuştu.

Personelin tamamı yörenin insanı

Narköy’de sürekli olarak 15 kişi çalıştığı bilgisini veren Ozan Kuşçu, 45-50 dönüm arazinin sürekli ekili halde olduğunu ve ekim döneminde de 10 civarında geçici işçi aldıklarını söyledi. Kuşçu, “Personelimiz bu yörenin insanı. Biz aynı zamanda lokal kültürün de yaşaması gerektiğine inanıyoruz. Hem onlar bize bir şeyler öğretiyorlar, hem biz onlara bildiklerimizi aktarıyoruz. Böylelikle aslında Narköy’ü de yörenin insanı Narköy yapmış oluyor” açıklamasında bulundu.

cadir.jpg

Türkiye’nin en büyük kişisel tohum bankası

Narköy’ün çiftlik kısmı tamamen Naranne’nin mucizesi. Narköy arazisi satın alındıktan sonra burayı doğal bir yaşam haline dönüştürmek için kolları sıvayan Naranne, atalık denilen GDO’lu olmayan, organik tohumlar toplamaya başlamış. Bunun için Anadolu’nun onlarca şehrini gezen Naranne, çeyiz sandıklarından saf tohumlar toplamış. Bu topladığı tohumlarla üretime başlayan Naranne, bugün Narköy’de 1200 tohumdan oluşan organik bir tohum bankası kurmuş. Şu anda bu toplanan tohumlar çiftlikte 3 farklı yerde özel oda sıcaklığında muhafaza ediliyor. Bu bankada sadece domatesin 60 farklı çeşit tohumu bulunuyor.

nardane-kuscu.jpg

Naranne’nin cebinde bu tohumlardan her zaman örnekler bulunuyor ve arazide, ormanda gezinirken bunları toprağa atıyor. Çünkü o toprağın hafızası olduğuna, olumsuz bir durum yaşanması halinde ilerleyen yıllarda bu tohumların yeniden yeşereceğine inanıyor.

1000 yıllık tohumdan hasat

Naranne’nin tohum bankasında en özel yer 1000 yıllık bir buğday tohumuna ayrılmış. İç Anadolu’da yapılan arkeolojik kazıların birinde 1000 yıllık çatlamamış bir tohum bulunuyor ve Naranne’yi tanıyan kazıdaki ekipten birisi bu tohumu yaşatsa Naranne yaşatır diyerek kendisine gönderiyor. Naranne de gerçekten bunu yaşatıyor. 1000 yıllık tohumdan geçtiğimiz yıl ilk hasadını yapan Naranne, bu sene yeniden ekmiş ve ikinci hasadı yapacak. Naranne’nin en büyük hayallerinden biri de bu tohumdan elde ettiği buğdayla yaptığı ekmekten yiyebilmek.

Ekolojik hayatı öğrenmek isteyen dünyanın dört bir yanından geliyorlar

Narköy’ün en çok şaşırtan özelliklerinden bir tanesi de gönüllü programı. Dünyanın 4 bir yanından gelen gönüllüler burada ekolojik hayatı öğreniyor.

Work and Travel ve Workaway gibi blog siteleri üzerinden Narköy’e ulaşan gönüllüler için burası çok popüler bir yer.

Bu gönüllüler Narköy’e gelerek normal bir işte çalışır gibi mesai yapıyorlar. Bunun karşılığında bir para kazanmıyorlar, ama aynı zamanda bir şey de ödemiyorlar. Barınma ve yeme içme ihtiyaçları Narköy tarafından karşılanıyor.