KOBİ’ler şirketlerini değil güçlerini Ar-Ge’de birleştirmeli

Erdemir Grubu bu yıl 50’nci yılını kutlayacak. Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır ile yatırımlarını, projelerini ve sanayileşmenin adımlarını konuştuk

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ece_ceyhun-018.jpg

Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, Türkiye’de KOBİ’lerin güçlerini Ar-Ge’de birleştirmesi gerektiğine inanıyor. Dünyada da KOBİ’lerin şirketlerini birleştirmeden ‘rekabet öncesi’ güç birliğine gittiği örnekler olduğunu anlatan Pandır, “Türkiye’de KOBİ’lerin birleşip ortak hareket etmesi çok zor. Herkes kendi işine ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla bakıyor. Örneğin İspanya Bilbao’da şirketler araştırma merkezinde ortak olmuş ama nihai ürüne herkes kendi imzasını atıyor. Onun için diyorum ki tamam ayrı şirket olun ama Ar&Ge için bir araya gelip bir yara bandı oluşturun” dedi. 

Türkiye’de, dünyada çok az ülkede olan Ar-Ge teşvikleri verildiğine de işaret eden Ali Pandır, “Çünkü Türkiye’nin en büyük sorunu, katma değeri yüksek olmayan üretim yapıyor olması. Türkiye’de ithalat bağımlısı bir montaj sanayi gelişti. Bu kadar çok ithalata dayalı bir sanayide bir de değer zincirinin çok ucunda bir yerde çalıştığınız zaman, katma değer iyice azalıyor” diye konuştu. 

Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır ile önce Erdemir’i konuştuk ardından Türk sanayisinin gelişimini. Türkiye’de sanayinin payı toplam ekonomi içerisinde yüzde 15’lere kadar geriledi.Yüzde 15 göze çok düşük geliyor ama gelişmiş ekonomilerde de sanayinin payı yüzde 15’lerde seyrediyor. Çünkü ülkeler geliştikçe doğal olarak hizmetler sektörü de gelişiyor. İnsanlar refaha ulaştıkça daha çok hizmet almak istiyor. Sanayinin payının,ekonomiler geliştikçe düşmesi kaçınılmaz olarak görülüyor. Türkiye için tehlikeli olan ise ülkenin tam orta gelir tuzağını atlayacağı bir dönemde sanayinin payının bu kadar düşmüş olması. Pandır, “Biz milli gelir olarak 25 bin dolarlık bir ülke olsaydık, o zaman yüzde 15 hiç sorun değildi. Şimdi tam ülke olarak bu atılımı yapacakken sanayinin ufalması bir sorun. Ayrıca 1960’lardan beri hafif montaj ve hafif sanayiye dayalı gelişen sanayinin katma değeri az. Üretim yapmak için ithalata bağımlısınız ve bunu yenemiyorsunuz. Bir şekilde katma değeri artırmanız gerek” dedi. 

Değer zincirinin üst sıralarına tırmanmak 

Sıfırdan yeni bir Erdemir kurmanın 10 milyar dolardan daha fazla bir yatırım gerektirdiğine de işaret eden Pandır, Sanayi Bakanlığı’nın demir- çelik sektörüne ilişkin yaptırdığı bir araştırmaya değinerek şöyle konuştu: “Bizim dışımızdaki çelik üreticileri hurda alıyor, eritiyor ve tekrar çelik haline getiriyor. Bu hurdanın tamamı olmasa bile, çoğu ithal. Bir hesap yaptırılmış ve ‘demir- çelikçiler hurda yerine Erdemir gibi cevherden çalışsa ve cevherin tamamı ithal bile olsa, Türkiye’nin cari açığını 2.5 milyar dolar azaltıcı etkide bulunuyor’ sonucuna varılmış. Türkiye’de cevher yetersiz de olsa değer zincirinin ne kadar üstünden başlayarak üretim yaparsanız o kadar katma değer üretiyor ve o kadar daha az ithalat yapıyorsunuz.” 

Pandır, 'Türkiye bu kısır döngüyü nasıl yener?' dediğimizdeyse şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de 180 tane Ar-Ge merkezi var ama birçoğunda Ar-Ge yapılmıyor. Ürün geliştiriliyor. Ar-Ge vizyon işidir. Ar- Ge’nin ‘20 milyon harcayacağım ve mutlaka bir şey bulacağım, patentini alacağım ve 50 milyon kazanacağım’ diye bir garantisi yok.Türkiye’de KOBİ’lerin birleşip ortak hareket etmesi de çok zor. Herkes kendi işine ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla bakıyor. Örneğin İspanya Bilbao’da şirketler araştırma merkezinde ortak olmuş ama nihai ürüne herkes kendi imzasını atıyor. Onun için diyorum ki tamam ayrı şirket olun ama Ar&Ge için bir araya gelip bir yara bandı oluşturun.” 

Dünyanın en kârlı demir-çelikçilerinden biri oldu 

Pandır, Erdemir’de ilk yılını kasım ayında devirdi. Pandır, öncesinde Erdemir’de bağımsız yönetim kurulu üyesi olmasının avantajını Yönetim Kurulu Başkanı olduktan sonra gördüğünü de kaydetti. Nitekim geliştirdikleri büyüme stratejisiyle dünyanın en kârlı demir çelik şirketlerinden biri olduklarını da söyleyen Pandır, "Bu sene de EBITDA ile FAVÖK marjını yüzde 20’nin üzerinde götürüyoruz ve yılsonunda da yüzde 20’nin altına düşmeyeceğini tahmin ediyorum” bilgisini verdi. 

Büyük gemi Erdemir, sürat motoru çevikliğiyle yönetilecek 

Pandır, Erdemir'de ‘dünya klasında şirket ve güçlü bir küresel oyuncu olmak’ hedefini koymuş. World Steel Dynamics’in (WSD) dünyanın en iyi çelik üreticilerini seçtiği “World Class Steelmakers” sıralamasında ilk 10’da yer alan Erdemir için ‘dünya klasında’ olmayı da Pandır, “Benim için dünya klasında olmak, kalite, iş yapış şekli, ar - ge ve inovasyon demek" diye açıkladı. 

Pandır’ın gönlünden geçen, Erdemir’i WSD’nin listesinde ilk 3’te görmek. Bu nedenle de iş yapış süreçlerini yakınlaştırıyorlar ve Ar-Ge’yi yeni baştan yaratıyorlar. Pandır, “Bu kadar büyük bir yapıyı hızlı hareket ettirmek, okyanusta giden çok büyük bir gemiyi sürat motoru gibi yönetmeye benzetiyorum.Bu çevikliği kazandırmak kolay değil. Ama gelecekte okyanusta giden bu büyük gemiyi bir sürat motorunun çevikliğiyle yönetme becerisine sahip olacağız” değerlendirmesini yaptı. 

Simülasyon merkezi de bu yıl devreye alınacak 

Erdemir Grubu’nun aktif büyüklüğü 16 milyar TL (7 milyar dolar). Şirket 2014 9 aylık döneminde t8.6 milyar TL toplam satış geliri sağladı. Yıllık bazda Erdemir grubu, 11.25 milyon ton ham çelik üretim kapasitesine sahip. Pandır, Erdemir’in 2014 finansal performansının da bir ‘rekor’a imza atacağı sinyalini veriyor ve 2015 planlarını şöyle anlatıyor: “Biz bütçeyi hep kötümser yaparız. Sonuçta hava tahmininden bile daha zor bir şey yapıyorsunuz.2015’te Türkiye’nin çelik üretimi veya tüketimi artmasa bile Erdemir olarak en azından 2014’ün yüzde 2 üzerinde pazar payı alacağımız ya da bu senenin yüzde 2 fazlasında üretim ve satış yapacağımız bir plan yaptık. Türkiye’nin çelik tüketimi milli gelirin gelişimine çok koşut. Devam eden altyapı yatırımları, yeni havaalanları, yeni köprü hepsi demir çelik demek. Sanayi gelişmese de altyapı devam ettiği müddetçe Türkiye’nin belli bir seviyedeki çelik tüketimi eksilmiyor. Geçen sene bakımlar nedeniyle tam üretim yapamadığımız dönemler oldu. Bu sene onları da atlattık, tam üretim yaparsak geçen senenin yüzde 2 fazlasını gerçekleştireceğiz. Ama fiyatlar düştüğü için tabii ki ciro ve kâr geçen seneki gibi olmaz." 

Pandır, “Türkiye’de şimdiye kadar hiç olmayan, ilk defa bizim ithal edeceğimiz bir simülasyon merkezi yatırımımız var” açıklamasını yaparken yatırımında bu sene devreye alınacağı bilgisini paylaştı. Merkez için 4-5 milyon dolarlık yatırım harcaması yaptıklarını da kaydeden Pandır, toplamda 22-23 milyon dolarlık bir yatırım yapmış olacaklarını da söyledi. Erdemir'de yatırımlarda özkaynak/ borçululuk oranı ise yüzde 1’in altında, yüzde 0.8 gibi. Pandır, "Şu anda nakitteyiz. Ama yatırım yaparken günün şartlarına göre hareket edebiliriz” dedi. 

Maden ve haddehanede yeni yatırım fırsatlarına kapısı açık 

Yurtdışındaki planları hakkında da bilgi veren Pandır, “Politik gelişmelerle ihracatta zorlandığımız İran ve Mısır gibi pazarların yerine yenilerini koymayı başarabildik. 2014 yılında şu ana dek 35 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirdik.2014’de Kanada’ya kurduğumuz ve satış odaklı temsilciliğimizle ihracatımız önemli ölçüde arttı. Avrupa’nın bir ülkesinde daha böyle bir ofis açma planımız var.Singapur’daki temsilciliğimiz ise satın alma ağırlıklı çalışıyor”dedi. Yeni bir tesis ve maden yatırımı içinse hem yurtdışında hem yurtiçinde arama çalışmaları sürüyor. 

“Türkiye’de de yurtdışında da maden arayışımızda var” diyen Pandır, “Satın alabiliriz ya da anlaşma yapabiliriz. Haddehane yatırımlarımızı da yapıyoruz. Yurtdışında işi de olan, üretimi ve müşteri portföyü olan bir haddehaneyi de bulabilirsek değerlendiririz. Yurtdışında da hazır bir tesiste hat oluşturmaya sıcak bakabiliriz. Romanya’da olduğu gibi ara mamulle tüketiciye daha yakın ürünü yapabileceğimiz bir tesis olabilir” açıklamasını yaptı.

Koruma kalkanları çıktı, Çin yavaşladı, fiyat düştü... 2014 kolay olmadı

2014’ün genel olarak ‘kolay bir sene’ olmadığını da kaydeden Pandır, “Türkiye’nin çevresindeki sorunları, Irak’a ihracatın kesintiye uğramasını, dünyada korumacılık önlemlerinin çok artmasını, başta Amerika olmak üzere Fas’tan Mısır ve Tayland’a kadar pek çok ülkenin Türkiye çelik ürünlerine vergiler koyarak korumacılığa başladığını düşünürsek kolay bir yıl değildi. Üstelik eylül ayından itibaren Çin ekonomisinin de frene bastığını ve Çin’in fazla kapasitesini agresif bir şekilde ihracata yönlendirdiğini de gördük” dedi. Çin’in demir-çelik tüketiminde yüzde 10 frene basması bile bir anda 700-800 milyon ton civarında fazlaya tekabül ettiğine de işaret eden Pandır, şöyle devam etti: “Türkiye kapılarını sadece filmaşin dediğimiz bir üründe kapattı. Aslında korumacılık taraftarı değiliz ama herkes size kapılarını kapatıyor kapısı açık sadece siz kalıyorsunuz. Bizim buradaki görüşümüz kapıların ülke bazında kapatılması. ÇünküTürkiye’de üretilmeyen örneğin Japonya’dan gelen çeliklerde var.” Pandır, "Çin’in frene basmasının bir etkisini de emtia fiyatlarında gördük. Demir cevheri 120 dolarlardan 70 doların altına kadar indi. Sıcak sac FOB endeks fiyatı ton başına 600 dolarlardan 490-500 dolarlara düştü. Düşen bir fiyat grafiği, artan dış rekabet, ihraç pazarlarının koruma kalkanlarını yükselttiği, en önemlisi de Irak’a olan ihracatın durma noktasına geldiği bir sene geçirmiş olduk” değerlendirmesini yaptı. Pandır, bu yıl fiyatlarda ekstrem düşüş hareketleri beklemediğini yıl sonunda ulaştığı seviyelerde kalmasını öngördüklerini de söyledi. Türk çelik üreticileri için Amerika ve Kanada’da açılan soruşturmalarda ise Erdemir için ‘devlet kontrolünde bir şirkettir ve borularda kullanılan çeliği devlet sübvansiyonu ile satıyor’ soruşturması gelmişti. Pandır, “Kanada’ya kamu kurumu olmadığımızı anlattık. Kabul edip, geri çektiler. Ama Amerika’da soruşturmada artık uluslar arası hukuka ve kuruluşlara hükümetler nezdinde devam etmek gerekiyor. Amerika Ticaret Bakanlığı iç baskılar nedeniyle kararını değiştirmedi. Bu kararı iptal etmenin tek çaresi Türk Hükümeti'nin Dünya Ticaret Örgütü'nde dava etmesi” dedi.

Yeni galvaniz hattıyla üretemediğini üretecek

Erdemir için 2015 diğer yıllardan biraz farklı. Şirket bu yıl 50’nci kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Bu nedenle bir sosyal sorumluluk projesi başlatmak için çalışıyor. Gündemde enerji verimliliğini artıracak, çevreye uyumu geliştirecek projeler ile ihtiyaç duyulan tesislerde yenilemeve yeni ürün yatırımları olacak. Ar-Ge bölümü yeni baştan kuruluyor ve bunu destekleyecek bir simülasyon merkezi de ilk defa kurulacak. Bunlara ek olarak İskenderun fabrikasında daha ince sıcak rulo üretimi için yatırım yapılıyor. Otomotiv için yeni bir galvaniz tesisi kurulacak ve bu yatırımla Erdemir’in, 330 bin tonluk galvaniz üretim kapasitesi iki katına çıkacak. Bu yatırım Erdemir’e üretemediği birçok ebadı üretme imkanı getirecek. Pandır, “Yeni hat ile hedefimiz ve yaptığımız projeksiyonlardaki öngörülerimize göre cari açığın kapanmasına yapacağı katkı zaman içinde yıllık 200 milyon dolar seviyesine kadar çıkabilecek” dedi.

Yönetim felsefesi biraz Amerika, biraz Japonya'dan

Ali Pandır dünyanın 9 ülkesinde çalışmış bir isim. Pandır’a göre bir yönetici Amerikalı gibi çalışacak ama Japon gibi plan yapacak. Pandır, Amerika-Japonya karışı iş modelini anlatırken “Amerika’da üst düzey yöneticiler çok fazla uzun vadeli planlar yapamıyorlar çünkü yerini koruyup koruyamayacağı şirketin borsa değerine bağlı. 3-5 seneyi geçmeyecek planlar yapıyorlar. Japonlarda ise iş tam tersi. Bir şirkete girip oradan emekli olurlar bu nedenle de hep uzun vadeli çalışırlar. Japonya’da batan firma sayısı da azdır. Eğer dünya klasmanında bir şirket olmak istiyorsanız, yarın kriz de çıksa 5 sene vizyonunuzu değiştirmememiz lazım. Diğer taraftan da değişen konjonktüre ayak uyduracak çevikliğe ve dinamikliğe sahip bir kültüre ve iş yapış tarzına sahip olmanız gerek. Biz Erdemir’de bunu yapmak istiyoruz. Japonlar gibi uzun vadeli Ar-Ge ve inovasyonla beslenen bir hedefiniz, ama diğer tarafından da Amerikalılar gibi dinamik ve esnek bir yönetim stratejisi benimsiyoruz” vurgusunu yaptı.

Bu konularda ilginizi çekebilir